Neşet KARADAĞ
ADANA(GÜNAYDIN)-Adana merkezli 4 ilde piyasaya sahte altın sürmeye çalışanlara yönelik düzenlenen "Ayar-3" operasyonlarında yakalanan kuyumcular ve yanlarında çalışan 10’u tutuklu 13 kişi hakkında “Parada sahtecilik” suçundan 2 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle dava açıldı. Tutuklu sanıklar ilk duruşmada yurtdışına çıkış yasağı ile tahliye edildi.
Polislerce yapılan çalışmalar sonunda, değerli metallerden takı ve mücevherlerin imalatı, toptan ve parakende satışı yapan Y.A., C.M., G.A., D.D. ve A.E.F.’ın üretim ve imalatının ancak Türkiye geneli yasal yetkilisi Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı kurum olan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tekelinde bulunan Milli Ziynet Altınlarını (Cumhuriyet Altını, Çeyrek Altın ve Resat Altın) ve altınların olması gereken ayardan düşük üretim ve imalat yaptıkları, Adana ve çevre illerdeki tanıdıkları kuyumcularla piyasaya sürdükleri yönünde bilgi edindi. Başlatılan soruşturma sonunda piyasaya sahte altın sürdükleri iddia edilen şüpheli kuyumculara ve yanlarında çalışanlara yönelik 14 Mayıs 2024’te Adana merkezli Mersin, Yozgat ve Kahramanmaraş'ta "Ayar" operasyonları düzenlendi.
KUYUMCULARA EŞ ZAMANLI BASKIN
Operasyonlar sonucu, sahte altın atölyelerinde ve kuyumcularda yaklaşık değeri 50 milyon lira olan 3 bin 646 çeyrek altın, 811 yarım altın, 1614 tam altın ile 57 reşat altını,14 tam altın kalıbı, 13 yarım altın kalıbı, 10 çeyrek altın kalıbı, 10 altın kalıplarına ait halka, 4 basıma hazır pul altın ve 86 sayfalık sipariş defteri, 38 sayfa siparis fisi, 1 adet turkuaz renkli ilk 4 sayfası yazılı defter, 1 adet kahverengi renkli kuatrıs marka 2015 yılına ait ilk 3 sayfası yazılı ajanda elegeçirildi.
RAPOR: STANDART DEĞERLERE UYGUN DEĞİL
Ele geçirilen altınlara ilişkin Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlügü’nce düzenlenen raporda; altınların düşük ayarlı olduğu, standart değerlere uygun olmadığı, darphane baskısı olmadığı, sahte ve aldatma kabiliyetinin olduğu belirtildi.
10 KİŞİ TUTUKLANDI
Yakalanan şüphelilerden A.Ç., C.G., D.D., G.A., H.S., İ.T., K.T., M.G., N.D. ve R.E. tutuklandı, C.M., H.K. ile İ.T. ise serbest bırakıldı.
Cumhuriyet Savcısı soruşturmasını tamamlayarak kuyumcular ile yanlarında çalışanlar hakkında soruşturmasını tamamlayarak “Parada sahtecilik” suçundan iddianame hazırladı. Adana 14.Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame yapılan inceleme sonunda kabul edildi. Savcı, sanıkların 2 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmalarını istedi. Hazine ve Maliye Bakanlığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü suçtan zarar gören olarak gösterildi.
‘DÜĞÜNDE TAKILAN ALTINLARI EMANET OLARAK BIRAKTILAR’
10’u tutuklu 13 sanık yargılanmaya başladı. Duruşmaya, sanıklar ve avukatları katıldı. Sanıklar kimlik tespitlerinin ardından savunmalarını yaptı. 20 yıllık kuyumculuk yaptığını belirten sanık C.G., polislerin elegeçirdiği altınların kendisine emanet olarak bırakıldığını ifade ederek, “R.T., M.K.A. ve A.G. tarafından bana düğünde takılan takılarını emanet olarak bıraktılar. Bu ele geçen düşük altınlar ismini saydığım kişilere aittir, benim büyük bir kasam olması nedeniyle bana bırakıyorlardı” diyerek beraatini ve tahliyesini istedi.
