Kaç yaşında olursak olalım, hayatımız boyunca mutlaka birileri tarafından uyarılıp, nasihat alırız. Hepimiz insanız, elbette eksiklerimiz oluyor. Mükemmel olan insan mı var?.
İster yedi yaşında, ister yetmiş yaşında…
Birileri tarafından doğru yola çekilmek, bir şeyler öğrenmek iyi hoş ama tabii bu kırmadan, dökmeden yapılırsa…
*****
İnsanları kırarak bir şeyler söylemeye çalışmak ne kadar doğru?. Bir şeyler öğretmeye çalışırken üstünlük taslamak ne kadar doğru?. Bir insana iyilikle güzel şeyler öğretebilmek, güzelce uyarabilmek mümkün.
Eğer sert ve üstünlük taslayarak yaklaşıp bir şeyler öğretmeye kalkarsanız karşıdaki insanın size olan sevgi ve saygısını da kaybedersiniz.
Söylediğiniz şey doğru bile olsa huzursuzluk ortaya çıkar…
*****
Çünkü söylemenin de bir adabı üslubu var.
Siz yapılan hatayı düzelttirmeye çalışırken rencide ederek yaparsanız o insana bir fayda sağlamazsınız.
İnsanlara yumuşak ve nazik yaklaşmak her zaman kazandırır.
*****
İşte bir karne dönemi daha sona erdi. Başarılı öğrenciler olduğu kadar, başarısız öğrenciler de var. Bütün yaz boyunca bu öğrenciler ne yapacak?.
Anne ve babalar olarak bunlara bir yol haritası çizilmesi gerekiyor. Belki tatil diye düşüneceksiniz ama tatil de en iyi şekilde değerlendirilmeli.
Başarılı öğrenciler değişik kitaplar okuyarak, başarısız öğrenciler eksik derslerine çalışarak ya da kendilerinin belirleyeceği bir yol haritası…
*****
Üniversite sınavlarında başarılı öğrenciler kadar, sıfır alan öğrenciler de dikkatinizi çekiyordur umarım.
İleride böyle başarısız bir sonla karşılaşmamak için yaz tatillerini iyi değerlendirmeniz gerekiyor.
Anne ve babaların da önümüzdeki yıl üniversiteye girecek çocuklarına yardımcı olması gerekiyor. Çünkü başarı tek kanatlı değil.
Çocuklarınız eğitirken, kırmadan dökmeden eğitin. Onu arkadaşlarının yanında rencide etmeden eğitin. Çünkü o çocuk sizin ve bu yaşam hepinizin.
Başarı da öyle başarısızlık da…