Üstsüz otomobiller, bir dönem gerçekten de hayli popülerdi. Hatta neredeyse 100 yıldan fazla bir zaman öncesinde. Çünkü ilk otomobilleri kullananların deyim yerindeyse “başlarını sokacak bir tavanları” zaten yoktu! Sonrasında yavaş yavaş kapandılar. Önce yarım tavanlı, sonrasında da tam tavanlı otomobiller piyasaya çıktı. Şimdilerde “üstsüz” otomobil modellerinin “lüks” kabul edilmesine aldırış etmeyin yani!
Elde ne varsa...
Yaz geliyor ve şimdilerde o eskinin üstsüzlerinden pek de eser kalmadı desek yeridir. Çünkü zaman değişti. Sadece insanların zevklerinden, keyiflerinden dolayı değil, rekabetin şartlarının gereği olarak... Eskiden Renault Megane, Ford Focus, Nissan Micra, Peugeot 207 gibi makul modellerin “CC” (Coupe Cabrio) ya da düpedüz “cabriolet” modelleri mevcutken, birden ortadan yok oluverdiler. Hatta VW EOS bile, bir daha “geri gelmemecesine” üretimden ha kalktı, kalkacak. Birkaç marka dışında meydan, lüks markaların üstsüzlerine kalacak. Hele de Türkiye’de...
Rekabet azizim
Peki madem bu kadar çok seçenek vardı, ne oldu da göç ettiler? Tabii ilk nedenlerden biri, kuşkusuz güvenlik normlarının giderek sıkılaştırılması. Bu da, her bir “üstsüz” otomobil için daha fazla mühendislik anlamına geliyor.
Buna bağlı olarak ikinci neden de, küresel kriz. Küresel kriz, otomotiv üreticilerinin kazançlarını törpüleyip, zor duruma sokunca, rekabette “uygun maliyet” derdine düşüldü. Ortak platform stratejisi ortaya çıkıverdi. Aynı platformdan, az maliyetler sedan, coupe, hatchback, station, hatta ticari araç bile çıkarmak mümkün. Bunun için platformu uzatıp kısaltmak, motor seçenekleri ve güvenlik donanımlarını uyarlamak yeterli.
Ancaaak, cabriolet çıkarmak biraz zor! İşte bunun sırrı da, “ilk neden”de gizli. Çünkü güvenlik gerekleri nedeniyle “üstsüz” modeller için aynı platform üzerinden çok daha fazla mühendislik ve çalışma gerekiyor. Hatta bazen, neredeyse yeni bir platform yapmak gerekebiliyor. Çünkü tavanları açıkken de insanları fazlasıyla korumaları, çarpışma testlerinde “üstlü” akranları kadar başarılı olabilmeleri gerekiyor. Ayrıca onlara daha farklı güvenlik önlemleri eklemek de gerekebiliyor. Örneğin, Allah korusun takla atıldığında, sürücü ve yolcuyu koruyacak “otomatik takla barları” gibi...
İşte, sırf bu yüzden, dünyanın bir numaralı üreticisi Toyota’nın, halen Avrupa’da satılan bir cabrio modelini hatırlamıyorum. Sadece Lexus markasında, bir tane olduğunu anımsıyorum. Koskoca Toyota üstelik...
Avrupalı bazı markalarda da öyle. Peugeot, halen bir süredir 207 CC’ye devam ediyor. 208 çıkmasına rağmen. Renault’da da şimdilik Megane CC duruyor. Fiat’ta şimdilik bir üstsüz model yok... Mazda ile birlikte geliştirecekleri modeli biliyoruz sadece. Mazda ise, MX-5’in yeni neslini yarattı. Ancak o da, ucuz ve herkesin altında görebileceğiniz türden bir otomobil değil. Çünkü bu otomobil, başlı başına bir model olarak, sıfırdan geliştirildi. Yani üzerinde fazlaca mühendislik izi ve harcanmış paranın kokusu var. MUHAFAZAKAR TAKILAN DA VAR
Otomotiv sektöründe son dönemde birçok üretici, cabriolet keyfi verebilecek daha “muhafazakar” yani “yarı üstsüz” modeller üretiyor artık.
Bakınız Fiat 500C, Citroen C1 ve DS3 cabrio gibi modellere... Hepsi de, normal modellerin yapısı korunmuş, sadece önden arkaya tavan kısmı açılabilen mekanizmalarla donatılmış araçlar. Yani ekstra mühendisliğe gerek bırakmayan çocuklar...
Bunun dışında tam bir “üstsüz” isteyenlere, elbette seçenekler var. Az önce Mazda MX-5 ve gelecek olan İtalyan kardeşi Fiat’ı saydık. BMW, Mercedes, Audi, Mazda, MINI ilk aklıma gelenler... Onun dışında daha lüks ve süper spor otomobillerde de seçenekler olduğunu hatırlatmayayım. Zaten tahmin ediyorsunuzdur.
