Bir beyin fırtınasıyla başlayan ve metal fırtınaya dönüşen başta Türkiye ve Amerika olmak üzere dünyanın birçok yerinde ses getiren binler satan bu kitap bugünlerde gerginleşen ilişkiler ağında gerçek bir fırtınaya hatta kasırgaya evrilme ihtimali yüksek........
Metal fırtına serisi on ciltlik bir kitap ilki kerkükte Türk Amerikan askerlerin arasında başlayan çatışma ve sonrası başta istanbul ve Ankara olmak üzere tüm bölgenin bir savaş sahasına dönüşmesiyle devam eden bir olağanüstü senaryo......
Burak Tuna ve Orkun Ucarın kaleme aldığı bir uç fantezi gibi görünen ABD ve TÜRKİYE arasında olabilecek bir savaşın bu günlerde gercek bir planlamaya evrilmesi bir öngörümüydü yoksa adım adım işleyen bir savaş öncesi planlamamıydı....
1950’li yıllardan bu yana NATO’da müttefik, stratejik ortak olan 2 ülke ilk kez bu kadar büyük ve yakın bir “kopma” tehlikesiyle karşı karşıya.
4 Temmuz 2003’te Türk Özel Kuvvetleri’nin Süleymaniye’deki karargâhını basan Amerikan güçlerinin bunu niye yaptıklarının cevabını vermeden Türkiyenin onuruna saldırının karşılıksız kalması belkide bugünlerde Amerikanın cesaretlenmesini saglamış yani Taviz tavizi doğurur mantıgının tezahür edişine yol açmıştır........
Şimdilerde bir basit Rahibin yargılanmasının altında yatan asıl sebebin bir Türk Amerikan savaşı mı yani Amerikanın zengin bor ve linyit madenlerini ele geçirme emperyal bir anlayışla başta Türkiye ve İran olmak üzere bölgeyi istila edip büyük israil projesinin hayata geçirme seslerimi bilinmez ama büyük bir planın uygulama aşaması olduğu kesindir.........
Natonun asıl işlevini kaybetmesi Amerika güdümünde bir oluşum haline gelmesi başta Almanya ve avrupanın devlerinin buna seyirci kalması Türkiyenin başka arayışlarda yani Şanghay beşlisi yada Natonun en büyük ikinci gücü olarak Rusya Cin ve İran üçlüsüyle yeni bir kutup oluşturma çabası kaçınılmaz görünmekte.........
Bütün bu gelişmelerin yanında yeni ve akılcı bir politikanın varlığına ihtiyaç duyulduğu bizim yumuşak karnımızdan yani içbarışı saglayamamızdan faydalanmak isteyen bir Amerikan anlayışınında kaçınılmaz olduğu görünmekte.......
Ekonomik tehditlerle başta Türkiye ve İranı devamında Cin ve Avrupanın dev ekonomilerine olan saldırının enbüyük acısını ülkemiz ve İranda hissedilir oluşunuda gözden kaçırmamak gerek .......
Mevcut hükümetin 16 yıllık iktidarlarından anlaşılmalı ki kırılgan ve gelecegi planlayan bir ekonomik modelin oluşturulmadığı Natonun ikinci büyük ordusuna sahip olmak ekonomik zayıflığın altında ezilmekten öteye geçilmediği insani bir görev diye ülkeye milyonlarca göçmeni almakla Somali ve Sudanı dost edinmekle süper gücün olunmadığı açıkça görünmekte.....
Gücümüzün sınırı belli. Kaynaklarımız, ekonomimiz ve savunma sanayimiz ortada. Ortadoğu zemini tarihinin en kaygan ve en zor günlerini yaşarken, kimin dost, kimin düşman olduğu bilinmezken, sağlam adım atmamız gerekiyor.
Bilimden teknolojiye, ekonomiden savunma sanayiine kadar büyük hamlelerin yapıldığı milli birliği oluşturmakla beraber adil cağdaş özgürlükçü ve tüm halkların eşit muameleye tabi tutulduğu fikir özgürlüğünün sağlandığı iç barışın tesis edildiği kadının ekolojinin ve bilimin garanti altına alındığı yeni ve çağdaş bir anayasanın yürülüğe girdiği bir ülke özlemiyle ............