Haydar ŞENGÜL-ÖZELADANA(GÜNAYDIN) - Bölücü terör örgütü PKK/KCK’nın üst düzey yöneticileri tarafından kamu kurumlarına ve güvenlik güçlerine bombalı ve silahlı saldırıda bulunmak üzeri Adana’ya gönderildikten sonra yakalanıp tutuklanan Mücahit Ö. (19) hakkında 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istemiyle dava açıldı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu talimatıyla PKK/KCK terör örgütü adına eylem ve faaliyette bulunan şahısların tespit edilmesine yönelik 26 Mayıs’ta yapılan çalışmalar sırasında yakalanıp tutuklanan Mücahit Ö. İle ilgili soruşturma tamamlandı. Cumhuriyet Savcısı, Mücahit Ö. Hakkında ‘PKK/KCK Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma’ suçundan iddianame hazırladı. Adana11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame yapılan değerlendirme sonucunda kabul edildi. İddianamede, 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istenen Mücahit Ö.’nün PKK/KCK terör örgütü içerisinde silahlı ve ideolojik eğitimlerini tamamlayarak terör örgütü adına kırsal alanda silahlı olarak faaliyet yürütmeye başladığı belirtildi. Örgüt içerisinde Bahoz Erdal kod adını kullandığı ifade edilen Mücahit Ö.’nün, terör örgütü üst düzey yöneticileri tarafından kamu kurum kuruluşlarına ve güvenlik güçlerine bombalı ve silahlı saldırılarda bulunmak amacıyla Adana’ya gönderildiğine dikkat çekildi. Mücahit Ö.’nün, terör örgütü içerisinde yer aldığı, kırsal alanda silahlı ve ideolojik eğitimleri alırken yazmış olduğu ‘Şehid Cudi Devresi Eğitim Başı Raporumdur’ başlıklı yazı ile silahlı fotoğraflarının Mücahit Ö. İle aynı dönemde kırsal alanda yer alan tanıklar Recep B. ve Muhammet G.’nin sanığı fotoğraflarından teşhis ettiklerine de iddianamede yer verildi.İDEOLOJİK VE SPORTİF EĞİTİMİddianamede sanık Mücahit Ö.’yü fotoğrafından teşhis eden tanıklardan Esma G., Mücahit Ö.’nin kendisi ile birlikte yeni katılım örgüt mensubu grubu içinde bulunduğunu, yaklaşık 1 ay silah, ideolojik ve spor eğitimi aldıklarını söyledi. Ayrıca, Mücahit Ö.’nün kendisine daha önce şehir merkezinde örgüt adına faaliyet yürüttüğünü söylediğini belirtti. İddianamede sanık Mücahit Ö.’nin savunmasına da yer verildi. Örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmeyen Mücahit Ö., istemeyerek örgütün içine dahil olduğunu ve daha sonra kaçtığını söyledi. 2015 yılında Erbil isimli arkadaşının Diyarbakır’da akrabalarının yanına gitmeyi teklif ettiğini, kendisi ve akrabası olan Mustafa Tuğrul ile birlikte gittiklerini belirten Mücahit Ö., Diyarbakır otogarına geldiklerinde Erbil’in kendilerini bırakıp kaçtığını 2 erkek şahsın kendilerini araca bindirip Lice ilçesine götürdüğünü ifade ederek,”Ne Adana'dan Diyarbakır'a gelirken nede Diyarbakır ilinden Lice ilçesine giderken örgüte katılım yapacağımız konusunda bilgimiz yoktu. Burada bizi, adını ve kodunu bilmediğim 3-4 leşker kıyafetli ve kaleşnikof silahları bulunan örgüt mensuplarına teslim ettiler. Bu örgüt mensupları da bizi 2-3 saat yürüme mesafesi uzaklıkta bulunan adını bilmediğim bir alana götürdüler. Bu alanda tahminen 100 kadar yeni katılım örgüt mensubu vardı” dedi.KAÇMAYA KARAR VERDİKMücahit Ö., örgüt içinde geçen günlerini de şöyle anlattı: “Burada kod ismini hatırlamadığım bir örgüt mensubu bana Bahoz Erdal kod ismini verdi. Ben burada Mustafa Tuğrul ile birlikte hemen kaçmaya karar verdik. Bu sırada eğitimler başlamıştı. Orada eğitim veren örgüt mensuplarından bir tek Çiyager kod isimli örgüt mensubunu hatırlıyorum. Diğer örgüt mensuplarını hatırlamıyorum. Bizim katılım yaptığımız bu devrenin adının Şehit Cudi Devresi olduğunu hatırlıyorum. Ben ve Mustafa Tuğrul herhangi bîr siyasi, ideolojik, silah ve askeri eğitim almadık. Sürekli olarak kaçmaya fırsat kolluyorduk. Pişmandık. Aradan bir hafta sonra bize leşker adı verilen kıyafet verdiler. Biz o günün akşamı birlikte daha önceden yanımıza aldığımız sivil kıyafetler ile birlikte buradan kaçtık. Bir müddet sonra leşker kıyafetlerini çıkartıp sivil kıyafetleri giydik. Sisi mezarlığı adı verilen alana geldiğimizde 2-3 örgüt mensubu bizi yakalayarak tekrar aynı alana götürdü. Mustafa ile beni burada 2-3 gün kadar sığınakta tuttuktan sonra bizim düzenlememizin Suriye ülkesi Kobani şehrine yapıldığını söyleyerek bizi oraya göndereceklerini söylediler. Ancak Mustafa'yı benimle birlikte göndermediler. Bu alana gelen bir araca binerek ikimiz Mardin ili Nusaybin ilçesi sınıra yakın bir köye getirdiler. Beni burada bulunan bir eve teslim ettiler. Burada da evden kaçarak sınırda görev yapan askerlere konuyu anlatarak teslim olmak istediğimi söyledim. Onlar da bana yardımcı oldular. Beni Kızıltepe Emniyet Müdürlüğüne teslim ettiler. Burada bildiklerimi ve yaşadıklarımı anlattım. Daha sonra adliyeye sevk olmadan şubeden serbest kaldım ve ailemin yanına döndüm. Ben PKK terör örgütü içerisinde istemeyerek te olsa 2-3 hafta kadar kaldım. Bu zaman zarfında herhangi bir eylem ve faaliyette bulunmadım. Herhangi bir eyleme de şahit olmadım. Bu alanda herhangi bir örgütsel eğitim almadım. Elime aldığım tek silah ise fotoğraf çekme amaçlı olarak bana verdikleri kaleşnikof marka silahtır. Bunun dışında hiçbir şekilde silah veya benzeri mühimmat kullanmadım.”
ADANA
24 Temmuz 2017 - 10:52
PKK'lının 15 yıl hapsi istendi
Adana’yı kan gölüne çevirecekti
ADANA
24 Temmuz 2017 - 10:52