Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alpay Turan Sezgin, yapılan bir araştırmanın sonucunda bazı vitamin ve minerallerin birlikte kullanımının, düşünülenin aksine fayda yerine zarara neden olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Acıbadem Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alpay Turan Sezgin, dünyada milyonlarca insanın kalp sağlığını korumak için düzenli olarak ek vitaminler ve mineraller almanın yanı sıra birbirinden farklı diyetler uyguladığını ifade etti.
24 ek vitamin, mineral ve diyet çeşidinin incelendiği bu araştırmada sadece bilimsel değeri yüksek kontrollü çalışmalar analiz kapsamına dahil edildiğini kaydeden Prof. Dr. Alpay Turan Sezgin, şunları söyledi: “Bilimsel kanıtı zayıf olan gözlemsel çalışmalar araştırmaya dahil edilmedi. Araştırmada, kardiyovasküler koruma için önerilen A, B, C, D ve E vitaminleri ile beta karoten, kalsiyum, demir, antioksidanlar ve multivitaminlerin hiçbir ek yararı olmadığını belirledi. Yararı düşünüldüğü kadar olmamakla birlikte folik asit ve Omega 3 yağ asidi alımı ise ön plana çıktı. Özellikle folik asidin inme riskini azalttığı, araştırmanın Çin'de yapılan ayağında ortaya çıktı. Ancak Çin vitamin eksikliğinin sık görüldüğü bir ülke olduğundan bu sonucun tüm ülkeler için geçerli kabul edilemeyeceği düşünülüyor. Örneğin, Amerika'da yiyecekler vitamin B12 ile kuvvetlendirilmiş olduğundan ek folik asit alımının bir yararı olup olmadığı net değil. Balık yağı antienflamatuar özelliği olan Omega 3 yağ asidi için sık kullanılan takviye. Yüksek riskli hastalarda reçete ile satılan çok yüksek doz purifiye Omega 3 kullanımının kardiyovasküler sorunları azalttığı biliniyor. Fakat bu araştırma içerisinde balık yağı ile yapılan diğer kapsamlı çalışmaların sonucu hayal kırıklığı oluşturdu. Dr. Kahn, araştırmanın, “Balık yağının kalp sağlığına katkısı zayıftır” sonucunu verdiğini belirtti. Kahn ve arkadaşları kardiyovasküler korunma için önerilen diyetleri de inceledi ve kardiyovasküler sisteme yararlı olan bir diyete dair kesin bir kanıt bulamadıklarını belirtti. Yağ oranını düşüren diyetler için yapılan çalışmalar, bu diyetlerin kardiyovasküler olayları ve buna bağlı ölüm oranlarını azalttığına dair bir kanıt bulunamadığını gösterdi. Bütün tahıl, fasulye, fındık, meyve, sebze ve zeytinyağından oluşan Akdeniz tipi diyet de sağlık otoriteleri arasında değeri yüksek bir diyet olarak kabul edilmekteydi. Bu konuda yapılan klinik çalışmaların bir kısmında Akdeniz diyetinin kardiyovasküler riski azalttığı saptanmışsa da bazı büyük çalışmalarda aslında etkisiz olduğu tespit edildi. Bu nedenle, Said U. Khan ve ekibinin yaptığı araştırma sonucunda ‘nötral’ (etkisiz) kabul edilen Akdeniz diyetinin faydalı olduğuna dair kanıtların bir kez daha incelenmesi öneriliyor.”
Acıbadem Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alpay Turan Sezgin, dünyada milyonlarca insanın kalp sağlığını korumak için düzenli olarak ek vitaminler ve mineraller almanın yanı sıra birbirinden farklı diyetler uyguladığını ifade etti.
24 ek vitamin, mineral ve diyet çeşidinin incelendiği bu araştırmada sadece bilimsel değeri yüksek kontrollü çalışmalar analiz kapsamına dahil edildiğini kaydeden Prof. Dr. Alpay Turan Sezgin, şunları söyledi: “Bilimsel kanıtı zayıf olan gözlemsel çalışmalar araştırmaya dahil edilmedi. Araştırmada, kardiyovasküler koruma için önerilen A, B, C, D ve E vitaminleri ile beta karoten, kalsiyum, demir, antioksidanlar ve multivitaminlerin hiçbir ek yararı olmadığını belirledi. Yararı düşünüldüğü kadar olmamakla birlikte folik asit ve Omega 3 yağ asidi alımı ise ön plana çıktı. Özellikle folik asidin inme riskini azalttığı, araştırmanın Çin'de yapılan ayağında ortaya çıktı. Ancak Çin vitamin eksikliğinin sık görüldüğü bir ülke olduğundan bu sonucun tüm ülkeler için geçerli kabul edilemeyeceği düşünülüyor. Örneğin, Amerika'da yiyecekler vitamin B12 ile kuvvetlendirilmiş olduğundan ek folik asit alımının bir yararı olup olmadığı net değil. Balık yağı antienflamatuar özelliği olan Omega 3 yağ asidi için sık kullanılan takviye. Yüksek riskli hastalarda reçete ile satılan çok yüksek doz purifiye Omega 3 kullanımının kardiyovasküler sorunları azalttığı biliniyor. Fakat bu araştırma içerisinde balık yağı ile yapılan diğer kapsamlı çalışmaların sonucu hayal kırıklığı oluşturdu. Dr. Kahn, araştırmanın, “Balık yağının kalp sağlığına katkısı zayıftır” sonucunu verdiğini belirtti. Kahn ve arkadaşları kardiyovasküler korunma için önerilen diyetleri de inceledi ve kardiyovasküler sisteme yararlı olan bir diyete dair kesin bir kanıt bulamadıklarını belirtti. Yağ oranını düşüren diyetler için yapılan çalışmalar, bu diyetlerin kardiyovasküler olayları ve buna bağlı ölüm oranlarını azalttığına dair bir kanıt bulunamadığını gösterdi. Bütün tahıl, fasulye, fındık, meyve, sebze ve zeytinyağından oluşan Akdeniz tipi diyet de sağlık otoriteleri arasında değeri yüksek bir diyet olarak kabul edilmekteydi. Bu konuda yapılan klinik çalışmaların bir kısmında Akdeniz diyetinin kardiyovasküler riski azalttığı saptanmışsa da bazı büyük çalışmalarda aslında etkisiz olduğu tespit edildi. Bu nedenle, Said U. Khan ve ekibinin yaptığı araştırma sonucunda ‘nötral’ (etkisiz) kabul edilen Akdeniz diyetinin faydalı olduğuna dair kanıtların bir kez daha incelenmesi öneriliyor.”