ADANA(GÜNAYDIN)- Türk Kadınlar Konseyi Derneği Adana Şube ve Akdeniz Bölge Başkanı Av.Meryem Türktekin, Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 86. Yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, son yıllarda mecliste kadın milletvekili sayısının kısmen artmış olmasına rağmen, ülkemizde karar mekanizmalarında yer alabilen kadın sayısının halen çok düşük olmasından yakınarak, “Kadınlar sosyal ve kamusal tüm alanlarda olduğu gibi siyasette de engellerle karşı karşıya kalmakta, yönetim kadrolarında yeterince söz sahibi olamamakta” dedi.
Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkının Fransız kadınlarından 10 yıl önce verildiğine dikkat çeken Türk Kadınlar Konseyi Derneği Adana Şube ve Akdeniz Bölge Başkanı Av.Meryem Türktekin, Türk ve Fransa kabinelerindeki kadın bakan sayılarını kıyasladı. Şu anda Fransa kabinesindeki 31 bakandan 17’sini kadınların, Türkiye’de ise şu anda 2 kadın bakanın olmasından yakınan Av.Türktekin, “Bu durum, ülkemizde bakanlık yapabilecek donanıma sahip yeterli kadın olmamasından mı, yoksa kadınların bu işi beceremeyeceği düşüncesinden mi kaynaklanıyor?” diye sordu.
“Açıkçası Adana bu konuda oldukça şanslıdır ve güzel bir örnektir” diyen Av.Türktekin, Adana’nın, en komplike bakanlıklardan biri olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına İmren Aykut ve Jülide Sarıeroğlu’nu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yine İmren Aykut ve Fatma Güldemet’i çıkarttığını hatırlatarak, “Ne kadar gururlansak azdır ancak bu kadın bakanlarımız sadece Adanalı kadınların başarısını değil, tüm Türk kadınlarının bakanlık görevini başarıyla yapabileceğini ortaya koymuşlardır. Bu nedenle daha fazla kadına bu fırsatın verilmesi gerekir” dedi.
Kadın bakış acısının, ülkenin yönetimine daha fazla değer katacağını vurgulayan Av.Türktekin, şunları söyledi:
“Nüfusun yarısını oluşturan kadınların siyasi hayatın ve ticari hayatın dışında tutulması büyük bir beşeri, sosyal ve kültürel kayıptır. Kadın emeği ve kadın beyni her alanda devreye sokulmadıkça, ülkemizin ekonomik olarak kalkınabilmesi ve sosyal bir gelişim sağlayabilmesi mümkün değildir. Toplumun ve hükümetlerin bu gerçeği en kısa sürede görmelerini temenni ediyoruz.
Ayrıca CEDAW sözleşmesi; (Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi) kadınların seçme ve seçilme hakkını, temel bir hak olarak tanımlar.
Ülkemiz bu sözleşmeye 1985 yılında taraf olmuştur; ve bu sözleşme gereğince Anayasa’mızın kadın - erkek eşitliğini düzenleyen 10. Maddesine, Nisan 2004 tarihinde; ‘Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.’ İbaresi eklenmiştir.
Buna rağmen ülkemizde daha önceki yıllarda 3’e, 4’e ulaşmış olan kadın bakan sayısı, giderek artacağı yerde daha da düşmektedir. Oysa kadın veya erkek, her vatandaşın liyakata dayalı olarak her alanda çalışabilme ve toplumu ileri götürebilme fırsatına sahip olması gerekir. Temel insan hakları açısından toplumda tüm bireylerin eşit olması ve eşit muamele görmesi önemlidir; çünkü toplumda barış, huzur ve mutluluk ortamı ancak bu şekilde sağlanabilir.
Türk kadınlarının seçme ve seçilme hakkı elde ettiği bu özel günde, mecliste ve kabinede görev alan kadın sayısının artmasını ve kadın-erkek eşitliğinin her alanda yaşama geçirilmesini diliyor; bu konuda artık tarihsel gerçeklikle övünen bir Türkiye olmanın ötesine geçmek istediğimizi belirtiyoruz.”