Adana’nın en önemli sorunu elbette ki işsizlik.
Kentin çözülmesi gereken diğer önemli sorunları ise trafik ve toplu taşımacılıktır.
Düz bir ovaya kurulu olması nedeniyle, çok daha kolay çözülmesi gereken trafik sorunu bugün İstanbul, Ankara gibi metropol kentleri aratmaz hale geldi.
Geçmiş dönemlerde göreve gelen yöneticilerin öngörüsüzlüğü ve ilgisizliği nedeniyle, kent merkezindeki ana bulvar ve caddelerin çoğunluğu iki şeritten oluşuyor. Bir şeridinin de otopark olarak kullanıldığını unutmamak gerek.
Yayaların kullanımına tahsis edilen kaldırımlar ise ya otoparka ya da esnafın tezgahlarını attığı bir alana dönüşmüş durumda.
Özetle, yollar da kaldırımlarda işgal altında.
Büyüksaat ve çevresinde süren restorasyon çalışmaları nedeniyle, dolmuş ve otobüslerin neredeyse tamamı Küçüksaat üzerinden son duraklarına gidiyor. Restorasyon nedeniyle de bütün araç trafiği Kızılay caddesi üzerinden akıyor.
Bu nedenle Küçüksaat’te tam anlamıyla bir keşmekeş yaşanıyor.
Sorun büyük ama çözüm elbette ki var.
Çözüm elbette ki, bir an önce ulaşım mastır planının yapılmasında.
Bu plan çerçevesinde kent merkezindeki ana arterler mutlaka genişletilmeli.
Ayrıca trafik yoğunluğunu azaltacak yeni bulvarların açılması da artık bir zorunluluk.
Yapılması gereken bir diğer önemli konuysa toplu ulaşımın tek bir çatı altında toplanması.
UKOME’nin koordinasyonunda belediye otobüsleri, özel halk otobüsleri ve dolmuşçu esnafının temsilcileri bir araya gelip bu konuda adım atmalı. Başkanvekilliği döneminde bu konuyu gündeme taşıyan Zihni Aldırmaz, önemli bir adım atmıştı ancak esnafın ortak paydada buluşamaması nedeniyle bir gelişme yaşanmamıştı.
Toplu ulaşımın tek çatı altında toplanması Adana’nın geleceği için artık zorunluluk haline gelmiştir.
Bu, hem dolmuşçu ve otobüsçü esnafı arasındaki rekabeti hem de rekabete bağlı olarak meydana gelen trafik kural ihlallerini önleyebilecek belki de tek çözüm.
Adana’da yaşayan yurttaşlarla geniş kapsamlı bir anket yapılsa otobüs ve dolmuş şoförleriyle ilgili sorunun ne kadar büyük ve önemli olduğu ortaya çıkacaktır.
Çünkü sorun artık bireysel hatalardan çıkışıp genel sorun haline dönüşmüş durumda.
Ne zaman dolmuşlarla ya da özel halk otobüsleriyle ilgili bir yazı yazılsa oda ve kooperatif başkanları, “Plakasını verin kim hata yaptıysa cezasını verelim” diyerek savunma pozisyonuna geçse de sorunların bu şekilde çözülmeyeceği ortada.
Bir gazetecinin gün boyu inip bindiği dolmuşlarda ve otobüslerde tanık olduklarından yazı dizisi çıkar.
Gazetecilerin görevi “Şu kişi bunu yaptı” şeklinde şikayet etmek değil, yaşanan sorunları dile getirip çözüm yollarının bulunması noktasında uyarı görevini yapmaktır.
Sorunların neler olduğunu herkes biliyor.
Dolmuş şoförünün yanına oturttuğu arkadaşının torpido gözünden aldığı cımbızla başını pencereden çıkarıp yan dikiz aynasına bakarak yüzündeki kılları çektiğine bile tanık olduk bu kentte.
Kırmızı ışıkta durduğunda yanında duran özel otomobilin bayan sürücüsünü görebilmek için geri vitese takıp göz hizasına gelene kadar geri geri giden şoförü de, direksiyon başında dirseğini pencereye dayayıp telefonun diğer ucundaki arkadaşına yarım saat boyunca bilgisayarındaki sorunu nasıl gidereceğini anlatan şoförü de, taşıdığı onlarca yolcunun can güvenliğini hiçe sayıp kırmızı ışıkta geçen, trafikte biraz temkinli ve yavaş giden otomobil sürücülerine küfürler yağdıran şoförü de, Başbakanlık’a bağlı Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün verdiği sarı basın kartını gösteren gazeteciye “Bu ötmüyor. Ötmeyenler geçerli değil” deyip hemen arkasında asılı duran paso listesinden habersiz olan şoförleri ve muavinleri de gördük.
Sonuç olarak “Şu kişiyi cezalandırın” demek yerine soruna köklü bir çözüm bulunması gerek.
Bunun için de Özel Halk Otobüsçüleri Esnaf Odası Başkanı Niyazi Göğer’in, Minibüsçüler Odası Başkanı Nihat Sözütek’in ve Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin bir araya gelip bu sorunları masaya yatırması, esnafın daha çok kazanması ve yurttaşın da daha yüksek standartlarda toplu ulaşım olanağından yararlanmasının sağlanması gerekiyor.
Adana’da yaşayan herkes böyle bir hizmetin altında imzası olan her bir kişiye sonsuz minnet duyacaktır.