Küçük dünyamızda küçük mutlulukların peşinde koşuyoruz.
Halkın çoğunluğu huzurlu, kimseye muhtaç olmadan yaşamanın derdindeyken, daha farklı amaçlar peşinde koşanlar da elbette yok değil.
Zaman zaman tanık olduklarımız, duyduklarımız ve gördüklerimiz karşısında boşa yaşadığımız hissine kapılmamak imkansız hale geliyor.
Ülkemizde insan sağlığını hiçe sayanların, insan sağlığıyla oynayıp bundan ciddi rantlar elde edenlerin hiç de azımsanmayacak düzeyde olmadığı da bir gerçek.
Çukurova Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Uğur Erken’in birkaç gün önce gazetemize yaptığı açıklamalarındaki iddiaları yenilir yutulur gibi değildi.
Bu iddiaların etkisinden kurtulmaya çalışırken dün de Kasaplar Odası Başkanı Saruhan Yağmur’un iddiaları geldi.
Türkiye genelindeki 820 kesimhaneden 250’sinin yasal prosedürü yerine getirmediği gerekçesiyle kapatılacak olması halk sağlığı açısından çok önemli bir iddiaydı.
Adana’da 5 kesimhanenin kapatıldığını Büyükşehir’e bağlı kesimhanenin de 4 ay sonra kapatılacak olması yine halk sağlığını yakından ilgilendiren önemli bir konu.
Kesimhanenin kapatılmasının ardından vatandaşın sağlıklı eti nereden alacağı ise şu an itibariyle bir muamma.
Her ne kadar Kasaplar Odası bu sorunu çözmek için bir girişimde bulunmaya hazırlanıyor olsa da ortada kesinleşmiş bir durum henüz yok.
3 yıl önce çıkarılan 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’na göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nün kesimhanede bir veteriner görevlendirmesinin zorunlu olmasına karşın Adana’da bu görevlendirmenin bugüne kadar yapılmadığı iddiası da yine halk sağlığını yakından ilgilendiren bir konu.
Yağmur’un 75 milyon nüfuslu ülkemizde sadece 852 gıda denetmenin bulunduğunu iddia etmesi de halk sağlığına verilen önem(sizliğ)in göstergesi gibi.
Gıda denetimlerini bu işin eğitimini almış, uzmanlık konusu gıda olan Gıda Mühendisleri yerine Ziraat Mühendislerinin yapması da yine halk sağlığı açısından dikkat çekici bir durum.
3-5 liraya satılan sucukların içinden et yerine patlıcan, hazır kıymaların içinden bici boyası çıktığı iddiası da yine göz ardı edilemeyecek konular.
Tüm bunları duymak, zaman zaman bunlara şahit olmak Allah’a emanet yaşadığımızı düşündürüyor.
Siz düşünmüyor musunuz?