Yıllardır Adana’nın turizm pastasından hak ettiği payı alamadığı söylenir durur. Yıllarca turizmi deniz, güneş kum üçlüsü olarak bildik. Hemen her konunun turizmin bir parçası olduğunu bilemedik, öğretmediler. Çünkü ufkumuz o kadar geniş değildi. Ezberci, dikte ettirici bir eğitim sistemiyle yetişen bir neslin ufku ne kadar geniş olabilirdi ki? Türkiye’nin en uzun kumsalına sahip kentte yaşadığımızı söyleyip bu kumsalın değerlendirilemediğinden yakındık durduk. Yabancı bir ülkenin elinde olsa bu kumsalın nasıl bir görünümü bürüneceğini anlattık durduk. Turizm, turizm, turizm dedik durduk. Birkaç yıldır turizm konusundaki düşüncelerimiz değişmeye başladı. Sağlık turizmi diye bir kavram girdi hayatımıza. Dünyanın farklı ülkelerinden insanların şifa bulmak için Türkiye geleceğinden söz edildi. Birçok özel sağlık kuruluşu açıldı. Sevindik sevinmesine de gelenler ülkelerindeki iç savaştan kaçıp gelen sığınmacılar oldu. Sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlandılar, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yurttaşları ise artık acil serviste bile para öder hale geldi. Spor turizmi diye yeni bir kavramla daha tanıştık. İklim koşulları nedeniyle her mevsim spor kulüplerinin Adana’ya gelip kamp yapabileceği söylendi. Tek eksik tesisti. 5 Ocak Stadı’nın kaldırılması gündeme geldi, yeni stat inşaatı ise kaplumbağa hızıyla ruhsatsız olarak ilerliyor. Apartman dikmekten tesis yapacak arsa kalmadı memlekette. Kültür turizmi diye bir başka kavram daha girdi hayatımıza. Adana’nın birçok uygarlığın beşiği olduğunu bildiğimizden zil çalıp oynayacaktık neredeyse. Kültür turizmi kapsamında konuklarımıza nereyi gezdireceğimizi bilemedik. Konaklama sorunu vardı, şimdi ise otel enflasyonu var. Kent merkezinde konaklama sorunu sona ermiş olsa da Tepebağ’dan başka tarihi bölgemiz olmadığı için pek bir işe yaramadı. Tepebağ Höyüğü hala ortaya çıkaralamadı. Ramazan ayında Adana Bölgesel Turist Rehberleri Odası’nın organize ettiği iftar yemeğinde konuşan Adana Kültür Turizm Müdürü Sabri Tari, “Turizmde dibe vurduk” diyerek gerçeği ortaya koydu. Turizm pastasından pay almak için sektör bileşenlerinin da katılımıyla planlama yapılması gerektiğini bilmiyorum söylemeye gerek var mı?