Adana, dünyanın kullanılan en eski köprüsüne sahip. Böylesi bir tarih mirası ne yazık ki bugüne kadar işportacıların işgali altındaydı. Önceki gün Büyükşehir Belediyesi Zzbıta ekiplerinin operasyonuyla tarihi köprüdeki işportacı işgaline son verildi. Zabıta ekipleri köprünün üzerini işgalden temizlediğini açıkladı ancak bu durumun sürekliliğini sağlamak daha önemli. Kentin ana cadde ve bulvarlarındaki kaldırımları seyyar satıcılardan arındıran zabıta ekipleri, o bölgeden ayrıldığı an kaldırımların yeniden işgal edildiği bir gerçek. Aynı durumun Taşköprü’de yaşanmayacağının garantisi yok. Umuyoruz ki Taşköprü bir daha işportacıların mekanı haline gelmez. Hiçbir ülkenin ve kentin sahip olmadığı böylesine önemli olduğu kadar da değerli bir tarih ve kültür mirasının bir an önce bu özelliklerine uygun bir şekilde kullanılır hale getirilmesi gerekiyor. Araç trafiğine kapatılan köprünün restorasyondan sonra üzerine sprey boyalarla yazılan yazıların da silinmesi ve köprünün tarihine yakışır bir şekilde ışıklandırılması gerekiyor. Anımsanacağı gibi restorasyonun ardından köprünün altı bir şirket tarafından ışıklandırılmış ancak ışıklandırma sisteminin kabloları çalındığı için köprü karanlığa gömülmüştü. Bir süre sonra köprünün altı yeniden ışıklandırılmış olsa da hava karardıktan köprünün üzerinden yürümek birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Geceleri madde bağımlılarının mekanı haline gelen Taşköprü, bunları hak etmiyor. Büyükşehir Belediyesi işgale son vermekle başladığı işini köprünün ışıklandırılmasıyla devam ettirmeli. Taşköprü’nün yeniden araç trafiğine açılması söz konusu olmadığına göre köprünün bir kültür köprüsü haline getirilmesi yönünde Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi’nin öncülük yapması gerekiyor. Adana’nın asayiş olaylarının ve siyasi çekişmelerin merkezi bir kent olmasından kurtulması noktasında önemli bir adım olacağı şüphe götürmez.