İdeolojik, siyasal, dinsel-mezhepsel, kültürel, sınıfsal, partisel ve ekonomik savaşların yaşanmadığı ölümlerin, kanın gözyaşların akmadığı insanların sokaklarda kamyon kasalarında denizlerde ve mülteci kamplarında hayatlarını sürdürmek zorunda kalmadığı barışın insanca yaşamın hakim kılındığı 1 Eylüller diliyoruz her seneyi devriyesinde yaptığımız gibi.
1 Eylül Dünya Barış Gününde başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın tamamına yayılan Emperyal, sömürü, istila ve talan anlayışı mazlum ve özgürlüklerden yana insanca yaşam arzulayanlar arasında olabildiğince hızla ilerlemekte ve yeni savaşların kapılarını aralamakta.
*****
Dünyanın alışık olmadığı egemenlerin ekonomik savaş modelleri sayesinde açlığa ve ölümlere terk edilen milyonların var olduğu kutuplaşmanın ve hakimiyet alanlarının genişletme uğruna her türlü insanlık dışı uygulamaları hayata geçiren bu anlayışlar karşısında insanlık maalesef yenilgi yaşamakta. Asya’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Avrupa’ya Ortadoğu’dan ilkel kabile yaşamına kadar pek çok bölgeye hakimiyet uğruna emperyalist güçlerin dayatma ve paylaşım seferberlikleri gerilimi tırmandırmakta ve yepyeni bir savaş iklimini ortaya koymaktadır.
*****
Ölüm, etnik kimliği, dini inancı, ideolojileri ayırmaksızın, aynı şiddetle vurur herkesi! Kin, nefret, ideolojik savaş sloganları ve intikam yeminlerinin, Dünyayı nasıl cehenneme çevirdiğini gerek tarih sayfalarından gerekse yaşadığımız çağın canlı tanığı olarak görmekteyiz
Sömürücü kapitalist burjuva, emperyalist anlayışlar yıkılarak tarihin çöplüğüne atılmadan, yerine kardeşçe ve insanca paylaşım ve hakka dayalı bir metot gelmeden kalıcı ve nihai barış, özgürlükler ve adil paylaşım mümkün değildir! Hakkı yenenin, mağdurun, ezilenin, zülüm görenin kimliğini, kişiliğini, ideolojisini, inancını, siyasetini umursamadan onun hakkını, hukukunu, özgürlüğünü kendi hakkımız, kendi özgürlüğümüz gibi savunma bilincine, yüreğine, cesaretine ulaşmadan dünyada 1”Eylüllerin sadece kutlamalarla ibaret kalınacağı aşikar.
*****
Bizim mücadelemiz kutsal, haklı, ilerici ve amacı barış olan bir anlayış olmalı. Amaç, yalnız bir ülkede değil, bütün dünyada barış, geçici değil, sürekli kılmak tüm insanlığın eşit ve adil düzen içersinde kardeşçe yaşayabildiği ölümlerin kanın gözyaşının olmadığı sevginin ve mutlulukların hâkim olduğu inançların ve yaşam şekillerin özgürce yaşanabildiği bir dünya oluşturmadır.