Geçen yazımda Sedat Peker’in açıklamaları ve ülkemizin şu anki kötü vaziyetten kurtulması için atılması gereken ilk adım olan tam yargı bağımsızlığından bahsetmiştim. Bu yazı üzerine daha 3 gün bile geçmeden yeni bir olay ile karşı karşıyayız.Gaziantep’te gerçekleşen hakim Büşra Demiral ile İsmail İnal’ın düğünü. Peki bu düğün neden önemli? Neden bir hakimin düğününün nikah şahitliğini teknoloji bakanı sayınVarank ile ülkenin cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan yapıyor? Neden Kalyoncu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu ile Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan da orada yer alıyor ? Bu büyük kazanda kimlere neler düşüyor ve en önemlisi halkımız 96 susurluktan sonra bu soruları sormayı neden bıraktı?
Bilinmeyenleri ortaya çıkarmak , halkı bilgilendirmek ve herkesin olduğu gibi vatana hizmet de gazetecilerin görevidir. İleride sayın Büşra Demiral’ın önüne siyasi bir dosya geldiğinde nikah şahitliğini yapan kişilere karşı objektif ve tarafsız olabilecek midir? Olabilecek olsa bile inandırıcı olacak mıdır? Neden bu tarz şüphe ve sorulara mahal verilmekte ve kutsal hakimlik mesleğinin onuruyla oynanmaktadır? Bu tarz olayların artık son bulması ve daha güneşli günler görmemiz tek temennimdir.
Yeni anayasa tartışmaları sürerkenyYargı bağımsızlığından bahsedip de çözüm sunmamak olmaz; Siyasetin gölgesinin yargı üzerine düşmemesi için, Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarı’nın kuruldan mutlaka ayrılması; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na bağlı bir teftiş kurulunun oluşturulması, bunun doğal sonucu olarak Adalet Bakanları’nın yargıç ve savcılar hakkında resen soruşturma başlatma yetkisinin kaldırılması, mesleğe giriş sınavının mutlaka bağımsız bu Kurul tarafından yapılmasının sağlanması ve hepsinden önemlisi özlük işlerinin tamamen Kurul’a bağlanması gereklidir. Kurul’un yapısı, teftiş ve soruşturma yetkisi sorunu için Anayasa’nın 144. maddesinin değiştirilmesi, özlük işlerin Kurul’a devri için yasa değişikliğinin yeterli olduğu düşüncesindeyim.
Adaletin sadece duvarda yazan bir yazı olarak kalmaması dileğiyle..