Taşı toprağı altın İstanbul'dan sonra, en çok göç alan illerin başında geliyordu Adana...
***
Sanayi kenti, tarım kenti, kısacası üretim kenti olduğu için sürekli işçi göçü alıyordu.
***
Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve hatta İç Anadolu'dan Adana'ya yoğun göç vardı. Herkes, ekmek parası kazanmak için Adana'ya kafa atmanın yolunu arıyordu.
***
O nedenledir ki, İstanbul'dan sonra en çok memleket çeşitliliği Adana'da...
***
Adana'nın çeşitli semtlerine göz attığınızda, eksiden oluşturulan mahallelerin, koloniler halinde aynı memleketten insanların oluşturduğunu görürsünüz.
***
Son 15 yıldır, bir takım yaşam düzenleri değiştiği için bunu gençler göremeyebilir. Fakat Yaşı 35 ve üzerindeki herkes bunu bilir...
***
2000 yılına kadar Adana ciddi göç alıyor ve birçok basın toplantısının birinci maddesi ise kentin aldığı göçler ve yetiştirilemeyen hizmetlerden oluşuyordu.
***
Her ne hikmetse, 2000 yılından sonra, kentimize doğru yaşanan göç sorunumuz ortadan kalktı derken, 2005'ten sonra, kentten nitelikli işgücü verdiğimizi gördük.
***
Sivil toplum örgütleri bu konuda birçok kez uyarı yaptı...
***
Nitelikli göçlerle, üretimin gerileceğini anlatmaya çalıştı...
***
Heyhat... Kimin umurundaydı ki...
***
Günümüze gelindiğinde ise Adana'nın yıllık 50 bin göç aldığını, 60 bin göç verdiğini görüyoruz. Yani verdiğimiz göç, aldığımız göçten açık ara fazla...
***
Neden mi?
***
Artık tarım kenti değiliz...
***
Artık, sanayi kenti değiliz...
***
Artık, üreten toplum değiliz...
***
Dolayısı ile üretimin olmadığı yerde kazanç da olmaz...
***
Bu nedenledir ki, Adana 15 yıldır bariz bir şekilde geriliyor.
***
Bu saatten sonra hizmet yapsanız kimin umurunda...
***
Önce, kentimizin kaybettiği ekonomik durum düzene kavuşturulmalı...
***
Yatırımlar, Adana'ya yeniden kazandırılmalı...
***
Kendini değil, Adana'yı düşünen vekillerle, Adana'nın önü Ankara'dan açılmalı...
***
Aksi takdirde, Adana büyük köy olmaktan kurtulur ama terk edilmiş kasaba olmaktan kurtulamaz...