ŞEYDA AYDEMİR-ÖZELKahramanmaraş merkezli Adana'daki depremlerde 63 kişinin öldüğü, 12 kişinin de yaralandığı Tutar Apartmanı C Blok davasında binanın tutuklu teknik uygulama sorumlusu ve inşaat mühendisi Cüneyt Akkaya ile binada tadilat yaptıkları iddiası ile haklarında dava açılan ve davaları ana dosya ile birleştirilen Bekir Baloğlu ve oğlu Osman Baloğlu’nun yargılanmasına başladı. Çukurova ilçesi Yurt Mahallesi'ndeki 4 bloktan oluşanTutar Apartmanı’nın C Blok’u 6 Şubat 2023'teki ilk depremde yıkıldı. 63 kişi yaşamını yitirirken 12 kişi de yaralı olarak kurtuldu. Diğer A, B ve D bloklara ise depremde bir şey olmadı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesindeki Deprem Soruşturma Bürosunca yapılan soruşturmada, kolon betonlarından yapı uzmanlarınca alınan karotların depreme dayanıklılık testini geçemediği saptanınca binanın teknik uygulama sorumlusu ve inşaat mühendisi Cüneyt Akkaya hakkında "bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Hakkında yakalama kararı çıkartılan Cüneyt Akkaya bulunduğu Karadağ’da yakalanıp Türkiye’ye getirilerek tutuklandı. Deprem Soruşturma Bürosu, baba oğul hakkında da, "bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis talebiyle açılan dava, ana dava dosyası ile birleştirildi. Ses kaydıyla yapılan duruşmaya, tutuklu sanıklar binanın teknik uygulama sorumlusu ve inşaat mühendisi Cüneyt Akkaya ile binanın zemin katına tadilat yaptıkları iddia edilen Bekir Baloğlu ve oğlu Osman Ses ve Görüntü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) ile katıldı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, tarafların avukatları ile çok sayıda müşteki de duruşmada hazır bulundu. BULAŞIKÇILIKTAN MÜTEAHHİTLİĞE
Mahkeme heyeti, birleştirilen dava dosyasındaki dinlenmeyen müştekileri dinledi. Depreme, Tutar Sitesi C Blokta bulunan 12. Katındaki evinde yakalandığını belirten müşteki Cumhur Özer, binanın yıkılmasına neden olan tadilattan sorumlu ve asıl vurgunu yapan kişinin Bekir Baloğlu olduğunu söyledi. ‘ASIL VURGUNU BEKİR BALOĞLU YAPTI’
Cumhur Özer, Bekir Baloğlu’nun kendisine bulaşıkçılıktan müteahhit olmasına kadarki süreci anlattığını belirterek,’’Ben yaklaşık 23 yıldır Tutar Sitesi’nde yaşadım. Önce A blokta ailemle birlikte yaşıyordum. 2014 yılında evlenince C Bloğa geçtim. Apartmanda yapılan toplantılara her zaman katılır, elimden geldiğince de site yönetimine yardımcı olurdum. Son yöneticimiz Emine hanım bir gün olağanüstü şekilde toplantı yapmak istedi. Toplantıya gittiğimde bize apartmanda yapılacaklara dair bilgi verdi. Daha sonra isminin Bekir Baloğlu olduğunu öğrendiğim şahsın aramızda olduğunu söyleyip, kendisini bize tanıttı. Emine Hanım Bekir Baloğlu’nun zemin katta bir takım tadilatlar yaparak, buranın ticari amaçla kullanılacağını söyledi. Apartman sakinleri olarak, böyle bir şeyin mümkün olmayacağını ve kabul etmeyeceğimizi söyleyince aramızda tartışma çıktı. Daha sonra binada oturan