Dışarıdan gelmiş bir kişi “Adana’nın sembolü nedir” diye sorsa nasıl bir yanıt verirsiniz? Gerçekten de Adana’nın sembolü nedir? Pamuk mu? Portakal mı? Taşköprü mü? Merkez Cami mi? Seyhan Baraj Gölü mü? Kebap mı şalgam mı? Büyüksaat mi? Adana’nın kendine özgü bir kültürü olduğu gerçek, ancak Adana’nın gerçek anlamda bir sembolünün olmadığını söyleyebiliriz. Dünyanın kullanımda olan en eski köprüsü unvanına sahip tarihi Taşköprü’ye bu unvanını kaybettirdiğimiz için ne yazık ki sembol olma şansını kaybetti. UNESCO’nun dünya mirası listesinde yer alması gereken Taşköprü bugün seyyar satıcıların işgali altında… Restorasyon yapıldı ancak sanırım herkesin ortak görüşü eski halinin daha iyi olduğu yönünde. Bu noktada Yaşar Üniversitesi İşletme Yüksek Lisans Programı öğrencisi Aksu Selçuk’un, İzmir’in uluslararası arenada marka bir kent olabilmesi için atması gereken adımlar hakkında hazırladığı yüksek lisans tezi Adana için ibret alınması gereken bir çalışma. 8 bin 500 yıllık tarihe sahip İzmir’i turizmde bir adım öne taşıyacak sembol yapı eksikliğinin ele alındığı çalışmasında, sembol yapıları ile öne çıkan New York, Paris, Sidney gibi kentlerin örnek alınması gerektiğini dile getiren Aksu Selçuk’un tezi Adana’ya da örnek olmalı. Adana’yı uluslar arası alanda tanıtacak bir sembolün belirlenmesi gerekiyor. Şimdi yeniden sormak gerekiyor: Adana’nın sembolü nedir/ne olmalıdır? Araştırılması ve üzerinde dikkatle düşünülüp çalışılması gereken bir konu. Adana Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi’nin bu konu üzerinde çalışması kent için oldukça yararlı olacaktır.