Avusturya'da bir camide çocuklara üniforma giydirilmesi ve ‘savaş propagandası’ yapılması yıllar öncesi birtakım yaşanmışların tekrar edilip cami gibi kutsal bir ibadethaneyi tiyatroya çevirme çabaları yanlış ve çağdaş bir anlayıştan uzak görüntülerdir. Avrupa Birliği 530 milyonluk dev renkli bir aile iken bünyesinde 22 milyon Müslüman ile bir inanç çeşitliliğini de ortaya koymuşken birden Avusturya’nın cami kapatma ve din adamlarını sınır dışı etmekle yapmaya çalıştığı bu çağdışı uygulamayı demokrasi ve insan hakları görüntüsünden uzak ırkçı bir görünüme bürünmesi utanç verici olarak anlaşılabilir.
*****
Bu denli devletler birliği örneğini göstermişken kaldı ki geçmiş yüzyıllarda kendi aralarında büyük savaşlar yaşamalarına rağmen bugün insanca bir arada yaşayabilme arzu ve istekleri ırkçı ve şoven anlayışlara heba edilmemeli. Zaman zaman aksamalar eksiklikler yaşansa da asıl olan demokrasi birliği anlayışını her daim koruma ve bir adım ileri taşıma mücadelesini vermekte olan Avrupa Avusturya’nın ırkçı tavrıyla sarsılmakta.
Avrupa ailesi içinde yükselen ırkçı anlayışın camilere saldırı ve Müslüman diğer ırklara mensup insanlara saldırı olarak da görülmekte…
*****
Öncelikle İslam karşıtlığını Avrupa merkez siyasetine yerleştirilmeye çalışılıyor olması çok kültürlülük ya da birlikte yaşamaktan bahseden siyasetçileri marjinalize ediyor olması Müslümanları ötekileştiren, ayrımcı ve ırkçı bir siyasi atmosferi kalıcı hale getirilmeye çalışılması sonucunda bir barış ve birlikte yaşama yolunu açmaz.
Avrupa Birliği ülkeleri bilmeliler ki oluşturmaya çalıştıkları bu anlayışın farklı inanç ve ırklarda "mücadele" adı altında "radikalizmi" besleyeceği bu yolun sonunda yeni bir çatışma kültürünün daha belirgin bir hal alacağı görülmekte.
*****
Avrupa Birliği ülkeleri derhal Avusturya’nın aldığı bu yeni kararları şiddetle ret etmeli daha ılımlı bir politikanın uygulamasını önermeli yoksa kıtada İslam karşıtlığının öncü ülke konumuyla hem Avusturya hem de kıtanın tamamında yeni bir çatışma alanıyla karşı karşıya kalmaları kaçınılmaz olur. Avusturya’da kapatılan camilerin ve sınır dışı edilmeye çalışılan din adamlarının birliğin huzur ve demokrasi mücadelesine hizmet etmeyeceği gibi zamanla çatışma kültürünü daha belirgin kılacağı ve bir şoven anlayışının hâkim olacağı görülmekte.
*****
Yabancı düşmanlığının hızla yükseldiği bu birliğin birde İslamofobi gibi bir insanlık dışı uygulamayla nefret sucuyla bir adım daha ileri götürme çabası buna bir de Türk düşmanlığının bir devlet politikası haline getirmeleri kabullenecek gibi değil.
8.2 milyon nüfuslu refah seviyesi yüksek sorunu olmayan bir ülke, kendi iç huzurunu bozacak böyle bir kararı neden alır anlaşılmaz bir tutum olarak da anlaşılmakta.