ŞEYDA AYDEMİRDiyarbakır'da, 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması yapıldı. Cumhuriyet Savcısı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Savcı, sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarını isterken duruşma sırasında gerginlikler yaşandı. Mahkeme başkanı, salonu boşalttı. Daha sonra duruşmaya tekrar başlanıp avukatların esas hakkındaki savunmalarının alınmasına geçildi. Anne Yüksel Güran, ağlayarak, “Kızımın katilinin bulunmasını istiyorum” dedi.
SIKI GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDIMerkez Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır 8.Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin’in cesedini dereye atan komşuları Nevzat Bahtiyar katıldı. Duruşmada taraf avukatları, siyasiler, TBBM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu başkanı aynı zamanda AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık ve beraberindeki komisyon heyeti, CHP Kadın Kolları ve Türkiye Barolar Birliği de katıldı. Müşteki sıfatıyla baba Arif Güran ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı. Duruşma kamera ve ses kaydı ile yapıldı. Adliye salonu ve çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı.Duruşmada ilk olarak Salim Güran’ın çalışanı olan ve başka bir suçtan tutuklu bulunan 15 yaşındaki R.A.’nın pedagog eşliğinde savunması alındı. R.A. olaya dair bir şey bilmediğini söyleyerek, kendisini şöyle savundu:‘BU SAAT KIZ KAYBOLMA SAATİ Mİ?’"O gün babamla birlikte köye gittik. Önce Salim Güran'la tarlada buluştuk. İlk buluştuğumuzda saat sabah 08-09 civarıydı. Bir, bir buçuk saat yanımızda kalıp gitti. Daha sonra babam köylerden işçileri toplamaya gitti. Ben tek kaldım. Saat 15.00 gibi Salim yanıma gelip, babamı sordu. Ben de işçileri toplamaya gittiğini söyledim. Oda "Ben bir arayayım nerede" dedi ve babamı aradı. Daha sonra ben çay koydum. Çay içtik. Daha sonra Salim "Ben gidip üzerimi değiştireceğim sonra gelip sana yardım ederim" dedi ve üzerini değiştirmeye evine gitti. Herhangi bir gariplik yoktu. Üzerini değiştirip geldi. Saat 18.30 gibi hep birlikte yemek yedik. Yemekten sonra biri Salim'i arayıp, ‘kız kayboldu’ dedi. Oda ‘Bu saat kız kaybolma saati midir’ dedi. Gidiş yolu karanlık olduğu için el feneri getirip onlara verdim, alıp gittiler. Benim bildiklerim bu kadardır."Mahkeme başkanı, R.A.'ya Salim'e küfür ettiği için jandarmanın kendisi hakkında tutanak tuttuğunu sorarak, nedenini sordu. R.A. da, "Ben ifademi okumadım, bana imzalattılar. Ne söylediğimi bilmiyorum." dedi.ÇOBAN AĞLADIDaha sonra dinlenen Çoban Ahmet Akgün, savunmasını ağlayarak yaptı. Çoban Akgün, "Ben o gün Narin'i hiç görmedim. Arif'in evinin önünde de kalabalık görmedim. Ben her gün sabah 06'da hayvanları otlatmak için çıkar, akşam 18.30 gibi gelirim. Söz konusu görüntülerde, 18.30 gibi köye hayvanları getirdiğimde bana "Seninle işimiz var. Gel, 5 dakika konuşacağız’ dediler. Ben de ‘hayvanları teslim edip, geleceğim’ dedim. Eve gittim elimi yüzümü yıkadım. Sonra gittim. Beni niye çağırdılar hiç bilmiyorum. Ben hiçbir şey görmediğimi söylememe rağmen bana inanmadılar. Beni 4 kişi (Kurtuluş, Baran, Ömer ve Ensari Yaşar) arka tarafa götürüp, dövdüler. İçlerinde Erhan da vardı. Herkesin içerisinde şerefim üzerine yemin ederim ki ben hiçbir şey görmedim. Olay günü ne Enes ne kızı ne de Narin'i görmedim. Ben sadece işimi yapıyordum. Nevzat ve Salim kardeş gibiydiler. Ben Narin'le ilgili hiçbir yerde konuşma yapmadım. Beni de niye çağırdılar bilmiyorum" dedi.