Günlerden Pazar…
İşyerinize gelmişsiniz ve çalışıyorsunuz…
Bir gürültü, sallantı…
Bulunduğunuz bina sallanırken deprem mi oluyor hissine ve korkusuna kapılıyorsunuz…
Öyle böyle değil sanki 6 şiddetinde bir sarsıntı yaşıyorsunuz…
Bulunduğunuz binadan ayrılıp dışarı çıkıyorsunuz…
Bulunduğunuz binanın yanındaki apartmanın kepçe ile yıkıldığını görüyorsunuz…
Bulunduğunuz binada olan diğer insanlar da deprem olmuş gibi korkuya kapılıyorsunuz…
Polisi ararıp şikayetinizi dile getiriyorsunuz, “Zabıtayı arayın” yanıtını verilirken yine de ilgileneceklerini söylüyorlar…
“Alo 153’ü” arıyorsunuz ilgileneceklerini ifade ediyorlar…
Polis geliyor, yıkım yapanları uyarıyor “Birşey olmaz” diyorlar…
Sonrasında yıkıma devam…
Ardından zabıta geliyor ve şikayet olduğunu söylüyorlar…
Yıkımı yapan ekibin başındaki isim zabıta memurlarına da “Birşey olmaz” deyip gönderiyor…
Yine yıkıma devam ediliyor….
Ve dün yıkım ekibinin çalışmaları yine devam etti, yine sallantılar yaşandı…
Müteahhit mi diyelim, yıkım ekibi mi diyelim ne dersek diyelim ne polisi, ne de zabıtayı dinlemedi ve yıkıma devam etti…
Şimdi sormak isterim yıkım ekibine ve bunlara müsaade edenlere…
İnsanların paniğe kapılmasına vesile olmaya ne hakkınız var?..
İnsanları korkutma hakkını kimden ve nereden buluyorsunuz?..
Siz kimden güç alıyorsunuz da yıkıma devam ediyorsunuz?..
Kepçe ile yıkım yaparak binaların sallanmasını, insanların korkmasını hiç mi dikkate almıyorsunuz?..
Binayı yıkmak için başka bir yöntem bulamazmıydınız?..
Biz yazdık, yıkım bugün de devam edecektir…
Bu da şunu gösteriyor ki, insanların sağlığı, güvenliği önemli değilmiş…
O zaman yıkıma devam!..