Masum olan pek sevilmez bu dünyada.
Çünkü dünya çok kirlidir.
Pisliğin içinde yüzen, insanlıktan nasibini almamış şahsiyetler herkesin kendisi gibi olmasını ister.
Ne kadar çok kirli insan olursa gizlenmesi o kadar kolay olur.
Göze batmaz, kamufle olur hatta bir süre sonra o kirli ilişkiler ve işler kanıksandıktan sonra masummuş gibi bir görünüme bürünür. İş tersine döner ve masumlar pisliğin içinde, pisliğin içinde debelenenler de masum hale gelir.
Dünyada tek masum olanlar ise çocuklardır.
Art niyet yoktur çocuğun zihninde, kötülük, çıkar kavgası nedir bilmez.
Tertemizdir hepsi…
Dedik ya masum sevilmez bu dünyada.
Yetişkinlerin kirli dünyasından bihaber, biçare o tertemiz çocukları bile pisliğin içine çekmek için var gücüyle çalışan insanlar var bu dünyada.
Vicdanını yerin kilometrelerce altını gömmüş, bir çocuğun ne demek olduğunu bilmeyen ya da bilmek istemeyen binlerce hatta milyonlarca insan yaşıyor bu dünyada.
Her biri binlerce, milyonlarca çocuğu farklı yöntemlerle istismar eden ahlaksızlar yaşıyor bu dünyada.
Çocuk olmak zor bu dünyada.
Kimisi tecavüze uğruyor, kimisi sokaklarda dilencilik yaptırılarak sömürülüyor, kimisi yetişkinlerin işlediği suçlara ortak ediliyor.
Adana sokaklarına çıkın ve bakın.
En çok dikkatinizi kimlerin çektiğini sorgulayın.
Neredeyse adım başında sahipsiz çocukları görmek mümkün.
Ve ne yazık ki birçoğu ülkelerindeki savaştan kaçıp yeni bir yaşam umuduyla aileleriyle evlerinden yüzlerce kilometre uzağa göç etmek zorunda kalan Suriyeli çocuklar.
Kimisi zorunluluktan dileniyor ya da sokaklarda bir şeyler satmaya çalışıyor.
Kimileri de dilenci çetelerinin elinde oyuncak olarak dolaşıyor sokaklarda.
Yine de dünyanın ne kadar kirli olduğundan habersizler.
Omuzlarında taşıdıkları o ağır yüklerle bile her anı oyuna çevirmeye çalışan dünyanın en masum varlıkları.
Korumak, kollamak gerek çocukları.
Sevmek, onlara da sevmeyi öğretmek gerek.
Sevgiyle büyümeli çocuklar, şefkati bilmeli, vicdanı, empatiyi öğrenmeli.
Koruyun çocukları…