Ölünün arkasından ağlamak üzülmek örf adet gelenektir
Lakin ölünün arkasından sevinmek
Hakikattir marifettir ölüm olmadığını doğum olduğunu idrak etmektir yani aşk şarabını içmektir
Başarabilen ne mutlu
Çünkü ölen özüne Rabbine Allah’ına kavuşmuştur geldiği yere gitmiştir
onun tekamülü bitmiştir
O artık başka bir paralel evrende dini olarak ahirette tekamülüne daha bir üs bilinçle devam etmektedir
lakin geride kalan insanlar bu hayatı gerçek zannettiği için bunu görememektedir
hatta Göremediğini dahi görememektedir
Yoksa ne ölüm vardır ne doğum vardır sadece rüya rüyada olduğunu hatırlayan insan vardır ve şimdi o an vardır
Bu hayat bir rüyadır der Hazreti Muhammed siz ölmeden evvel ölmeye bakın der
Bir düşünelim bu sözler öylesine mi söylenmiştir
İnsanlar uykudadır ölünce uyanır der Muhammed 
Gelmiş geçmiş bütün filozoflar bu hayatın bir rüya bir simülasyon olduğunu söylerler kendi izni seviyelerine göre kendinde açıldığı kadarıyla bugün bilim dahi bu hayatın bir frekans bir titreşim olduğunu söyler yani bir foton kuşağının içinde bir ışığın içinde olan zerrecikler olduğumuzu söyler tabii ki bu da onların düşüncesi
Ama hiçbiri tam olarak anlatamammıştır
ya da anlatmıştır
lakin o dönemin insanları anlayamamıştır
Evet bu hayat bir rüya ama kimin rüyası
İnsanın rüyasımı Allahın rüyasımı?
İstersen biraz tefekkür et ama iyice tefekkür et öylesine okuyup geçme çünkü bu sözler öylesine yazılmadı eğer karşına çıktıysa mutlaka senin kendini hatırlaman için bir ikaz veya bir uyarıdır ya da rahmettir
Ama asla öylesine yazılmamıştır ve öylesine karşına çıkmamıştır