ADANA(GÜNAYDIN)-Eğitim İş Adana 1 Nolu Şube Başkanı Seher Ergin, ülkemiz emek mücadelesinde önemli bir yeri olan, Türkiye işçi sınıfının sendikal hak ve özgürlüklerini elde etmek için başlatmasının üzerinden 52 yıl geçtiğini söyledi, “15-16 Haziran 1970 tarihi, işçilerin, sendikalarını seçme özgürlüğü için sınıf dayanışmasını ortaya koyduğu; direniş, mücadele ve dayanışma ruhunu taçlandırdığı tarihtir” dedi.
“Bugün, hala 12 Eylülcülerin hazırladığı yasakçı sendikal yasalarla, çalışma hayatında büyük bir ayıp sürdürülmeye devam ediliyor” diyen Ergin, açıklamasında şunları söyledi:
“Türkiye, dünyada, sendikal hakların en yoğun biçimde ihlal edildiği ülkeler arasındadır. Demokrasinin en önemli ölçütü, emekçilerin hakları için özgürce örgütlenebilmeleri, kendi geleceklerine ait kararları alabilmeleridir. Sendikasız demokrasi; grevsiz ve toplu sözleşmesiz sendika olmaz.
Yapılması gereken İLO koşullarına uygun, anti demokratik maddelerden arınmış, çalışanların demokratik, meşru eylem ve etkinliklerini engellemeyen, içerisinde “grev ve toplu sözleşme” olan bir sendika yasasının çıkarılmasıdır. Ancak, AKP iktidarının böyle bir niyeti söz konusu değildir.
Türkiye’de AKP’nin iktidarda olduğu 20 yıl emekçiler açısından en büyük hak kayıplarının yaşandığı dönem olarak tarihe geçmiştir. Ülkenin en değerli ve stratejik kaynakları özelleştirmeler yoluyla uluslararası ve yerli sermayeye peşkeş çekilmiştir. Esnek ve güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma uygulamaları hızla yaygınlaşıp, kitlesel işten çıkarmalar sürerken, düşük ücret ve maaş artışlarının dayatıldığı, emeğe yönelik saldırıların çok yönlü olarak hayata geçirildiği bir süreç yaşanmıştır.
Artık emekçilerin hak gasplarına tahammülleri kalmamıştır. Bugün yaşadığımız bu sürece karşı durmanın yolu ise dün olduğu gibi birlikte, omuz omuza mücadele etmekten geçmektedir.
Eğitim-İş olarak, haklarımıza, iş güvencemize ve geleceğimize yönelen her türlü saldırıya karşı, 15-16 Haziran direnişinin ruhuyla mücadelemizi sürdüreceğiz.”
“Bugün, hala 12 Eylülcülerin hazırladığı yasakçı sendikal yasalarla, çalışma hayatında büyük bir ayıp sürdürülmeye devam ediliyor” diyen Ergin, açıklamasında şunları söyledi:
“Türkiye, dünyada, sendikal hakların en yoğun biçimde ihlal edildiği ülkeler arasındadır. Demokrasinin en önemli ölçütü, emekçilerin hakları için özgürce örgütlenebilmeleri, kendi geleceklerine ait kararları alabilmeleridir. Sendikasız demokrasi; grevsiz ve toplu sözleşmesiz sendika olmaz.
Yapılması gereken İLO koşullarına uygun, anti demokratik maddelerden arınmış, çalışanların demokratik, meşru eylem ve etkinliklerini engellemeyen, içerisinde “grev ve toplu sözleşme” olan bir sendika yasasının çıkarılmasıdır. Ancak, AKP iktidarının böyle bir niyeti söz konusu değildir.
Türkiye’de AKP’nin iktidarda olduğu 20 yıl emekçiler açısından en büyük hak kayıplarının yaşandığı dönem olarak tarihe geçmiştir. Ülkenin en değerli ve stratejik kaynakları özelleştirmeler yoluyla uluslararası ve yerli sermayeye peşkeş çekilmiştir. Esnek ve güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma uygulamaları hızla yaygınlaşıp, kitlesel işten çıkarmalar sürerken, düşük ücret ve maaş artışlarının dayatıldığı, emeğe yönelik saldırıların çok yönlü olarak hayata geçirildiği bir süreç yaşanmıştır.
Artık emekçilerin hak gasplarına tahammülleri kalmamıştır. Bugün yaşadığımız bu sürece karşı durmanın yolu ise dün olduğu gibi birlikte, omuz omuza mücadele etmekten geçmektedir.
Eğitim-İş olarak, haklarımıza, iş güvencemize ve geleceğimize yönelen her türlü saldırıya karşı, 15-16 Haziran direnişinin ruhuyla mücadelemizi sürdüreceğiz.”