‘ALTINLARIN HEPSİ 22 AYAR’
25 yıldır, hurda ve küçük altın satımı yaptığını belirten D.D., tanımmış bir esnaf olduğunu söyledi. Ele geçen altınların hepsinin 22 ayar altın olduğunu ifade eden D.D., kendini şöyle savundu:
‘MÜŞTERİLERDEN GELEN ALTINLARI HAS ALTINA ÇEVİRİRİZ’
“Biz müşterilerden gelen altınları kendi imkanlarımızla kontrol ederiz, sonrasında bunu eritip has altına çeviririz, biz kuyumcular altının sadece 22 ayar olup olmadığını anlarız, başka bir şeyini anlayamayız. Kolluk kuvvetleri dükkana geldiğinde ele geçen maddeler vitrinde satışa hazır değildi, eritmek için siyah çantada bulunmaktaydı. Gelen altınları müşterilerden esnaftan almaktayız, hangilerini kimden aldığımı tam olarak hatırlamıyorum, suçsuzum beraatimi ve tahliyemi talep ederim.”
‘ESKİ ALTIN ALIP SATARIM’
Sanıklardan D.D. ve C.M.’yu kuyumcu olmaları nedeniyle tanıdığını diğer sanıkları ise tanımadığını söyleyen sanık G.A. da, “Ben hurda altın, külçe altın alıp satarım, hurdadan kastım eski altın alıp satarım. Dükkanımda ele geçen altınları bir gün önce esnaf arkadaşım İ.L.’den aldım. İ. de ürünleri müşterisinden almış. Bu altınlar 22 ayardır, ele geçen altınlar eski tarihlidir, ben eski tarihli altın alıp satarım, almış olduğum bütün altınlar faturalıdır”dedi.
‘BABAMDA ELE GEÇEN ALTINLARDAN HABERİM YOK’
Babası İ.T. da elegeçirilen altınlardan haberinin olmadığını belirten İ.T. babasının altınları Mersin’den aldığını söyledi. İşyerinde elegeçen altınların hurda altınlar ile satışa hazır haldeki altınlarla karıştırılıp el konulduğunu iddia etti.
‘KALIPLARLA YÜZÜK YAPIYORDUM’
Kuyumcu K.T. da, ele geçen altınların darphane baskısı olup olmadığını bilemediğini, altınların 22 ayar olup olmadığın kontrol ettiklerini söyledi. Altınların ancak darphane baskısı olup olmadığını sadece rapor alınarak tespit edilebildiğini ifade eden M.T., “Ele geçen altınları Mersin, Tarsus ve Adana'da yaptığımız ticaretlere ilişkin olarak ya da müşterilerden aldığımız altınlardır, pul diye bahsedilen yuvarlak 22 ayar altındır. Baskı kalıpları yüzük vb ürünler yapmak için kullandığımız kalıplardır” diyerek beraatini ve tahliyesini istedi.
‘GELEN ALTINLARI ERİTİRİM’
N.D. ise sanık kuyumcu K.T.’un yanında işçi olarak çalıştığını söyledi, “Be orada kulp takarım, gelen altını eritirim, ele geçen altınlar esnaflardan toplanmış altınlardır” dedi.
‘YARIM VE TÜM ALTIN YAPTIM’
6 Şubat depreminde işyerinin zarar gördüğünü sanıklardan İ.T.’nin evini kendisine açtığını belirten A.Ç.,depremden sonra bir çok bölgeye sipariş usulü çeyrek altınlardan küpe, kolye, bileklik yapıp esnaflara sattığını söyledi. A.Ç., “Esnaf bunu birinci baskı mı ikinci baskı olup olmadığını bilemez, benden alan esnaf bunu anlayamaz, darphane baskısı olmayan çeyrek, yarım ve tüm altın yaptım. Bunları kullanarak yüzük, kolye bileklik yapıp sattım, darphaneden aldığımız altınlara yaptığımız işçilikler beni kurtarmamaktaydı. Bu nedenle bu yola başvurdum. Bu durumdan elemanlarımın haberi vardı ancak iştirakleri yoktu. Bunu sadece ben yapıyordum, ben bu yola toparlanmak adına başvurdum” dedi.
‘ÇOCUĞUMUN SÜNNETİNDEN TAKILAN ALTINLARDI’
Sanık C.M., elegeçirilen altınların çocuğunun sünnet düğünden sonra takılan altınlar olduğunu söyledi. Sanık A.Ç.’nin yanında çalışan H.S. da, deprem nedeniyle işsiz kalınca A.Ç.’nin temizlik işi için girdiğini belirtti, kalıplardan haberi olduğunu ancak nasıl kullanıldığını bilmediğini ifade etti.