bayanların kendi aralarındaki mesele yüzünden tartışma büyüdü. Bende hem tartışmaya müdahil olmak istemediğim hem de sigara içeceğim için dışarı çıktım. Bekir Baloğlu da dışarı da sigara içiyordu. Kendisiyle aramızda bir yakınımız vasıtayla muhabbet açıldı ve bana bulaşıkçılıktan otel sahibi olduğuna dair süreci anlattı.Zemin katta tadilat yapılırken, 12. katta oturuyordum. Basit tadilat dediler ama gürültüsü sanki yan dairede yapılıyormuş gibiydi. Hiçbir zaman ufak bir tadilat olmadı. Dışarıda moloz yığınları, kapalı perdeler arkasında da neler yapıldığı belli değildi. Aile yerini işletmeye çevirmeye kalktılar. Asıl vurgunu ise kendisinden sonra gelenleri suçlayan Bekir Baloğlu yaptı. Benim hayatım alt üst oldu. Bu yüzden haftada iki defa psikolağa gitmek zorundayım. Ben sadece eşimi ve çocuğumu kaybetmedim. İnsanlar bir iş yaparken de olacakları düşünmeli. Bulaşıkçılıktan gelen bir adam müteahhitlik yapamaz. Bize bunu kim yaptıysa onlarda gereken cezayı alsın ve adalet yerini bulsun.’’ dedi. ‘ANNEMİN MEZARINA BAKACAK YÜZÜM YOK’
Müşteki İrem Usnaker de, depremde bebeğini ve annesini kaybettiğini dile getirerek, ’’Ben o geceyi birebir yaşayanlardan biriyim. Uzun süredir de tedavi görüyorum. O gece annem benim yanımdaydı. Depremle birlikte uyandığımızda annemin yanına gitmek için yataktan kalktığım ama parkeler üstüme geldi. Diğer tarafa dönmek istediğimde bu sefer duvar üstüme geldi. Depremde hamileydim. Ne annemin yanına gidebildim ne de bebeğimi koruyabildim. Çok kötü bir geceydi. Bina yıkıldı ve ben o yıkıntıların arasında gökyüzünü gördüm. Burada ifade verenler olarak hepimiz o yıkımın normal olmadığını dile getirdik. Ben hala iyileşebilmiş değilim. Bir yanım eksik bir şekilde hayatıma devam ediyorum.Kendi evim olduğu için suçlu hissediyorum.Eğer normal bir yıkım olsaydı bende sağ çıkmazdım. Babam ve annemin mezarını ziyarete gittiğimde annemin mezarına bakacak yüzüm yok. 2 yıldır Şubat ayı geldiğinde eksik hissediyor ve bari bu Şubat ayı uğurlu gelsin diyorum. Adalet yerini bulsun artık.’’‘KENDİ İMKANLARIMIZLA ENKAZDAN ÇIKTIK’
Müşteki Abdullah Arnaz da,’’ Ben depremi bizzat yaşadım.Hatta eşimle birlikte kendi imkanlarımızla enkaz altından çıktık. Gözümle gördüğüm bir şeyi size somut olarak sunamam ama diğer binaların yıkılmayıp, sadece bizim binamızın yıkılması normal değildi.’’diye ifade etti.‘SİLAH ÇEKTİLER’
Depremde annesini ve babasını kaybeden Zülküf Aslan, Bekir Baoğlu ile Osman Baloğlu’nun tadilat yüzünden binada oturan bir öğretmen ile tartıştıklarını ve öğretmene silah çektiklerini iddia etti. Aslan,’’O binada ailem yaşıyordu.Annem bana zemin katta yapılan tadilattan bahsetmiş hatta kolon kesildiğini de söylemişti. Tadilat yüzünden binada oturan bir öğretmen ile tadilatı yapanlar arasında tartışma çıktığını, onlarında öğretmene silah çektiklerinden de bahsetti. Ben 6 şubat depremlerinde o binada annem ve babamı kaybettim.Şikayetçiyim.’’ dedi.‘ADALET İSTİYORLAR’
