Ekonomi, gündelik hayatımızda maddi varlığımızı sıkça etkileyen ve ülkemizde sürekli dalgalı şekilde seyir eden soyut bir olgudur. Gerçekten de ülke ekonomimiz çeşitli virajlar dönmekte, hiç durmadan iyi ve kötü grafikler çizerek kendisini etkileyen yahut kendisinin etkilediği diğer her şeyle beraber zincirleme reaksiyonlar yaratmaktadır. Ülkemizde ekonomi üzerine akademik eğitim almış ekonomistler, iktisat profesörlerince dahi maddi hayat bu kadar öngörülemez olunca bizlerin ev ekonomisi de doğal olarak zaman zaman bozulabilir. Piyasada borçlarımız ve alacaklarımız birikebilir. Neticeten borçlu duruma düştüğümüzde, bizim karşımızda kanuni tahsil kabiliyetine hak kazanmak isteyen alacaklı; icra hukuku sınırlarında bir alacak dosyası açabilir. İşte o zaman yapmanız gerekenleri kabaca ve genel hatlarıyla bu yazıda ele alacağız.
Öncelikle, tüm vatandaşlarımıza düzenli olarak e-devlet sistemi üzerinden giriş yapabildikleri “vatandaş uyap” portalını kontrol etmelerini öneriyorum. Nitekim evde olmadığınız bir dönemde veya olur ya henüz ikametgahınızın olmadığı bir yerde yaşıyorsanız hakkınızda açılan icra takibini gösterir “ödeme emri” tebligatı size ulaşmayabilir. Ancak sizi bulamayan icra dairesi bu işten vazgeçmez ve tebligat kanunun ilgili maddelerine göre, sözgelimi 21. Maddesine göre tebligatı muhtara bırakarak “kanunen takipten haberiniz olduğunu.” Varsayabilir. Öyle ya adalet sistemimiz kapı kapı dolaşarak insan aramayacaktır ancak 50li yıllardan kalma bu 21. Madde maalesef günümüzde kimsenin muhtarının adını dahi bilmediği yıllarda borçlu için bir dezavantajdır. Nitekim muhtarlar da sizi bilmez ve haber vermek için çaba sarf etmez. Böylece, asla elinize geçmeyen hatta bazen kapınızı bile geçmeyen bir resmî belgeden sorumluluğunuz başlar.
Vatandaş uyap gibi devletin sağladığı imkanlarla veya oturduğunuz eve gelen postacının tebligatıyla hakkınızda açılan icra takibinden haberdar olduğunuzda ise elinizi çabuk tutmanız gerekiyor. Unutmayın icra hukukunda sürelerimiz çok kısıtlı ve kesindir. Size tavsiyem aynı gün içerisinde bir avukata konuyla ilgili başvurmanız.
Öte yandan her ödeme emrinde yazan rakamı ödemekle zorunlu değilsiniz. Zira hiçbir icra takibi tek başına alacaklıyı haklı kılmaz. Örneğin takibi açan alacaklı yahut vekili borcun miktarında bir hesaplama hatası yapmış olabilir, bankalar gibi kurumsal firmalarda ödeme yaptığınızı görmezden gelinebilir, yanlış yetkili yerde takip açılmış olabilir, borçlunun şahsında ve benzeri konularda yanılgıya düşerek isim benzerliğinden yanlış borçluya takip açmış olabilir. Size ait olmayan sahte bir imza ile size icra takibi açılmış olabilir. Tüm bunların yanında bir kısmı ödenmiş borcun tamamı için icra takibine geçilmiş de olabilir. Bir mahkeme kararına dayanmayan birçok icra takibinde bu gibi aksaklıklar olabilir.
Bu durumda ilamsız ödeme emrinde 7 gün diğer ödeme emri şekillerinde ise size tebliğ edilen belgede yazdığı kadar gün içerisinde usulünce bir itiraz dilekçesini, takibin açıldığı icra müdürlüğüne sunmanız gerekmekte. Aksi halde aleyhinize takip kesinleşerek alacaklı tarafın her türlü sorgulama ve haciz işlemine geçmesine olanak sağlarsınız. Bir icra takibi kesinleşti ise artık borcu, faizlerini ve diğer alacak kalemlerini inkâr etmenin olağan bir yolu yoktur.
Takibi kesinleştirmemek adına itiraz ettiğinizde ise haklı bir gerekçeniz olmalı ve bu gerekçe ispat edilebilir olmalıdır. İtiraz yoluyla duran icra takibinde alacaklı taraf, borçlu tarafı dava edecektir. Alacağının miktarını bu yolla ispatlayacak olan alacaklı hem geçen sürenin faizini hem yargılama giderleri, mahkeme masraflarını hem kendisini avukatla temsil ettiriliyorsa vekalet ücretini hem de borçlunun haksız çıktığı borcuna karşı %20’den az olmamak üzere bir icra inkâr tazminatını ekleyerek artık geri dönülemez bir şekilde takibi kesinleştirecektir.
Haklı bir gerekçeniz olduğunda ise alacaklı dava açsa dahi haklı olduğunuzu mahkeme huzurunda ispat ederek borçtan kurtulabilir, böylece mahkemeye ait masraf ve giderlerin alacaklı üzerinde kalmasını sağlayabilir ve yine siz de kendinizi avukat ile temsil ettiriyorsanız avukatınız da davayı kazanmasına istinaden bir karşı vekalet ücretine hak kazanabilir.
Özetle icra takibi gündelik hayatımızda herkesin başına gelebilecek bir süreçtir. İster borçlu ister alacaklı konumda olun süreçler her zaman planlandığı gibi gitmeyebilir. Bir yandan aceleyle hareket etmenin diğer yandan da süreçleri itinayla takip etmenin oldukça mühim olduğu bu alanda tek başınıza hareket etmeye çalışmanın size büyük zararı olacağını göreceksiniz. Mutlaka bir avukata danışarak hakkınızı aramanızı şiddetle tavsiye ediyorum.