‘BEN BİR ŞEY BİLMİYORUM’Cumhuriyet savcısı, Akgün'e görüntülerde yer alan ve bahsi geçen Enes hakkında ne konuştuklarını sordu. Çoban Akgün, soruya çelişkili ifadeler verip, "Ben bir şey bilmiyorum” dedi. Mahkeme başkanı da Enes'e küfür ettiklerini ve bunu duyup, duymadığı sorusuna ise "Ben hiçbir şey duymadım" dedi.‘ŞÜPHELENDİK’Daha sonra tanık Erhan Güran dinlendi. Söz konusu görüntülerin Erhan Güran'ın evine ait olduğu ve o akşam ne için toplandıkları soruldu. Güran, "Evime kamera taktırmamın nedeni bu tür olayların bana iftira olarak dönmesi gibi nedenledir. Kızımız kaybolduğunda biz kamera kayıtlarına baktık. Çobanın saat 18.00 civarında köye girdiği görülüyor. Ben de bu nedenle kendisini çağırdım ve sormak istedim. Ama kendisi bizden kaçtı ve şüpheli hareketler sergiledi. Ben de görevli astsubaya çobandan şüphelendiğimi söyledim. Onlar da baktılar ve gerçekten öyle olduğunu söylediler. Kendisine sorduğumda ‘ben bir şey görmedim’ dedi. Sonra şüpheli hareketler sergilemeye başladı. ‘Ahmet gel diyoruz’ gelmiyor. Hareketlerinden dolayı ailece ondan şüphelenmeye başlamıştık. Sonra biz ‘birilerine gidin onu getirin’ dedik. Hareketlerimiz bu yüzdendi. Sadece Çoban değil. Herkese karşı biz böyleydik. Biz Kaya'ların evine de gittik. Şeyma Kaya gördüğünü söylemiş, ona da gidip sorduk hatta." Dedi.‘NEDEN ÇOBANI SORGULADIĞINIZI SÖYLEMEDİNİZ’Mahkeme başkanı,"Biz geçen celse gözünün içine bakarak sorduk, neden Çobanı sorguladığınızı söylemediniz."diye sordu. Erhan Güran da; "Aklıma gelmedi. Biz de aile olarak kızımızın bulunmasını istiyorduk. Bu nedenle kendisini sorguladık” dedi. Mahkeme başkanı; "Çobanı arka tarafa götürüp, dövdünüz mü ve görüntülere müdahalede bulundunuz mu?" diye sordu. Bu soru üzerine de Güran,"Biz sadece kendisinden şüphelendik. Bize yalan söylüyordu. Kendisine sadece tokat atılmıştır. Ben hayatımda ilk defa eve kamera taktırdım. Onu da zaten olaydan sonra böyle iftira atılmasın diye yaptım. Görüntüleri silmesini de bilmem. Kesinlikle hiçbir müdahalede bulunmadım." dedi.Tanık beyanlarına karşı müşteki Arif Güran ile sanıklara görüşleri soruldu.‘HİÇ Mİ KİMSE GÖRMEDİ KIZIMI?’Baba Arif Güran, söz konusu görüntülerde kendisinin de yer aldığını söyleyerek, şöyle konuştu;"Kamera görüntülerinde bende vardım. O gün özellikle toplanmadık, yemek yemeğe gittik. Sonra Ahmet'in konusu açıldı ve çağırın gelsinler görüşelim denildi. Kızım 6.30 gibi kayboldu. Çoban da her gün 6 gibi köye geliyor. Bir şeyler görmüştür diye sormak istedik. Kendisini çağırıp sorduk. O da "Ben başımı eğdim, yürüdüm. Köye gelen yabancı biri var mı görmedim" dedi. Sadece evinin önünde olan bir kişiyi söyledi. Benim canım kızım, ruhum gitmiş. Kim ne derse ben peşine düşer gelsin söylesin derdim. Yeter ki kızım bulunsun diye. Bu köyde 300 tane insan var. Bütün tesadüflerin hepsi benim kızımın kaybolduğu zamana mı denk geldi. Hiç mi kimse görmedi kızımı. Kamera kaydı yok, gören yok. Benim kızımın dosyası tüm Türkiye'nin dosyası olmuştur."‘SEN ÖYLE BİR ŞEY YAPTIN MI?’Tanık beyanlarına karşı sanıklara söz hakkı verildi. Nevzat Bahtiyar,"Geçen celse her şeyi söyledim. Söylemek istediğim bir şey yok."dedi.Yüksel Güran'ın avukatı Nevzat Bahtiyar’a, "Narin'in bacak bölgesinde ve iç çamaşırında sperm örnekleri bulundu. Sen öyle bir şey yaptın mı?” diye sordu. Bahtiyar ise,"Kesinlikle öyle bir şey olmadı." dedi.