Müşteki avukatlarından Baran Taygun Metin, sanıkların ‘olası kastla insan öldürme’ suçundan yargılanmasını talep ederek,’’17 Ağustos depreminin üzerinden yıllar geçti. O zamanda binlerce insan öldü ve yine bizler aynı şeyleri konuştuk. Geçen zaman sürecinde de değişen hiçbir şey olmadı. Olsaydı eğer bizler burada olmazdık. 5 Şubat’ta depremde yakınlarını kaybedenler toplanıp,’’Adalet istiyoruz’’ dediler. 6 Şubat depremlerinde 52 bin 725 kişiyi kaybettik. Onların ardında kalan ve depremden etkilenen 13 milyon insan var. 13 milyon kişi de adalet istiyor. Bu nedenle sanıkların ‘olası kastla insan öldürme’ suçundan yargılanmasını talep ediyoruz’ dedi.BASİT TADİLAT BAŞVURUSUNDA BULUNMUŞLAR
Müşteki avukatlarından Ümit Büyükdağ,sanıklardan Bekir Baloğlu ile oğlu Osman Baloğlu’nun basit tadilat adı altında Çukurova Belediyesi’ne başvuruda bulunduğunu belirtti. Büyükdağ,’’Sanıklar otel işleten, inşaat firması olan kişiler. İnşaat firması olan bu insanlar böyle bir tadilatın izne tabi olacağını bilen kişilerdir. Bu nedenle zemin katı aldıktan 3-5 gün sonra basit tadilat adı altında Çukurova Belediyesi’ne başvuruda bulunmuşlar. Çünkü, kendileri de biliyor ki, basit tadilat ruhsata tabi değil. Site içerisinde 4 blok var ve bu bloklardan sadece C blok yıkıldı. Bu da yapılan tadilatın basit olmadığını gösteriyor.’’dedi.‘PARA UĞRUNA İNSANLARIN CANLARINI HİÇE SAYDILAR’
Sözlerinin devamında depremde yakınlarını kaybeden müştekilere dönerek, özür dileyen Büyükdağ, binada ölenlerin cesetlerinin nasıl bulunduğunu şöyle anlattı;’’Biz Adana’da yıkılan ve 96 kişiye mezar olan Alpargün Apartmanı dosyasına da baktık. Orada malzeme eksikti.Bu binada ise ölenlerin hepsinin bedeni parçalanmıştı. Sanıklar yaptıkları işi biliyor, sonuçlarının ne olacağını biliyor ve bu nedenle suçlamaları kabul etmiyorlar. Bir kere olsun çıkıpta hatalarını kabul etmeyip, kendilerinden sonra gelen kişilerin üzerine suçu yıkmaya çalıştılar. Para kazanma hırsları yüzünden insanların canlarını hiçe saydılar. Bunun için kendilerinin ‘Olası kastla insan öldürme’ suçundan yargılanmalarını talep ediyoruz.’’Söz verilen sanıklar ise önceki savunmalarını tekrar ettiklerini belirtti.Mahkeme heyeti, sanıkların mevcut halinin devamına karar verip, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Mahkeme heyeti, birleştirilen dava dosyasındaki dinlenmeyen müştekileri dinledi. Depreme, Tutar Sitesi C Blokta bulunan 12. Katındaki evinde yakalandığını belirten müşteki Cumhur Özer, binanın yıkılmasına neden olan tadilattan sorumlu ve asıl vurgunu yapan kişinin Bekir Baloğlu olduğunu söyledi. ‘ASIL VURGUNU BEKİR BALOĞLU YAPTI’
