Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle başlayan Cumhur İttifakı yerel seçim süreciyle daha da pekişmeye başladı.
Bu süreçte partiler arası geçiş çok olmasa da hitap ettikleri seçmen kitlesini etkileme açısından bir gayret olduğu muhakkak. Bunun olması da son derece normal.
AKP'nin aday çıkardığı yerlerde adayların milliyetçi seçmenin de sempatisini kazanmaya çalışması normal.
İşte bugünkü yazımın konusu bu!
**
AKP aday adayları içerisinde bir kesim, milliyetçi seçmenin desteğini alabilmek adına kendini "eski ülkücü" olarak tanımlıyor.
Zaten benim eleştirim de bu! Herkes yasal olmak şartıyla kendisini dilediği siyasi söylem üzerinden ifade edebilir.
Bunda bir beis yok! Ancak, "eski ülkücü" tabiri bunun dışında kalıyor. Neden mi? Anlatayım o zaman!
**
Eski ülkücü dediğiniz zaman eskiyen Ülkü mü? Ülkücüyüm diyen kişinin kendisi mi? Pek anlaşılmıyor. Şayet bu kişinin siyasi tercihiyse "eskiden ülkücü" demek daha doğru bir yaklaşım olur.
Ben şahsen kendimi hiçbir zaman ülkücü olarak tanımlamadım.
Ancak yakından tanıdığım bir camia. Ülkücü camiadaki fikirlerine değer verdiğim dostlarımdan biliyorum ki ülkücü konjonktürel düşünebilir ama konjonktürel değişmez!
**
O yüzden siyasi arenada "eski ülkücü" tabiri yerine "eskiden ülkücü" tabirinin kullanılmasını daha doğru buluyorum.
Peki, bu tartışmanın önemi ne? diye sorarsanız söyleyeyim… Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi ittifaka mecbur… İlerleyen aşamada ise birleşmelere...
Cumhur ittifakında partiler arası kaynaşma oluyor. Dolayısıyla iki partinin seçmen kitlesinde bu kaynaşmanın yaşanması kaçınılmaz. AKP içerisinde milliyetçi siyasi geçmişi olan kişiler mevcut.
Bakalım eskiden ülkücüler mi yoksa ülkücüler mi bu kaynaşmada belirleyici güç olacak?