Hepsi, kırmızı ışıklarda otomobillerin camını silmiyor.
Hepsi, sokakta peçete satmıyor. Sahip çıkılmadığı zaman ve belli bir yaştan sonra suça sürükleniyor. Sokak çetelerinin bir elemanı haline geliyor. Polis, ensesinden tutup yakalayınca o da çocuk suça sürüklenmiş çocuk istatistiklerine giriyor. Türkiye açısından üzücü bir durum. Keşke çocuklarımıza sahip çıkabilsek ve onları birer suç makinesi olmaktan kurtarabilsek.
*****
İstatistiklere bakılırsa, Türkiye’de toplumsal olaylara karışarak güvenlik birimlerine getirilen ‘suça sürüklenen çocuk’ sayısı son beş yılda yüzde 149 artmış.
Türkiye’de bu sayı 2011 yılında bin 27 iken, 2015 yılında 2 bin 557’e yükselmiş. Toplumsal olaylara karışarak güvenlik birimlerine getirilen ‘suça sürüklenen çocuk sayısı’ 2011 yılında bin 27, 2012 yılında 965, 2013 yılında bin 702, 2014 yılında 2 bin 202 ve 2015 yılında ise 2 bin 557 olmuş.
Bu neyi gösteriyor. Elimizin tersiyle ittiğimiz, sahip çıkmadığımız, yol göstermediğimiz çocuklar bir süre sonra suça sürükleniyor.
*****
Türkiye İstatistik Kurumu Diyarbakır Bölge Müdürlüğü verilerine göre Adana 197 çocuk ile dördüncü sırada bulunuyor. Diyarbakır 386 çocuk ile birinci, İstanbul 347 çocuk ile ikinci, Mersin ise 217 çocuk ile üçüncü sırada yer alıyor.
Amasya, Ardahan, Çankırı, Edirne, Kahramanmaraş, Karabük, Niğde, Yozgat ve Zonguldak bu yönden şanslı görünüyor. Çünkü suça karışan çocuk sayısı 1.
*****
Geçmişten bu yana göç alan kentlerde hep suç oranı artmış ve bu oranda çocuklar ilk sırayı almıştır.
Çocukluğunu yaşayamadan karakolların yolunu tutan çocuklara toplum olarak sahip çıkılması gerekiyor. Her şeyi polisten, savcılıktan beklersek bu işin içinden çıkılamaz.
Her suçlu çocuğun başına elbette bir polis verilmesi mümkün değil ama suça meyilli çocukların topluma kazandırılması mümkün.
Çıraklık yapmaya gelen çocuklar muhtarlıklar yardımıyla okula kazandırılabilir. Dilenmeye, araç camı silmeye ve peçete satmaya yönlendirilen çocuklara yardım eli uzatılabilir.
*****
Çünkü; bugün yardım eli uzatmadığımız çocuk yarın karşımıza suç makinesi olarak çıkabiliyor.
Adana’da 197 çocuk, istatistiklere ‘suça sürüklenen’ olarak geçiyor. Suçu işleyen değil yani suça sürüklenen.
Sizin anlayacağınız, çocuk yalnız bırakılmış, sahip çıkılmamış, eğitilmemiş, elinden tutulmamış ve sonunda suça sürüklenmiş. Sokakta sahipsiz bırakılan bir çocuğun daha ne yapmasını beklersiniz?
*****
Çocuk hep çocuk kalmıyor ki, zamanla büyüyor. Ve biz her gün gelip geçtiğimiz kaldırımlardan bunun farkına varamıyoruz.
Unutmayın ‘sokak çocuğu’ yoktur!
Sokağa terk edilmiş çocuk vardır, suça sürüklenen çocuk vardır.
*****
Dileriz Adana’nın 197 olan suça sürüklenen çocuk sayısı daha da azalır. Çocuklarımızın sesi okullardan yükselir.
Sokakta çaresiz bir çocuk gördüğünüzde geçip gitmeyin yanından 155’i arayıp bilgi verin.
O çocuk karşınıza suçlu olarak çıkmadan!