Cumhur Özer, Bekir Baloğlu’nun kendisine bulaşıkçılıktan müteahhit olmasına kadarki süreci anlattığını belirterek,’’Ben yaklaşık 23 yıldır Tutar Sitesi’nde yaşadım. Önce A blokta ailemle birlikte yaşıyordum. 2014 yılında evlenince C Bloğa geçtim. Apartmanda yapılan toplantılara her zaman katılır, elimden geldiğince de site yönetimine yardımcı olurdum. Son yöneticimiz Emine hanım bir gün olağanüstü şekilde toplantı yapmak istedi. Toplantıya gittiğimde bize apartmanda yapılacaklara dair bilgi verdi. Daha sonra isminin Bekir Baloğlu olduğunu öğrendiğim şahsın aramızda olduğunu söyleyip, kendisini bize tanıttı. Emine Hanım Bekir Baloğlu’nun zemin katta bir takım tadilatlar yaparak, buranın ticari amaçla kullanılacağını söyledi. Apartman sakinleri olarak, böyle bir şeyin mümkün olmayacağını ve kabul etmeyeceğimizi söyleyince aramızda tartışma çıktı. Daha sonra binada oturan bayanların kendi aralarındaki mesele yüzünden tartışma büyüdü. Bende hem tartışmaya müdahil olmak istemediğim hem de sigara içeceğim için dışarı çıktım. Bekir Baloğlu da dışarı da sigara içiyordu. Kendisiyle aramızda bir yakınımız vasıtayla muhabbet açıldı ve bana bulaşıkçılıktan otel sahibi olduğuna dair süreci anlattı.Zemin katta tadilat yapılırken, 12. katta oturuyordum. Basit tadilat dediler ama gürültüsü sanki yan dairede yapılıyormuş gibiydi. Hiçbir zaman ufak bir tadilat olmadı. Dışarıda moloz yığınları, kapalı perdeler arkasında da neler yapıldığı belli değildi. Aile yerini işletmeye çevirmeye kalktılar. Asıl vurgunu ise kendisinden sonra gelenleri suçlayan Bekir Baloğlu yaptı. Benim hayatım alt üst oldu. Bu yüzden haftada iki defa psikolağa gitmek zorundayım. Ben sadece eşimi ve çocuğumu kaybetmedim. İnsanlar bir iş yaparken de olacakları düşünmeli. Bulaşıkçılıktan gelen bir adam müteahhitlik yapamaz. Bize bunu kim yaptıysa onlarda gereken cezayı alsın ve adalet yerini bulsun.’’ dedi. ‘ANNEMİN MEZARINA BAKACAK YÜZÜM YOK’
Müşteki İrem Usnaker de, depremde bebeğini ve annesini kaybettiğini dile getirerek, ’’Ben o geceyi birebir yaşayanlardan biriyim. Uzun süredir de tedavi görüyorum. O gece annem benim yanımdaydı. Depremle birlikte uyandığımızda annemin yanına gitmek için yataktan kalktığım ama parkeler üstüme geldi. Diğer tarafa dönmek istediğimde bu sefer duvar üstüme geldi. Depremde hamileydim. Ne annemin yanına gidebildim ne de bebeğimi koruyabildim. Çok kötü bir geceydi. Bina yıkıldı ve ben o yıkıntıların arasında gökyüzünü gördüm. Burada ifade verenler olarak hepimiz o yıkımın normal olmadığını dile getirdik. Ben hala iyileşebilmiş değilim. Bir yanım eksik bir şekilde hayatıma devam ediyorum.Kendi evim olduğu için suçlu hissediyorum.Eğer normal bir yıkım olsaydı bende sağ çıkmazdım. Babam ve annemin mezarını ziyarete gittiğimde annemin mezarına bakacak yüzüm yok. 2 yıldır Şubat ayı geldiğinde eksik hissediyor ve bari bu Şubat ayı uğurlu gelsin diyorum. Adalet yerini bulsun artık.’’‘KENDİ İMKANLARIMIZLA ENKAZDAN ÇIKTIK’
Müşteki Abdullah Arnaz da,’’ Ben depremi bizzat yaşadım.Hatta eşimle birlikte kendi imkanlarımızla enkaz altından çıktık. Gözümle gördüğüm bir şeyi size somut olarak sunamam ama diğer binaların yıkılmayıp, sadece bizim binamızın yıkılması normal değildi.’’diye ifade etti.‘SİLAH ÇEKTİLER’
