TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 20. Yılı nedeniyle yaptığı açıklamada deprem öncesi önlemlerle, can ve mal kaybını en aza indirilebileceğini kaydetti.
Doğal tehlikelerin ulusal, bölgesel ve lokal ölçeklerde tanımlanmasının, planlama ve zarar azaltma çalışmalarının temelini oluşturduğunu vurgulayan Tatar, “Bu kapsamda mekansal planlamaların tamamında yerbilim verileri ve doğal afet durumu göz önünde bulundurulmaktadır” dedi. Depremin önceden tespit edilemeyen doğal bir olay olduğunu ifade eden Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar şöyle konuştu;
“Depremi önlemek ve deprem oluş zamanını önceden kestirmek teknolojinin bugün eriştiği düzeyde imkânsız olduğundan, can ve mal kayıplarını önlemek için yapılması gerekenler üzerinde durulmalıdır. Deprem riskini azaltmak amacıyla ülke ve kentler bazında bir eylem planı ortaya konmalıdır. Bu kapsamda deprem hasar senaryoları hazırlanarak, riski azaltıcı önlemler alınmalı ve her kademedeki yöneticinin elinde bulunan uygulaması veya uyması gereken kurallar yeniden düzenlenmelidir.
“ALINACAK TEDBİRLERLE KAYIPLAR AZALTILABİLİR”
Depremlerin önceden belirlenmesi mümkün olmamakla beraber deprem hasarlarına karşı alınacak tedbirlerle maddi hasar ve sosyo-ekonomik kayıpların makul seviyelere indirilmesi mümkündür. Bu hususta kent yerel yöneticilerine kentsel planlama, arazi kullanımı ve yapıların denetimi konusunda önemli görevler düşmektedir. Yerel yöneticilerin kent halkı ile olan yoğun ve direkt ilişkileri deprem zararlarının azaltılmasına yönelik bilgilerin transferini ve genel anlamda halkın depremlere karşı bilinçlendirilmesini mümkün kılmaktadır”
“İmar Barışı” konusunda da uyarılarda bulunan Dr. Tatar, “ İmar Barışı adı altında yapılan kaçak yapılara afla birlikte denetimsiz, mühendislik hizmeti almamış yapılar yasal hale getirilmiş, bugüne kadar sınırlı da olsa deprem güvenliği için atılmış olan tüm adımlar boşa çıkartılmıştır. Bu yasal kılıf, ülkede inşa edilmiş bulunan yapıları depreme karşı güvenlikli hale getirmeyecek, tam aksine doğa olaylarının afete dönüşerek pek çok insanın hayatını kaybetmesinin zemini hazırlanmış olacaktır”
Doğal tehlikelerin ulusal, bölgesel ve lokal ölçeklerde tanımlanmasının, planlama ve zarar azaltma çalışmalarının temelini oluşturduğunu vurgulayan Tatar, “Bu kapsamda mekansal planlamaların tamamında yerbilim verileri ve doğal afet durumu göz önünde bulundurulmaktadır” dedi. Depremin önceden tespit edilemeyen doğal bir olay olduğunu ifade eden Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar şöyle konuştu;
“Depremi önlemek ve deprem oluş zamanını önceden kestirmek teknolojinin bugün eriştiği düzeyde imkânsız olduğundan, can ve mal kayıplarını önlemek için yapılması gerekenler üzerinde durulmalıdır. Deprem riskini azaltmak amacıyla ülke ve kentler bazında bir eylem planı ortaya konmalıdır. Bu kapsamda deprem hasar senaryoları hazırlanarak, riski azaltıcı önlemler alınmalı ve her kademedeki yöneticinin elinde bulunan uygulaması veya uyması gereken kurallar yeniden düzenlenmelidir.
“ALINACAK TEDBİRLERLE KAYIPLAR AZALTILABİLİR”
Depremlerin önceden belirlenmesi mümkün olmamakla beraber deprem hasarlarına karşı alınacak tedbirlerle maddi hasar ve sosyo-ekonomik kayıpların makul seviyelere indirilmesi mümkündür. Bu hususta kent yerel yöneticilerine kentsel planlama, arazi kullanımı ve yapıların denetimi konusunda önemli görevler düşmektedir. Yerel yöneticilerin kent halkı ile olan yoğun ve direkt ilişkileri deprem zararlarının azaltılmasına yönelik bilgilerin transferini ve genel anlamda halkın depremlere karşı bilinçlendirilmesini mümkün kılmaktadır”
“İmar Barışı” konusunda da uyarılarda bulunan Dr. Tatar, “ İmar Barışı adı altında yapılan kaçak yapılara afla birlikte denetimsiz, mühendislik hizmeti almamış yapılar yasal hale getirilmiş, bugüne kadar sınırlı da olsa deprem güvenliği için atılmış olan tüm adımlar boşa çıkartılmıştır. Bu yasal kılıf, ülkede inşa edilmiş bulunan yapıları depreme karşı güvenlikli hale getirmeyecek, tam aksine doğa olaylarının afete dönüşerek pek çok insanın hayatını kaybetmesinin zemini hazırlanmış olacaktır”