Ama yine de üstsüz bir otomobille, sahilde, bir yaz akşam üstü, ne güzel olur düşünsenize...
Haydi iyi pazarlar, güzel hayaller olsun... İyi pazarlar olsun, “havanız” yerinde olsun!.. Fotoğrafın suyu çıktı
Elde ne varsa...
Yaz geliyor ve şimdilerde o eskinin üstsüzlerinden pek de eser kalmadı desek yeridir. Çünkü zaman değişti. Sadece insanların zevklerinden, keyiflerinden dolayı değil, rekabetin şartlarının gereği olarak... Eskiden Renault Megane, Ford Focus, Nissan Micra, Peugeot 207 gibi makul modellerin “CC” (Coupe Cabrio) ya da düpedüz “cabriolet” modelleri mevcutken, birden ortadan yok oluverdiler. Hatta VW EOS bile, bir daha “geri gelmemecesine” üretimden ha kalktı, kalkacak. Birkaç marka dışında meydan, lüks markaların üstsüzlerine kalacak. Hele de Türkiye’de...
Rekabet azizim
Peki madem bu kadar çok seçenek vardı, ne oldu da göç ettiler? Tabii ilk nedenlerden biri, kuşkusuz güvenlik normlarının giderek sıkılaştırılması. Bu da, her bir “üstsüz” otomobil için daha fazla mühendislik anlamına geliyor.
Buna bağlı olarak ikinci neden de, küresel kriz. Küresel kriz, otomotiv üreticilerinin kazançlarını törpüleyip, zor duruma sokunca, rekabette “uygun maliyet” derdine düşüldü. Ortak platform stratejisi ortaya çıkıverdi. Aynı platformdan, az maliyetler sedan, coupe, hatchback, station, hatta ticari araç bile çıkarmak mümkün. Bunun için platformu uzatıp kısaltmak, motor seçenekleri ve güvenlik donanımlarını uyarlamak yeterli.
Ancaaak, cabriolet çıkarmak biraz zor! İşte bunun sırrı da, “ilk neden”de gizli. Çünkü güvenlik gerekleri nedeniyle “üstsüz” modeller için aynı platform üzerinden çok daha fazla mühendislik ve çalışma gerekiyor. Hatta bazen, neredeyse yeni bir platform yapmak gerekebiliyor. Çünkü tavanları açıkken de insanları fazlasıyla korumaları, çarpışma testlerinde “üstlü” akranları kadar başarılı olabilmeleri gerekiyor. Ayrıca onlara daha farklı güvenlik önlemleri eklemek de gerekebiliyor. Örneğin, Allah korusun takla atıldığında, sürücü ve yolcuyu koruyacak “otomatik takla barları” gibi...
İşte, sırf bu yüzden, dünyanın bir numaralı üreticisi Toyota’nın, halen Avrupa’da satılan bir cabrio modelini hatırlamıyorum. Sadece Lexus markasında, bir tane olduğunu anımsıyorum. Koskoca Toyota üstelik...
Avrupalı bazı markalarda da öyle. Peugeot, halen bir süredir 207 CC’ye devam ediyor. 208 çıkmasına rağmen. Renault’da da şimdilik Megane CC duruyor. Fiat’ta şimdilik bir üstsüz model yok... Mazda ile birlikte geliştirecekleri modeli biliyoruz sadece. Mazda ise, MX-5’in yeni neslini yarattı. Ancak o da, ucuz ve herkesin altında görebileceğiniz türden bir otomobil değil. Çünkü bu otomobil, başlı başına bir model olarak, sıfırdan geliştirildi. Yani üzerinde fazlaca mühendislik izi ve harcanmış paranın kokusu var. MUHAFAZAKAR TAKILAN DA VAR
Otomotiv sektöründe son dönemde birçok üretici, cabriolet keyfi verebilecek daha “muhafazakar” yani “yarı üstsüz” modeller üretiyor artık.
Bakınız Fiat 500C, Citroen C1 ve DS3 cabrio gibi modellere... Hepsi de, normal modellerin yapısı korunmuş, sadece önden arkaya tavan kısmı açılabilen mekanizmalarla donatılmış araçlar. Yani ekstra mühendisliğe gerek bırakmayan çocuklar...
Bunun dışında tam bir “üstsüz” isteyenlere, elbette seçenekler var. Az önce Mazda MX-5 ve gelecek olan İtalyan kardeşi Fiat’ı saydık. BMW, Mercedes, Audi, Mazda, MINI ilk aklıma gelenler... Onun dışında daha lüks ve süper spor otomobillerde de seçenekler olduğunu hatırlatmayayım. Zaten tahmin ediyorsunuzdur.
Ama yine de üstsüz bir otomobille, sahilde, bir yaz akşam üstü, ne güzel olur düşünsenize...
Haydi iyi pazarlar, güzel hayaller olsun... İyi pazarlar olsun, “havanız” yerinde olsun!.. Fotoğrafın suyu çıktı