1936 yılında imzalanmasıyla Türk Boğazları olarak kabul edilen Çanakkale ve İstanbul Boğazları’nın hakimiyetini yeniden Türkiye Cumhuriyeti’ne geçmesini sağlayan bu antlaşma yürürlükten kalkabilir mi? İktidar ve muhalefet arasında süren Kanal İstanbul polemiğinin en önemli kısımlarından biri, İstanbul Boğazı’na alternatif olarak ortaya atılan yapay su yolunun Montrö Sözleşmesi’ni nasıl etkileyeceği konusu.Geçtiğimiz günlerde 103 amiralin de imza attığı Montrö bildirisi ile tekrar gündeme gelen bu konu hakkında Doç Dr. Zeynep Pirim ‘in yorumları bizlere ışık tutmaktadır.
‘’Kanalın inşa edilmesi tek başına Montrö Sözleşmesi’nin ihlali değildir. Ve kanal insan eliyle yapılacağı için ve doğal bir su yolu olmayacağı için kural ulusal düzenlemelere tabii olacaktır, geçişi ücretli yapabilmesi mümkündür. Ancak kanal projesi, ticaret ve savaş gemilerinin geçişi ile ilgili pek sorunu beraberinde getirecektir. Örneğin Karadeniz’den Ege’ye geçmek isteyen bir ticaret ve savaş gemisi kanaldan geçerek yani ücret ödeyerek Marmara Denizi’ne girerse Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı’ndaki seyri hangi hukuki rejime dahil olacak? Savaş gemileri için çok daha karmaşık daha da hassas. Karadeniz’e kıyısı olmayan bir devletin savaş gemisi kanal İstanbul’dan geçerek Karadeniz’e açılmak istediğinde hangi hukuki rejim uygulanacaktır. Bu soruların cevapları bilinmiyor. Kanaatimce, Kanal İstanbul hayata geçirilirse Montrö boğazlar sözleşmesinin sona erdirilmesini tetikleyecek niteliktedir. Neden? Projenin amacının İstanbul Boğazı’ndaki trafiği azaltmak ve ek gelir sağlamak olduğu dile getiriliyor. Oysa Türkiye’nin bazı tehlikeli gemilerin kanaldan geçmesini dayatmak gibi hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Zımnen de olsa haddinden fazla gemiler bekletilerek öyle bir dayatmaya gidilirse devletler Montrö sözleşmesine feshetmeye meyledebilir.’’
Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliği Montrö ile bütünlendi. Montrö sona erdirilirse ne olur sorusu var ortada. Montrö sona erdirilirse iyi şeyler olmaz. Sona erdirilirse 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi’ndeki uluslararası boğazlardan transit geçiş rejimi Türk Boğazları'na uygulanır. Bu kıyı devletlerine hiçbir yetki vermez. İster içinden geçsin ister aralık olsun kıyı devleti geçişi seyretmekten başka bir şey yapamaz. Ne savaş zamanında ne barış zamanında, hiçbir yetkisi yoktur. Denizaltılar su üstünden geçebilir, hiçbir şekilde kıyı devleti buna müdahale edemez. Peki bu konu neden gündemde? Çünkü Amerika Birleşik Devletleri Montrö’den memnun değil. Montrö’nün değişmesini istiyor. Kendileri açısından bakılınca haklılar. ABD küresel bir güç. Küresel güç ne istiyor? ABD Deniz Kuvvetleri, kendisinden sonra gelen 14 ülkenin toplamından daha büyük deniz kuvvetlerine sahip. Her denize girebiliyor. Bir tek Karadeniz’e giremiyor. Ön bildirim şartı var, kalış süresi şartı var, tonaj şartı var, en önemlisi de denizaltılarını ve uçak gemilerini sokamıyor. Biz Soğuk Savaş döneminde bile Karadeniz’i büyük güçler için bir rekabet ortamı haline getirmedik. Orada bir itiş kakış olmadı. Bunu devam ettirmenin yolu Montrö sahip çıkmaktan geçer. Ben Montrö için Lozan’ın mütemmim cüzü diyorum. Yani ayrılmaz parçasıdır. Eğer biz Montrö'nün şartları değişirse egemenliğimiz çok zedelenir.Bütün bu bilgiler ışığında herkes bir düşünmeli , ‘’ Montrö ne getirdi , Montrö ne götürdü? ‘’