Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) genel kurulunda görüşülerek kabul edilen ‘Tapu ve İmar Kanunu’ndaki değişikliklerle vatandaşın mülkiyet hakkına yönelik büyük bir tehdit oluştuğunu vurguladı.
Meclis genel kurulunda konuyla ilgili CHP grubu adına konuşan Dr. Şevkin, yapılan düzenlemelerin, yurttaşların sahip oldukları yapı ve taşınmaz üzerinde Anayasa'nın 35'inci maddesi, mülkiyet hukukunu düzenleyen madde ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1 nolu maddesindeki hükümlere açıkça aykırılık teşkil ettiğini söyledi.
VATANDAŞ BİLGİLENDİRİLMİYOR!
Yeni düzenlemelerle “Riskli yapıların tespitlerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yapılabileceği, tespitten sonra tebliğin mülkiyetin kapısına asılacağı, bu işlemin tebliğ yerine geçeceği, iki gün içerisinde malik sahibinin itiraz edebileceği, üç gün içinde ise yapılan itirazların değerlendirilebileceği” gibi kısa bir süre belirlendiğini dile getiren Dr. Şevkin, “Bu akıl almaz bir uygulamadır. Vatandaşı, nasıl iki gün içerisinde evinden, taşınmazından çıkaracaksınız? Vatandaşın bu konuda bilgilendirilmesi, desteklerin daha insani bir anlayış içerisinde yapılması gereklidir” dedi.
NÜFUSUN YÜZDE 95’İ RİSKLİ ALANLARDA!
Yeni değişiklikle "Uygulamada yapılacak alanın sınırları uygulama bütünlüğü gözetilerek belirlenir" ifadesinin muğlak kaldığını da vurgulayan Dr. Şevkin, “Burada kastedilen riskli alan mıdır, büyüklük müdür?” sorusunu yöneltti. Türkiye’nin yüzde 95 nüfusunun riskli alanlarda yaşadığını, yaklaşık 13 milyon yapının ise olası bir depremde büyük risk oluşturduğunu dile getiren Dr. Şevkin, “Bu gerçekler göz önüne alındığında deprem ve afet olgusu kullanılarak vatandaşın malına, mülküne el konulmasının önü açılmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığını asli görevini yapmaya davet ediyoruz” dedi.
Meclis genel kurulunda konuyla ilgili CHP grubu adına konuşan Dr. Şevkin, yapılan düzenlemelerin, yurttaşların sahip oldukları yapı ve taşınmaz üzerinde Anayasa'nın 35'inci maddesi, mülkiyet hukukunu düzenleyen madde ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1 nolu maddesindeki hükümlere açıkça aykırılık teşkil ettiğini söyledi.
VATANDAŞ BİLGİLENDİRİLMİYOR!
Yeni düzenlemelerle “Riskli yapıların tespitlerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yapılabileceği, tespitten sonra tebliğin mülkiyetin kapısına asılacağı, bu işlemin tebliğ yerine geçeceği, iki gün içerisinde malik sahibinin itiraz edebileceği, üç gün içinde ise yapılan itirazların değerlendirilebileceği” gibi kısa bir süre belirlendiğini dile getiren Dr. Şevkin, “Bu akıl almaz bir uygulamadır. Vatandaşı, nasıl iki gün içerisinde evinden, taşınmazından çıkaracaksınız? Vatandaşın bu konuda bilgilendirilmesi, desteklerin daha insani bir anlayış içerisinde yapılması gereklidir” dedi.
NÜFUSUN YÜZDE 95’İ RİSKLİ ALANLARDA!
Yeni değişiklikle "Uygulamada yapılacak alanın sınırları uygulama bütünlüğü gözetilerek belirlenir" ifadesinin muğlak kaldığını da vurgulayan Dr. Şevkin, “Burada kastedilen riskli alan mıdır, büyüklük müdür?” sorusunu yöneltti. Türkiye’nin yüzde 95 nüfusunun riskli alanlarda yaşadığını, yaklaşık 13 milyon yapının ise olası bir depremde büyük risk oluşturduğunu dile getiren Dr. Şevkin, “Bu gerçekler göz önüne alındığında deprem ve afet olgusu kullanılarak vatandaşın malına, mülküne el konulmasının önü açılmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığını asli görevini yapmaya davet ediyoruz” dedi.