Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanının yerel seçimler öncesinde esnafa neden kan kusturduğu sonunda ortaya çıktı.
Meğerse esnafın korkulu rüyası olan zabıta daire başkanı değil Başkanvekili ve onun prensi olan zatmış…
Zabıta Daire Başkanı meğer belediyedeki şer şebekesinin oyununa gelmiş/getirilmiş ya da kendi isteğiyle şer şebekesine dahil olmuş.
Onlarca kişiye istihdam yaratan, vergisini düzenli ödeyen esnafa kan kusturan zabıta ekiplerinin başındaki daire başkanı bu durumda görevini kötüye
kullanmış olmuyor mu?
Kamu kurumlarındaki yöneticilerin yasaların gereğini yerine getirirken adil ve eşit olması hem yasal hem de ahlaki bir zorunluluktur.
Zabıta Daire Başkanı, neden görevinin gereğini yerine getirmek yerine şer şebekesinin maşası ya da tetikçiliğini yapma gereği duymuştur?
Vatandaşa hizmet yerine farklı çevrelerin oyununda piyon olmayı seçmek/kabullenmek yerine onurlu duruş sergileyip takdir toplamak varken neden bu
tercihi yapmıştır?
Hayır duası yerine haksızlığa uğrayan onlarca kişinin bedduasını alacağını bilmiyor muydu?
İnsanların ekmeğiyle oynamak bu kadar ucuz mu, bu kadar kolay mı?
El insaf…
Birazcık vicdanı olan bir kişi bu tür yanlış tercihler yapmaz böyle yanlış yollara sapmaz.
Her insan yanlışlar yapabilir ama önemli olan bu yanlışların farkına vardığında o yanlıştan dönmektir.
Eziyetin kendisi vicdansızlıktır.
Hem haksız olmak hem de haklıymış gibi zeytinyağı misali üste çıkıp eziyet etmek vicdansızlığın daniskası, kul hakkı yemektir.
Dürüst, namuslu esnafa eziyet emri veren şebeke de organize bir şekilde kul hakkı yemiştir.
“Dik durup eğilmemek varken neden insan haksızlığa, zulme, adaletsizliğe secde eder anlamak zor!
Zabıta daire başkanı zulüm emirlerine karşı dik dursaydı/durabilseydi bugün onu yeren değil yere göğe sığdıramayan bir yazıyı okuyor olacaktınız.
Kendinize de yazık ettiniz sayın daire başkanı o namuslu dürüst insanlara da…
Allah sizi de size o emirleri veren vicdansız ağababalarınızı da ıslah etsin !