Kitabı merkez alarak önceki yazımızda rüşvet alan hâkimi, rüşvetle tahliye olmaya çalışan iş adamını yani hiçbir işini Kadere bırakmayan zümre ile gerçekten ‘kader mahkûmu’ denilebilecek insanlar ve bunların haklı bekleyişine değinmiştik.
*****
Bu konu dışında kitapta dile getirilmesi gereken önemli bir konu daha var. Cemaatler…
Müslüman toplumlarda cemaat ya da cemaatleşme en olağan durumdur. Çünkü toplu ibadet edenleri tanımlayan bir kelimedir. Buraya kadar her şey normal! Ancak bir cemaat ibadetle sınırlı kalmayıp devlet kademelerinde ve siyasette yayılmaya ve etkin olmaya çalışıyorsa artık sorun var demektir.
*****
Kitapta İskender Paşa cemaatinden Menzil cemaatine, Emniyet içerisinde yapılandığı iddia edilen Milli Damarcılar ile Köz grubuna, Nur cemaatinden gelen Yazıcılar ve Okuyucular grubundan Kurdoğlu cemaatine kadar farklı cemaat ve gruplara da değinilmiş.
*****
Öncelikle belirtmek gerekir ki insan ibadetini gerçekleştirmek için bir cemaate tabi olabilir. Ancak bu tabiiyetin kişinin ibadeti ile sınırlı kalması gerektiğini düşünüyorum. Şayet kişi tabi olduğu cemaatin ibadet boyutunu bırakıp o cemaatin siyasi misyonunu üstleniyorsa bu durumun ülke ve devlet açısından olumlu sonuçlar vermeyeceğini söylemek pek yanlış olmaz.
Çünkü demokrasi tek tip düşünen insanlardan kurulu bir sistem olmayıp farklı düşünce ve yaşam tarzlarını da barındırmaya imkân tanıyan bir sistemdir.
*****
Ayrıca hiçbir cemiyet, cemaat ya da siyasi görüş rüşvet alan bir hâkimi, rüşvet alan bir polis müdürünü, adam kayırmacılığı meşru gösteremez. Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) buyurduğu üzere ‘Ümmetim asla dalalet üzerinde birleşmez’ Hadisinden de anlaşıldığı gibi kişinin bağlı olduğu cemaat hangisi olursa olsun batılı hak, haramı helal yapamaz.
*****
Takva, diyanet ve ibadeti bırakıp siyasete, ticarete kısacası dünyaya dalmış dini gruplara Hz. Ali’nin bir sözüyle seslenmek istiyorum : “Allah kelâmında bir şeyi eksik gönderdi onu mu tamamlıyorsunuz? Resulü bir konuyu eksik tebliğ etti o eksikliğimi gideriyorsunuz? Allah size ayrı durmayı emretti O’na itaat mi ediyorsunuz, yoksa size bir olmayı emretti O’na ihanet mi ediyorsunuz?
Devam edeceğiz…