MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Durukan, Mersin'deki Cennet Cehennem obruklarının gizeminin son yıllarda yapılan yeni keşiflerle çözülmeye başladığını açıkladı.
Çukurova Sanat Girişimi'nin Yazarlarevi'nde düzenlediği Çukurova Okulu etkinlikleri kapsamında "3.Delta'da Eski İnsan İzlerini Ararken" konulu bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Murat, "Cennet Cehennem hakkında araştırmalar ilerledikçe, yeni keşifler gerçekleştirilmekte ve bölgenin geçmişi hakkında yazılanların doğruluğu veya yanlışlığı üzerine yeni yorumlar ortaya çıkmaktadır." dedi
'ÖRTÜLÜ BİR ŞÖHRETE SAHİP'
Cennet Cehennemin dünya çapında örtülü bir şöhrete sahip olduğunu anlatan Prof. Dr. Durukan, "Ancak obrukların neden kutsal olduğu, Cennet obruğunun üstünde bulunan tapınağın hangi tanrıyla ilişkili olduğu, bu tapınağın duvarlarında bulunan ve 130 yıldır rahipler listesi olarak kabul edilen isim listesinin gerçekten de rahipler listesi olup olmadığı gibi sorular hala tartışmalı konular arasında bulunmaktadır." diye konuştu
'BUGÜNE KADAR İHMAL EDİLMİŞ'
Prof. Dr. Durukan, "Cennet Cehennem’de bulunan 'Pan tapınağı' Anadolu'da bilinen tek Pan tapınağıdır. Bu Pan tapınağı bugüne kadar hep ihmal edilmiş, yeterince üzerinde durulmamış ve detaylarına girilmemiştir. Arkeoloji ve dolayısıyla turizm açısından çok önemli olan bu konunun ayrıntıları 2019 yılında yayınlanan 'Olba, Hanedanlık Ve Sonrası' isimli kitapta tartışılmış ve karanlıkta kalan sorular yanıtlanmıştır. Yeni keşifler doğrultusunda Cennet Cehennem ören yerinde bir değil en az iki tapınak olduğu ortaya çıkmıştır. Cennet obruğunun, doğal haliyle bir Pan tapınağı olarak kabul gördüğü ve Pan’ın yanı sıra Hermes’e de bu mağarada ibadet edildiği anlaşılmıştır." diye konuştu
'PERİLERİN DE YAŞADIĞINA İNANILIYOR'
Antik çağda aynı mağarada nymphelerin yani doğanın koruyucuları olan perilerin de yaşadığına inanıldığını dile getiren Prof. Dr. Durukan, "Bu obruğun üst kısmında ikinci bir tapınak daha bulunmaktadır. İkinci tapınağın Zeus, Hermes ve Pan için inşa edilmiş ortak bir tapınak yapısı olabileceği anlaşılmıştır. Sonradan kiliseye dönüştürülmüş olan ikinci tapınağın duvarlarında çok uzun bir isim listesi yazılıdır. 130 yıldır, bu isimlerin rahiplere ait olduğu düşünülmekteydi. Ancak Pan Tapınağının varlığı, bu tanrı için düzenlenen sportif yarışmaların da varlığını ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda isim listesinin kutsal yarışları kazananların listesi olduğu, az sayıda ismin rahiplere ait olduğu ancak tüm şampiyonların rahip olmadığı görülmüştür." şeklinde konuştu.
