‘ben
ömrümde
senden âlâ
bir mustafa
görmedim daha!
***
bu kadar has,
bu kadar haslet,
bu kadar insan...
***
canına
pusu kuran
o sayrılığı silkele
dallarından.
***
bak,
bu kentin
kanadında
türkü taşıyan
kelebekleri bile
sever seni!
***
şair
serçeleri sonra;
ve bencileyin
şair çırakları da...
al sevgimizi sızına sar!
***
senin
geçmediğin
sokak eksik biraz...
katılmadığın söz eksik!
***
çık gel
o kasvetli
yerden! hadi!
eksildiğimiz yerden
tamamla bizi mustafa’m’
***
işte
bu şiir
kaldırdı
beni ayağa
günlerdir yattığım
hastane odasından!
***
günlerce
iğne yaptılar
serum taktılar
hap içirdiler ama!
bu şiir var ya bu şiir
canıma can suyu oldu!
***
meğer
taner nart
nasıl dostmuş
nasıl arkadaşmış
nasıl severmiş yoldaşını!
ve nasıl dile verirmiş
yürek yangınını!
nasıl candan
yazarmış
acısını!
***
kubilay
altuntaş ile
geldiler odama
çok mutlu oldum
onlar da çok sevindi!
beni hasta gördüler ya
yakıştıramadılar o yatağa
dokunsam ağlayacaklardı!
taner nart ondan sonra
kaleme almış bu şiiri!
kim kime okuduysa
hepsi duygulandı!
kimi hüzünlendi
kimi de ağladı!
***
ardından
dostlarım geldi
hastanedeki odama
kanıma serum oldular
iğne oldular, ilaç oldular
tutup yatağımdan kaldırdılar
yıllarca biriktirdiğim
asil dostlarım!
***
meğer
insanoğlu
para pul değil!
hasta olduğunu
duyunca koşacak
yalnız bırakmayacak
sana cesaret verecek
kardeşliğini gösterecek
elinden tutup yürüyecek
dost biriktirmeliymiş, dost!
odama gelenleri görünce
evimde kapım çalınca
mesajları okuyunca
telefonlara bakınca
oturup konuşunca
dostluk güzelmiş
dost devaymış
bunu anladım!
***
yaşadığım beyin travmasının ardından beni hastaneye yetiştiren 112 acil ekipleri başta olmak üzere, gerek yoğun bakımda, gerekse 5 gün kaldığım hastane odasında tedavimle ilgilenen, koşup gelen, ziyaret eden, maddi manevi ihtiyaçlarımı gideren, evime gelerek beni yalnız bırakmayan, dünyanın dört bir yanından mesaj yazarak sızımı azaltan, sürekli arayan soran dostlarıma ayrı ayrı teşekkür ederim!
***
canıma
pusu kuran
o sayrılığı
silkeledim
dallarımdan!