Bu sabah uyandım.
Etrafa baktım, geceden kalma düşünceler odada uyanmamı bekliyor.
Hiçbiri ayrılmamış yanımdan, hiçbir yere gitmemişler. Sanki benimle uzun bir yolculuğa çıkmış gibiler.
*****
Sanki o an yine her şey başa sarıyordu. Bir karar vermeliydim artık, kafamdakileri silip atamayacağıma göre içimdeki mobilyaların yerini değiştirecektim. Böylece beni üzen, yoran şeyleri daha az görecektim.
Siz, düşünceler silsilesi, beni hep aynı insan olmaya zorlayamazsınız. Hep geçmiş albümlere bakamam. Sürekli teleskopla uzaktakileri daha net görmeye de çalışamam.
*****
Penceremden sokağıma da bakacağım, çıkıp sokaktan pencereme de bakacağım.
Kendimle aynada yüzleşmeye de hazırım çıkıp dışarı kendimi izlemeye de böylece sevmediğim ne varsa baştan değiştirmeye başlayacağım. Kimseye de sormayacağım bu hayat benim ve yolumu sadece ben çizeceğim.
*****
Yanımda yürümek isteyenler olacak. Beni yolumdan etmek isteyenlerde olacak elbet ama bu yol benim. Elimde benim haritam var. Ben kaybolmam o yürüdüğüm yolda ya sen savrulursun rüzgârımda ya da bana yetişemezsin yolumda.
Sen, yeni bir sen olmak için ne yaptın dersen eğer, kendimi bulabilmek için terk etmek zorunda kaldım.
*****
Şehri terk etmek zorunda kaldım. Aynı zamanda o şehrin içine aldığı hayatımdaki birçok insanı, insandan uzaklaşmak için terk etmek zorunda kaldım.
Önce sen, sonra başkaları…
Osho şöyle der; Önce senin meyve verebilmen için… Eğer sen bir fidan isen meyve verebilmen için bir ağaç olman lazım.