Günlük hayatımızda sıkça duyduğumuz suçlardan biri olan gaspın diger adıyla yağmanın suç niteliği haline gelebilmesi için gerekli unsurları yakından inceleyelim.
Günümüzde hemen hemen herkesin yağma ya da gaspın, malın sahibinden zorla alınarak gerçeklestigini biliyoruz. Fakat bu sebepler suçun oluşumu için yeterli midir?
TCK m.148/1 gereğince gasp suçunu gerçekleştiren kişi tanımı olarak ''başkasını kendisinin veya yakınının hayatına vücut bütünlüğüne cinsel dokunulmazlıgına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koyamamaya mecbur kılan kisi'' olarak tanımlamıs altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmolunacağı da belirtilmistir.
TCK 148. maddesi devamınca cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya
baskasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını
açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kagıdı imzalamaya ve ya var olan bir senedi imha etmeye ve ya imhasına karsı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir.
Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi
de, yağma suçunda cebir sayılır. Suçun maddi konusunu olusturan taşınabilir mal ile maddi unsuru oluşturan yarar sağlama maksadı ile hırsızlık suçunun benzer niteliklerini sağlasa da malın alınması amacıyla kişiye karşı cebir ve ya tehdit kullanılmış olması zorunluluğu ile birbirinden ayrılmaktadır. Kısaca cebir veya tehdit yoluyla işlenen hırsızlığa yağma denilmektedir. Fakat bilinmelidir ki yağma suçu bağımsız bir suç olup hırsızlık suçunun da nitelikli hali değildir. Bu nedenle hırsızlık suçu için öngörülen nitelikli haller yağma suçunda uygulama alanı bulamayacağı gibi iki farklı suç olması nedeniyle yağma ve hırsızlık zincirleme suç ilişkisine de girmez.
Anlaşılacağı üzere yağma suçunun maddi unsurları olan cebir kullanma (TCK m./108) veya tehdit (m./106) ve hırsızlık (m. 141) suçlarının bir araya gelmesinden oluşan bir suç türüdür.
Yağma suçunun TCK m .149/(1) de öngörülen nitelikli hallerinde ise suçun;
a) Silahla,
b) Kisinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) (Degisik: 18/6/2014-6545/64 md.) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, isyerinde veya
bunların eklentilerinde,
e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin olusturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar saglamak maksadıyla,
h) Gece vaktinde, islenmesi halinde, fail hakkında on yıldan onbes yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağını da bilmeliyiz.
(2) Yagma suçunun islenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle
agırlasmıs hallerinin gerçeklesmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna iliskin
hükümler uygulanır.
TCK 149 düzenlemesinin aksine TCK 150 düzenlemesinde yer alan durumlarda verilecek
ceza azaltılır. TCK 150’nin gösterdiği durumlar su sekildedir: Eğer gasp fiili islenirken elde
edilmeye çalışılan kazanç normalde var olan bir hukuki ilişki sonucu doğan alacak ise kişiye yalnızca tehdit veya cebirden ötürü ceza verilir. Yani yağma suçundan ceza almaz. Örnegin A kişisi alacaklı olduğu B kişisine karşı zor kullanarak ve tehdit ederek parasını tahsil ederse burada yağma suçu oluşmaz çünkü A nın bir alacağı vardır.
Sadece durumun özelliklerine göre tehdit veya cebir suçlarından ceza verilir. Gasp edilen malvarlığının değeri çok az ise hakim cezayı yarı yarıya indirebileceği gibi üçte bire kadar da indirebilir. Örneğin kişinin elindeki çikolatayı almak için bıçak çeken kisiye hakim daha az ceza verebilir. Çünkü çikolatanın degeri çok azdır. Ancak bu durum hakimin takdirindedir. Gasp edilen malın degeri az bile olsa cezayı azaltmayabilir.
Bir diger bilinmesi gereken dava ve ceza zamanasımı süreleri de oldukça önemlidir. Yagma suçunda (basit ve nitelikli halinde) dava zamanasımı süresi 15 yıldır. 15 yıl içinde
yargılamanın tamamlanarak cezanın verilmesi gerekmektedir. Bu sürede yargılama
tamamlanamazsa sanıgın artık cezalandırılması mümkün olmaz. Yine yagma (basit ve
nitelikli halinde) suçunda ceza zamanaşımı süresi 20 yıldır. Cezanın kesinlesmesinden sonra 20 yıl süreyle sanık yakalanarak cezası infaz edilemezse cezası düsmüs olur ve artık infazı mümkün olmaz.