Adana Tabip Odası 14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri kapsamında “Tarihten Bugüne Hekimlik ve Hekim Örgütlenmesi” konulu panel düzenledi. Moderatörlüğünü Doç. Dr. Ayşe Nur İzol Torun’un yaptığı panele TTB 2. Başkanı Dr. Ali Çerkezoğlu ve Dr. Adem Yılmaz konuşmacı olarak katıldı. Adana Eczacı Odası Konferans Salonunda Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, SES Başkanı Muzaffer Yüksel ve hekimlerin katıldığı panelin açılış konuşmasını yapan ATO Genel Sekreteri Dr. Mürşit Eniz Akyüz, Yüzüncü yılını kutladıkları 14 Mart Tıp Haftasında birçok etkinlik gerçekleştireceklerini, tüm hekimleri bu etkiliklere katılmaya davet ediyorum” dedi.
Adana Tabip Odasını temsilen panele konuşmacı olarak katılan Dr. Adem Yılmaz, yaptığı konuşmada “Hekimliğin bilimsel bilgi ve metodolojinin “teknik olarak” uygulanmasından ibaret olmadığı her dönem vurgulanmıştır. Buna göre, Tanrı, telafi edilmesi mümkün olmayan, en kutsal varlığı olan, insanı ona emanet eder. Bu nedenle Hekimlik, mesleklerin en evrenseli ve kutsalı olarak kabul görmüştür. Hekimlik bir sanattır. Hekimin kişiliği, hastanın üzerinde bütün ilaçlardan daha etkilidir. Hekimliğin yöneldiği 'şey', yani insan, standartlaştırılamayan nesnedir. Bu anlayışla, genetik ve yapısal farklılıklar nedeniyle, her insanın hastalığı farklı şekillerde ortaya çıkmakta ve farklı seyretmektedir. Dolayısıyla hekimler, her hastaya farklı yaklaşan, onun özelliklerine göre davranan, bir sanatkar ve bir otorite olarak kabul görmüşlerdir. Hipokrat Yemini, bugün, ruhu itibarıyla geçerliliğini korumaktadır. Zarar vermeme, yararlı olma, gizlilik, hekimliğin iyi bir ahlakla ve toplum çıkarları için uygulanması ilkeleri günümüzde de geçerlidir.” diyerek son dönemdeki sağlık politikalarındaki popülist uygulamalara değindi.
Adana Tabip Odasını temsilen panele konuşmacı olarak katılan Dr. Adem Yılmaz, yaptığı konuşmada “Hekimliğin bilimsel bilgi ve metodolojinin “teknik olarak” uygulanmasından ibaret olmadığı her dönem vurgulanmıştır. Buna göre, Tanrı, telafi edilmesi mümkün olmayan, en kutsal varlığı olan, insanı ona emanet eder. Bu nedenle Hekimlik, mesleklerin en evrenseli ve kutsalı olarak kabul görmüştür. Hekimlik bir sanattır. Hekimin kişiliği, hastanın üzerinde bütün ilaçlardan daha etkilidir. Hekimliğin yöneldiği 'şey', yani insan, standartlaştırılamayan nesnedir. Bu anlayışla, genetik ve yapısal farklılıklar nedeniyle, her insanın hastalığı farklı şekillerde ortaya çıkmakta ve farklı seyretmektedir. Dolayısıyla hekimler, her hastaya farklı yaklaşan, onun özelliklerine göre davranan, bir sanatkar ve bir otorite olarak kabul görmüşlerdir. Hipokrat Yemini, bugün, ruhu itibarıyla geçerliliğini korumaktadır. Zarar vermeme, yararlı olma, gizlilik, hekimliğin iyi bir ahlakla ve toplum çıkarları için uygulanması ilkeleri günümüzde de geçerlidir.” diyerek son dönemdeki sağlık politikalarındaki popülist uygulamalara değindi.