'MERSİN HEM DE ADANA İÇİN ÖNEMLİ BİR TANITIM ARACI'
Prof. Dr. Durukan, şöyle devam etti: "450 basamakla inilen Cennet obruğunun dibine inşa edilmiş olan küçük şapelin orada inşa edilmesi de tanrı Pan’ın Hıristiyanlık dönemindeki algılanış biçimiyle ilişkilidir. Tanrı Pan Hıristiyanlık dininde şeytanla özdeşleştirilmiştir. Bu şekilde tanımlanmasının nedeni onun keçi görünümüne sahip olmasıdır. Hıristiyanlar onun bu görüntüsünü, özürlü doğduğu şeklinde yorumlamıştır ve özürlü doğanlar da tanrı tarafından lanetlenmiş olanlardır. İşte bu bağlantı sonucunda keçi görünümlü Pan, tanrının kovduğu şeytanla özdeşleştirilmiştir. Şeytanın hala keçi formunda tasvir ediliyor olması da bu hikaye ile bağlantılıdır. Dolayısıyla Cennet obruğu şeytanın tapınağı olarak kabul edilmiştir ve tanrının evinin bu mağaranın girişine yani şeytanın tapınağının kalbine inşa edilmesinin nedeni de şeytanı etkisiz hale getirme düşüncesidir.
'ULUSLARARASI ÜNE SAHİP'
Antik çağda Korykion Antron olarak adlandırılan Pan tapınağı bugün Cennet Cehennem olarak anılmaktadır. İsrail'in Golan bölgesinde bulunan Pan tapınağı da çok benzer özellikler taşımakta ve bugün Cehennemin Kapısı olarak adlandırılmaktadır. İsrail’deki bu tapınak tıpkı Delphi’deki örnek gibi uluslararası üne sahiptir ve çok sayıda turist tarafından ziyaret edilmektedir. Anadolu'daki tek Pan Tapınağının bulunduğu Cennet-Cehennem yöresinin bu hikayelerle dünyaya tanıtılması durumunda hem Mersin hem de Adana için önemli bir tanıtım aracı olacağı nettir. Bu iki kentin turizm açısından potansiyellerini kullanamadığı ve olması gerekenin çok gerisinde oldukları da bir gerçektir. Bu bağlamda iki kentin bu ortak amaç doğrultusunda ortak projelere imza atması, daha güçlü ses getirecektir."
Etkinliğin ardından Çukurova Sanat Girişimi kurucusu Çetin Yiğenoğlu ve Doç. Dr. Kazım Serdar Girginer tarafından Prof. Dr. Murat Durukan'a teşekkür belgesi verildi.
ADANA (GÜNAYDIN) – Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Durukan, Mersin'deki Cennet Cehennem obruklarının gizeminin son yıllarda yapılan yeni keşiflerle çözülmeye başladığını açıkladı.
Çukurova Sanat Girişimi'nin Yazarlarevi'nde düzenlediği Çukurova Okulu etkinlikleri kapsamında "3.Delta'da Eski İnsan İzlerini Ararken" konulu bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Murat, "Cennet Cehennem hakkında araştırmalar ilerledikçe, yeni keşifler gerçekleştirilmekte ve bölgenin geçmişi hakkında yazılanların doğruluğu veya yanlışlığı üzerine yeni yorumlar ortaya çıkmaktadır." dedi
'ÖRTÜLÜ BİR ŞÖHRETE SAHİP'
Cennet Cehennemin dünya çapında örtülü bir şöhrete sahip olduğunu anlatan Prof. Dr. Durukan, "Ancak obrukların neden kutsal olduğu, Cennet obruğunun üstünde bulunan tapınağın hangi tanrıyla ilişkili olduğu, bu tapınağın duvarlarında bulunan ve 130 yıldır rahipler listesi olarak kabul edilen isim listesinin gerçekten de rahipler listesi olup olmadığı gibi sorular hala tartışmalı konular arasında bulunmaktadır." diye konuştu
'BUGÜNE KADAR İHMAL EDİLMİŞ'
