siz hiç
bir kumrunun
iki yavrusunu nasıl
beslediğini gördünüz mü!
ben gördüm!
***
hiçbir
ayrım yapmadan
ne bir eksik
ne bir fazla!
gagasından gagasına
ikisine de eşit oranda!
***
hem de
anne ve babaların
çocuklarını besleyip
‘uyusun da büyüsün’ diye dizlerinde sallamaları gibi duyarlı bir davranışla!
***
ama günümüzde
bir kumru kadar
olamayan evlatlar var!
götürüp atasını huzurevine bırakanlar!
***
düşünün
anne ve baba
yemiyor, yediriyor, uykusuz kalıyor, bakıyor, besliyor, büyütüyor, adam ediyor!
çocuklar da bir süre sonra ‘eşim sana bakamıyor’ diyerek huzurevine yolluyor!
***
bakıma gerçekten
muhtaçları tenzih ederim!
ama
bugün huzurevlerinde kalan yaşlıların çoğu varlıklı insanların anne ya da babaları!
ben tanık oldum, siz de gidip bakabilirsiniz!
evde bakamadıkları iddiasıyla, kendileri için bir ömür harcayan büyüklerini huzurevlerine götürenlerin sayısı hiç de az değil maalesef!
***
oysa eskiden
çocuklar dedelerinin ve ninelerinin öğütleriyle, yardımlarıyla, davranışlarıyla büyürdü, onların ellerinde yürürdü!
iyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı onların dillerinde öğrenirdi
ninelerin ve dedelerin sarıldığı çocuk ağlamayı bırakırdı, çünkü onlar yürekleriyle sarılırdı
***
şimdi öyle değil!
eli para gören evlat
doğru soluğu huzurevinde alıyor ve kendini bugünlere getiren anne ve babası için güya yeni bir ortam hazırlıyor!
***
‘huzurevinde
daha iyi bakıyorlar’ diye
anne ve babasının bundan sonra kalan ömrünü bir tekerlekli sandalyeye mahkum edenler, unutmamalıdır ki yapılan hiçbir şey karşılıksız kalmaz!
***
dede ve nine
sevgisinden mahrum
büyütülerek, küçük bir odada tablet bilgisayarla yatıp kalkan çocuklar da bir gün baba ve annelerini huzurevine götürüp teslim edecektir!
ne ekersen onu biçersin!
***
bugün
huzurevlerinde kalıp
gözü yolda olan ve ‘evladım acaba bir gün çıkıp gelecek mi’ diye umutla bekleyen pek çok insan var!
ama kimse gitmiyor!
bayramda seyranda elalem görsün diye giden bürokratları, şunları bunları saymıyorum!
***
maddi durumu
çok iyi olduğu halde atasını huzurevine götürüp bırakanlar, bir anlamda kendi sonlarını da hazırlıyor!
aynı son,
bir gün kendi yakalarına da yapışacak
bundan kaçış yok!
***
belki
yıllar önce anne ve
babasının yattığı huzurevindeki yatağa yıllar sonra gidip kendi yatacak!
***
ama en mükemmeli:
anne ve babanın
evlatlarının mürüvvetini görmesi, onun elinde yaşlanması, torunlarına bakıp büyütmesi, parklarda birlikte dolaşması ve son nefesini verirken evlatlarıyla en içten duygularla vedalaşması!
***
yoksa
yediği önünde yemediği arkasında olsun, en iyi sağlık ekipleri tarafından ne kadar iyi bakılırsa bakılsın, evlatlarından ayrı yaşayan anne ve babalar huzursuzdur!
çünkü;
huzurevinde ölümün
huzurlu yanı yoktur!
***
keşke
varlıklı olduğu halde
‘orada sana daha iyi bakarlar’ düşüncesiyle anne ve babası için huzurevinin yolunu tutanlar!
yavrularını besleyen
bir kumrunun annelik duygusunu yaşasa ve yavrusunu nasıl beslediğini bir görse!
utancından ağlar!