“Biz kibirden, gururdan çok büyük bir hassasiyetle sakınan bir kadroyuz. Büyük fetihler; gönüller yapmak, gönüllere girmektir. Bir gönüle girebilmek bile büyük fetihtir. Fetih, ekmeğini yoksulla paylaşmaktır, fetih komşusunun hatırını sormaktır, yetimin başını okşamaktır. Mazlumun feryadını duymak, mazluma el uzatmaktır.”
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu görüşlerini bir konuşma esnasında kamuoyu ile paylaştığı zaman beynime işlemişti.
Gerçekten, ister siyasi, ister kültürel adı ne olursa olsun, bir davranış gönlümüzde yer etmiyorsa neye yarar?
*****
Sayın cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin, siyasal, kültürel ve sosyal yaşamına derinden etki etmiş bir liderdir. Etki alanını sadece Türkiye ile sınırlamak ona haksızlık yapmak olur. Onu dünya lideri konumuna yükselten, sadece siyasi kararlılığı değil, ayrıca görüş ve düşüncelerindeki evrensel derinliktir. Birçok görüşünü tarihin takdirlerine bırakarak sadece çocuklar ve çocuklara hizmet konusunda nasihat ve tavsiyelerinden ırmakta bir desti su misali paylaşmak istiyorum.
Konuşma bir 23 Nisan töreninde çocuklara, hitaben: "Hayali olmayanın hedefi de olmaz. Sizlerden kendiniz, aileniz, sevdikleriniz, ülkeniz ve en önemlisi için dünya için güzel hayaller kurmaktan asla vazgeçmemenizi istiyorum. Çölün ortasında dahi masmavi denizi hayal etmekten asla geri durmayın. Taş yığınlarının arasında dahi rengârenk çiçekleri gözlerinizin önünden eksik etmeyin. Sizlerin o tertemiz kalpleri hayalleri hakikate çevirmeye yeter. Siz o kadar güçlüsünüz. Dünyada gördüğünüz kötülükler sizi asla endişelendirmesin. Emin olun ki dünyamız iyilik ve güzellik ekseninde dönüyor. Yeter ki sizler yarın ülkelerinizde söz sahibi yöneticiler olduğunuzda bunları unutmayın…”
*****
Belediyecilik konusunda örnek atılımlar yapmış Cumhurbaşkanımızın çocuklara bu tavsiyesi esasında yerel yönetimler için yol ve hedef gösterici bir kılavuzdur.
Her belediye bu evrensel görüşü bir talimat olarak bellemelidir. Çünkü bu talimatta, çocuk yüreğini fethetmek ve anne merkezli aile gönüllerini fethetmek yatar.
Eğer bir belediye,
Çocuklara hayal kurmanın önünü açmamışsa;
Çocuğunun ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle bir annenin gönlünü inşa etmemişse
Babanın omuzlarına yüklenmiş, büyük bir dert için babayla birlikte omuz vermemişse, bu belediye yarınlar inşa etmiyor demektir.
Böyle belediyeler göstermelik hizmetlerle hem kamu kaynaklarını hem de insani değerleri çar çur ediyor demektir.
*****
Bu bağlamda Yüreğir Belediyesi’nin “Tarladan Okula Çocuk evi” projesi örnek bir projedir.
Zaten örnek bir proje olması herkesin dikkatini çekmiş olacak ki, Sayın Cumhurbaşkanımız bir ödül ile taltif etmiştir.
Bu konuda Yüreğir Belediye Başkanı Sayın Mahmut Çelikcan ile konuşmadım her hangi bir şekilde görüşme de yapmadım. Sadece Adana’da yaşayan, iyi kötü kendi halimde gazetecilik görevimi yapmaya çalışan bir insan olarak böyle hayırlı bir projeye ilgisiz kalmış olmam mümkün değildir.
Aslında hiç kimsenin ilgisiz kalmaması gerekir.
*****
Yüreğir Belediyesi ne yapmış?