Prof. Dr. Durukan, "Cennet Cehennem’de bulunan 'Pan tapınağı' Anadolu'da bilinen tek Pan tapınağıdır. Bu Pan tapınağı bugüne kadar hep ihmal edilmiş, yeterince üzerinde durulmamış ve detaylarına girilmemiştir. Arkeoloji ve dolayısıyla turizm açısından çok önemli olan bu konunun ayrıntıları 2019 yılında yayınlanan 'Olba, Hanedanlık Ve Sonrası' isimli kitapta tartışılmış ve karanlıkta kalan sorular yanıtlanmıştır. Yeni keşifler doğrultusunda Cennet Cehennem ören yerinde bir değil en az iki tapınak olduğu ortaya çıkmıştır. Cennet obruğunun, doğal haliyle bir Pan tapınağı olarak kabul gördüğü ve Pan’ın yanı sıra Hermes’e de bu mağarada ibadet edildiği anlaşılmıştır." diye konuştu
'PERİLERİN DE YAŞADIĞINA İNANILIYOR'
Antik çağda aynı mağarada nymphelerin yani doğanın koruyucuları olan perilerin de yaşadığına inanıldığını dile getiren Prof. Dr. Durukan, "Bu obruğun üst kısmında ikinci bir tapınak daha bulunmaktadır. İkinci tapınağın Zeus, Hermes ve Pan için inşa edilmiş ortak bir tapınak yapısı olabileceği anlaşılmıştır. Sonradan kiliseye dönüştürülmüş olan ikinci tapınağın duvarlarında çok uzun bir isim listesi yazılıdır. 130 yıldır, bu isimlerin rahiplere ait olduğu düşünülmekteydi. Ancak Pan Tapınağının varlığı, bu tanrı için düzenlenen sportif yarışmaların da varlığını ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda isim listesinin kutsal yarışları kazananların listesi olduğu, az sayıda ismin rahiplere ait olduğu ancak tüm şampiyonların rahip olmadığı görülmüştür." şeklinde konuştu.
'MERSİN HEM DE ADANA İÇİN ÖNEMLİ BİR TANITIM ARACI'
Prof. Dr. Durukan, şöyle devam etti: "450 basamakla inilen Cennet obruğunun dibine inşa edilmiş olan küçük şapelin orada inşa edilmesi de tanrı Pan’ın Hıristiyanlık dönemindeki algılanış biçimiyle ilişkilidir. Tanrı Pan Hıristiyanlık dininde şeytanla özdeşleştirilmiştir. Bu şekilde tanımlanmasının nedeni onun keçi görünümüne sahip olmasıdır. Hıristiyanlar onun bu görüntüsünü, özürlü doğduğu şeklinde yorumlamıştır ve özürlü doğanlar da tanrı tarafından lanetlenmiş olanlardır. İşte bu bağlantı sonucunda keçi görünümlü Pan, tanrının kovduğu şeytanla özdeşleştirilmiştir. Şeytanın hala keçi formunda tasvir ediliyor olması da bu hikaye ile bağlantılıdır. Dolayısıyla Cennet obruğu şeytanın tapınağı olarak kabul edilmiştir ve tanrının evinin bu mağaranın girişine yani şeytanın tapınağının kalbine inşa edilmesinin nedeni de şeytanı etkisiz hale getirme düşüncesidir.
'ULUSLARARASI ÜNE SAHİP'
Antik çağda Korykion Antron olarak adlandırılan Pan tapınağı bugün Cennet Cehennem olarak anılmaktadır. İsrail'in Golan bölgesinde bulunan Pan tapınağı da çok benzer özellikler taşımakta ve bugün Cehennemin Kapısı olarak adlandırılmaktadır. İsrail’deki bu tapınak tıpkı Delphi’deki örnek gibi uluslararası üne sahiptir ve çok sayıda turist tarafından ziyaret edilmektedir. Anadolu'daki tek Pan Tapınağının bulunduğu Cennet-Cehennem yöresinin bu hikayelerle dünyaya tanıtılması durumunda hem Mersin hem de Adana için önemli bir tanıtım aracı olacağı nettir. Bu iki kentin turizm açısından potansiyellerini kullanamadığı ve olması gerekenin çok gerisinde oldukları da bir gerçektir. Bu bağlamda iki kentin bu ortak amaç doğrultusunda ortak projelere imza atması, daha güçlü ses getirecektir."
Etkinliğin ardından Çukurova Sanat Girişimi kurucusu Çetin Yiğenoğlu ve Doç. Dr. Kazım Serdar Girginer tarafından Prof. Dr. Murat Durukan'a teşekkür belgesi verildi.