‘PARALARIMI ALTINA ÇEVİRDİM’
Sanık İ.T.’nin oğlu olduğunu söyleyen İ.T., olay tarihinde ele geçirilen altınların kendisinin olduğunu belirterek, “Olay tarihinde Mersin’deki yazlığıma gidiyordum, evimde kalan kimse bulunmadığı için altınları yanımıza aldık. Yolda giderken polisler önümüzü kesti. Sonrasında eşim yanımızda olan altınları üzerine aldı, polisler ısrarla eşimin üzerinde bulunan altınları bakmak istediler, ben 3-4 sefer polislere eşimin kişisel eşyası olduğunu söylememe rağmen yine de baktılar. Ben uzun zamandır biriktirmiş olduğum paralarla döviz yaptım, daha sonrasında bu dövizlerle ve kiralardan gelen gelirlerle parça parça elime geçen miktar kadarıyla altın olarak biriktirdim. Altınları farklı farklı yerlerden aldım, ben altınların darphane baskısı olup olmadığını bilmiyorum, ben sadece çeyrek, yarım ve tüm altın olarak bilirim, ele geçen altınların hepsi bana aittir, 30-35 yıldır biriktiririm, aylık ortalama gelirim 50-60 bin TL kadardır. Ben ayrıca çiftçiyim ürünlerim hasat edildikten sonra parasını altına çeviririm, kirada mülklerim vardır. Kira gelirim geldiğinde o paraları da altına çeviririm. Altınların sahte olup olmadığını bilmiyorum” diyerek beraatini ve tahliyesini istedi.
‘BEN ÇANTACIYIM’
Sanıklardan R.E., kuyumcu K.T.’un yanında çantacı olarak getir götür işi yaptığını söyledi. M.G., suçsuz olduğunu söyledi.
SAVCI: TAHLİYELERİNE KARAR VERİLSİN
Cumhuriyet Savcısı, mütalaasında, delillerin toplanmış olması, sanıkların sabit ikametgah sahibi olmaları, delilleri karartma ihtimallerinin ve kaçma şüphelerinin bulunmaması hususları gözetilerek sanıkların yurt dışı adli kontrol hükümleriyle birlikte tahliyelerine karar verilmesini talep etti.
SANIK AVUKATI: DARPHANEDE ÇALIŞANA SORALIM
Sanıklardan G.A’nın avukatı Av.Ali Şimşek, iddia makamının mütalaasına iştirak ettiklerini belirterek, “Müvekkilim en başında beri suçlamaları kabul etmemektedir. Suçu işlediğine dair somut delil bulunmamaktadır. El konulan altınların milyemleri düşüktür, darphane raporunda belirtildiği üzere milyemlerin düşük olduğu labarotuvar ortamında tespit edilebileceği sabittir. Türkiye çapında bir çok kuyumcuda milyemleri düşük altınlar bulunmaktadır. Milyemlerin düşük olduğunu darphane çalışanları bile gördüğünde bilememektedir, çeyrek altınlara yeniden kulp takıldığında milyemleri değişmektedir. Müvekkilim 3 ay dinlenmiş ancak herhangi bir suç unsuru içeren kayıt bulunmadığı dosya kapsamında sabittir, müvekkilim altınları eskici şekilde almaktadır, bunu toplu bir şekilde de satmaktadır. Müvekkilimin iş yerinde üretim için elde edilen bir materyal bulunmamaktadır. Müvekkilimin öncelikle tahliyesine, mahkemeniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanmak suretiyle serbest bırakılmasını talep ederiz” dedi. Darphane çalışanlardan birisinin mahkemede dinlenmesini kendisine bir kaç tane altın sorulup milyemlerini bilmesinin sorulmasını talep etti.
TAHLİYE OLDULAR
Diğer sanık avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduğunu belirtip tahliyelerini istedi.
Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında devam eden kovuşturmanın geldiği aşama, delilleri karartma şüphelerinin bulunmaması gözetilerek mevcut durum itibariyle tutuklama tedbirinin devamının artık gereksiz olduğunu belirterek yurt dışına çıkmış yasağı ile tahliyelerine karar verdi. Duruşma eksikliklerin tamamlanması için ileri bir tarihe ertelendi.