Bu gün çalışan her anne ve babanın en büyük derdi, kendileri işe gittiği zaman çocuklarına kim bakacak? Bu toplumumuzun sosyal bir sorunudur. Bu sorun her anne ve babayı ve ekonomik olarak veya minnet olarak belini büker.
Aileye giren iki maaşın biri, çocuk bakımına giderse aile ekonomik olarak bükülür.
Eğer çevreden bir tanıdık (Ana, baba, teyze hala, kardeş) bu soruna omuz verirse bu kez aile minnet olarak bükülür. Her iki halde de aile bir sıkıntıyla karşı karşıyadır.
Şehirde yaşayan ve iyi kötü ekonomik güç elde etmiş aileler bu sorun için sıkıntıya düşerken, göçle gelen ve kanunun dezavantajlı nüfus olarak tanımladığı kişilerin nasıl sıkıntıya düşeceğini varın siz düşünün.
*****
İşte Yüreğir Belediyesi bu noktada devreye girerek, çocukların bakımını üstleniyor. Sayın Çelikcan’ın ifadesiyle: “''Göreve başladığımız 2009 yılından bu güne kadar birçok kişinin hayal bile edemeyeceği projeleri hayata geçirdik. Özellikle dezavantajlı gruplar olan çocuklar ve kadınlara yönelik birçok projeyi gerçekleştirdik. Bu projelerden bazıları ödüle layık görüldü. Doğankent Kültürevinde ise tarım işçilerimizin çocukları her gün çadırlarından alınarak kültürevimizde her türlü eğitim verilerek tekrar çadırlarına bırakılıyor. Çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Onları hayata güzel hazırlayabilirsek geleceğimizi güvence altına alırız. Amacımız vatandaşlarımızın yaşamlarına olumlu katkı koyabilmektir. Bizim için asıl mutluluk ve ödül budur.”
Değerli okurlarım, iki bine yakın çocuğu toplayıp, onlara insanca bir yaşam veren bir belediyeden söz ediyoruz. Çelik Can’ın basına yansımız sözlerini paylaşmaya devam ediyorum:
*****
''Belediyecilik vatandaşlara dokunmaktır. Onların gönlüne, kalbine girmektir. Yüreğir Belediyesi ailesi olarak vatandaşlarımıza karşı ilgili ve alakalı olmaya devam edelim. Bizler bir makinenin dişlisi gibiyiz. Dişlinin biri bozulursa sistem çalışmaz. El birliği gönül birliği ile çalışmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar arkadaşlarımızın gösterdiği çaba için kendilerine teşekkür ediyorum.
Yüreğir artık sosyal sorumluluk projeleriyle anılır olması bizim için gurur verici bir olaydır. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza sahip çıkmak ise boynumuzun borcudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın elinden aldığımız bu ödülü çocuklarımıza armağan ediyorum ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.''
*****
Gerçekten de Sayın Cumhurbaşkanının takdirine mazhar olmak bütün devirler ve zamanlar için çok önemli bir olaydır. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (başbakan olduğu dönemlerde) : “Bu ülkenin bütün toprakları, halkın tamamı bizim. Nerde bir inan varsa biz oraya hizmet götürürüz. Bunun için bizde ayrım, bölgesel, etnik, dinsel milliyetçilik yok. Onun için bütün yatırımları yaparken millete hizmetkâr olmamızın gereği yapıyoruz. Çünkü biz size efendi olmaya gelmedik, hizmetkâr olmaya geldik bunun gereğini yapıyoruz…”
Derken, partisine mensup Belediye başkanlarına bir davranış ilkesi gösteriyordu.
Mahmut Çelikcan, bir anlamda tavsiye ve talimat olan bu görüşler doğrultusunda, halkına hizmet adına emin adımlarla ilerliyor.
Bunun sonucunda da Adana’ya Cumhurbaşkanı’nın elinden bir ödül armağan ediyor.
Kendisini kutlamak gerekir.
Kutluyorum.