Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a evininin önünde yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Kendisine acil şifalar diliyoruz.
Davutoğlu çok kısa bir süre önce ’’eğer bir gazeteci evine rahatlıkla gidebiliyorsa basın özgürdür’’ demişti.
Biz gerçekten özgür bir ülkede yaşıyoruz fakat kıymetini bilemiyoruz. Sadece gazetecilerin değil normal bir vatandaşın bile işyerlerinden evlerine güvenle gidemediği bir ülkedeyiz maalesef. Sorumlusu kim? Bence herkes Ben demeli.
Can Dündar’ın da dediği gibi ‘’yakalanacaklar kim olursa olsun, hedef gösterenler, tehdit edenlere, emir verenler belli.’’
Fikirlerini beğenmediğimiz herkesi dövelim hatta öldürelim. Bu ülkede faili meçhul cinayet yoktur. Kimse kendini kandırmasın. Bu saldırıların arkasındaki zihniyetler belli.100 bin lira karşılığında adam dövdürmenin ne kadar kolay olduğunu öğrenmiş olduk. Hatta para kazanmanın da hiçte öyle zor olmadığını anlamış bulunuyoruz. Sırtını daya bir siyasiye ‘’dövülecek adam var mı abi bu konuda yüksek lisans yaptım dövüş sanatları akademisi mezunuyum’’ diye yap görüşmeni her dayakta al yüz bin lirayı bundan daha iyi iş mi olur. Ne güzel örnek oluyoruz ergen genç delikanlılara. Ne ala memleket.
Hakan Şükür’ün sözü dikkatimi çekti. ‘’Ahmet Hakan’a evinin önünde saldırıda bulunmuş. İddia doğruysa büyük geçmiş olsun.’’ Dikkatinizi çekerim iddia doğruysa demiş. Keşke hiç iyi dileklerde bulunmasaymış… Aslında Ahmet Hakan kendini dövdürmüş. Reklama ihtiyacı var. Hakan Şükür zahmet etmiş. Biz zaten biliyorduk.. Ayıptır ya.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av.Prof.Dr.Metin Feyzioğlu Gazeteci Ahmet Hakan’ın evinin önünde saldırıya uğramasıyla ilgili olarak’ ’Bunun adı faşizmdir. Bu saldırının hepimize yapıldığını görmez ve susarsak, kendi evlerimiz dahi karanlık hapishanelere dönüşür’ ’dedi.
Gece geç saatlerde televizyon programını tamamladıktan sonra evine dönmeye çalışan gazeteci Ahmet Hakan’a yapılan saldırı insan haklarına, demokrasiye, basın –ifade özgürlüğüne yapılan alçak bir saldırıdır.
Her gün aynı tedirginlik ve korku ile evine giden vatandaş ve gazetecilerin olduğu Türkiye bizim istediğimiz Türkiye olamaz. Basın özgürlüğü aynı zamanda halkın haber alma özgürlüğüdür. Demokratik bir ülkede yaşamanın bedeli bu olamaz. Demokrasi sadece köşklerde değil sokaklarda da olmadığı sürece bu ülkenin resetlenmesi şarttır. Geçmiş olsun Ahmet Hakan…