Depremde annesini ve babasını kaybeden Zülküf Aslan, Bekir Baoğlu ile Osman Baloğlu’nun tadilat yüzünden binada oturan bir öğretmen ile tartıştıklarını ve öğretmene silah çektiklerini iddia etti. Aslan,’’O binada ailem yaşıyordu.Annem bana zemin katta yapılan tadilattan bahsetmiş hatta kolon kesildiğini de söylemişti. Tadilat yüzünden binada oturan bir öğretmen ile tadilatı yapanlar arasında tartışma çıktığını, onlarında öğretmene silah çektiklerinden de bahsetti. Ben 6 şubat depremlerinde o binada annem ve babamı kaybettim.Şikayetçiyim.’’ dedi.‘ADALET İSTİYORLAR’
Müşteki avukatlarından Baran Taygun Metin, sanıkların ‘olası kastla insan öldürme’ suçundan yargılanmasını talep ederek,’’17 Ağustos depreminin üzerinden yıllar geçti. O zamanda binlerce insan öldü ve yine bizler aynı şeyleri konuştuk. Geçen zaman sürecinde de değişen hiçbir şey olmadı. Olsaydı eğer bizler burada olmazdık. 5 Şubat’ta depremde yakınlarını kaybedenler toplanıp,’’Adalet istiyoruz’’ dediler. 6 Şubat depremlerinde 52 bin 725 kişiyi kaybettik. Onların ardında kalan ve depremden etkilenen 13 milyon insan var. 13 milyon kişi de adalet istiyor. Bu nedenle sanıkların ‘olası kastla insan öldürme’ suçundan yargılanmasını talep ediyoruz’ dedi.BASİT TADİLAT BAŞVURUSUNDA BULUNMUŞLAR
Müşteki avukatlarından Ümit Büyükdağ,sanıklardan Bekir Baloğlu ile oğlu Osman Baloğlu’nun basit tadilat adı altında Çukurova Belediyesi’ne başvuruda bulunduğunu belirtti. Büyükdağ,’’Sanıklar otel işleten, inşaat firması olan kişiler. İnşaat firması olan bu insanlar böyle bir tadilatın izne tabi olacağını bilen kişilerdir. Bu nedenle zemin katı aldıktan 3-5 gün sonra basit tadilat adı altında Çukurova Belediyesi’ne başvuruda bulunmuşlar. Çünkü, kendileri de biliyor ki, basit tadilat ruhsata tabi değil. Site içerisinde 4 blok var ve bu bloklardan sadece C blok yıkıldı. Bu da yapılan tadilatın basit olmadığını gösteriyor.’’dedi.‘PARA UĞRUNA İNSANLARIN CANLARINI HİÇE SAYDILAR’
Sözlerinin devamında depremde yakınlarını kaybeden müştekilere dönerek, özür dileyen Büyükdağ, binada ölenlerin cesetlerinin nasıl bulunduğunu şöyle anlattı;’’Biz Adana’da yıkılan ve 96 kişiye mezar olan Alpargün Apartmanı dosyasına da baktık. Orada malzeme eksikti.Bu binada ise ölenlerin hepsinin bedeni parçalanmıştı. Sanıklar yaptıkları işi biliyor, sonuçlarının ne olacağını biliyor ve bu nedenle suçlamaları kabul etmiyorlar. Bir kere olsun çıkıpta hatalarını kabul etmeyip, kendilerinden sonra gelen kişilerin üzerine suçu yıkmaya çalıştılar. Para kazanma hırsları yüzünden insanların canlarını hiçe saydılar. Bunun için kendilerinin ‘Olası kastla insan öldürme’ suçundan yargılanmalarını talep ediyoruz.’’Söz verilen sanıklar ise önceki savunmalarını tekrar ettiklerini belirtti.Mahkeme heyeti, sanıkların mevcut halinin devamına karar verip, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.