‘O KAMERA KÖYDEKİ KEDİYİ BİLE GÖRÜR’Ardından Salim Güran konuştu. Salim Güran,"Ben köyün muhtarıyım. Dara askeri bölgesi güvenlik kamerası kayıtları çok önemli. O kamera köydeki kediyi bile görür." Dedi. Ayrıca Güran, köydeki güvenlik korucusu Necmettin Kaya'nın askeri üs bölgesindeki güvenlik kamerası kayıtlarını değiştirdiğini iddia etti.‘KIZIMIN KATİLİNİN BULUNMASINI İSTİYORUM’Anne Yüksel Güran da,"Sadece Narin'in katilinin bulunmasını istiyorum. O bulunsun ve üzerimdeki kara leke kalksın. Bir annenin üzerine nasıl kara leke sürüyorlar bilmiyorum. Benim içim yanıyor burada." Dedi.SAVCI AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİSLERİNİ İSTEDİMahkeme Savcısı, esas hakkındaki mütalaasını verdi. Savcı, mütaalasında, Narin'in boğularak öldürüldüğünü ve ailenin olayı aydınlatılmasını engellemeye çalıştığını söyledi. Savcı, iyi hale yer olmadığını ve tüm sanıkların suç ortağı olduğunu söyleyerek, sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi.ESAS HAKKINDAKİ SAVUNMALAR YAPILDIDaha sonra sanıklara ve müşteki baba Arif Güran ile tarafların avukatlarına esas hakkındaki görüşleri soruldu. Baba Arif Güran, "Olay günü Batman’daydım. Komşum arayıp durumu haber verdi" diyerek şunları söyledi:‘BURADA ŞU AN BİR ANNEYLE EVLADI SINIYORLAR’"Sabah 08.30 gibi evden çıkıp davetiye dağıtmaya gittim. Akşamüstü beni komşum aradı, 'Neredesin?' dedi. 'Hayırdır?' dedim. 'Yok, sormak istedim' dedi. 'Bismil’deyim' dedim. Sonra, 'Narin gözükmüyor ama endişelenecek bir şey yok' dedi. ‘Bu saatte Narin nasıl kaybolur’ dedim. Sonra bir telefon daha geldi, 'Narin kayıp' dediler. Ben oradan eve gelene kadar 3-4 kez kaza yapıyorduk. Kızım benim için çok önemliydi. 5 oğlum vardı ama Narin benim için farklıydı. Annesi için de öyleydi. Eğer ben Narin’e ne kadar önem gösterdiysem, annesi bin kat daha fazla göstermiştir. Burada şu an bir anneyi evladıyla sınıyorlar.”‘BU AVUKATA CEVABIM YOK’Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş, "2 saattir Nevzat Bahtiyar’ı sorguluyoruz, adil yargılama olması için diğer sanıklara da soru soralım" demesi üzerine Mahkeme Başkanı: "Kime soralım?" diye sordu. Avukatın "Salim Güran’a” demesi üzerine sanık Salim Güran salona getirildi. Nevzat Bahtiyar’ın avukatlarından Ali Eryılmaz, Salim Güran’a soru sormak istedi. Salim Güran, "Bu avukat beyin eşi, bu katilin eşi ile fotoğraf çekti, paylaştı. Benim bu avukata verecek cevabım yok." Dedi. Salim Güran tekrar yerine götürüldü.‘HERKES İÇİN NAMUS ÖNEMLİDİR’Baba Arif Güran esas hakkında konuşurken anne Yüksel Güran da sesli bir şekilde ağlamaya başladı. Baba Güran avukatların televizyon programlarında namus meselesi hakkında konuşmasına kızdı, baba Güran salondakilere bakarak, sesini yükseltip, "Herkes için namus önemlidir. Ama bizim için daha önemlidir. Ben eşimin iffetinden sorumluyum. Ben eşimi tanıyorum. Kimse kimsenin iffetine söz söyleyemez. Eğer biz bir defa ölüyorsak o orada bin defa ölüyor. O katil bizim eve giren biriydi. Asıl namussuz odur. Ben artık dayanamıyorum. Hem kızımı katlettiler hem namusumuza laf ediyorlar. Kimse Narin için bir şey yapmadı. Burada gelmiş namus dersi veriyorlar” dedi.Sanık ağabey Enes Güran duruşmada sinir krizi geçirdi, “Ben burada durmak istemiyorum” diyerek ayağa kalktı. Jandarmalar Enes Güran’ı tuttu. Hüseyin Güran da duruşmada , “Bizim namusumuza laf edenleri..” diyerek küfretti.Yaşanan gerginlik üzerine mahkeme başkanı salonu boşalttı.Duruşmaya saat 17.00 gibi tekrar başlandı. Avukatlar esas hakkındaki savunmalarını yapmaya başladı.
