İbadetler hakikatte Allah’a, ahlak ile kişinin kendisine, samimiyetleri ise hayat ve insanlığa kavuşturur, kavuşturmalıdır. Müslümanın alameti inanmak/güvenmek, güven ve inanmanın da alameti insanlığın selameti, birlik ve huzurdur. Öğretiler, yaşam için değerli fikir ve açılımlar ve İslam davasında amaç, insanları selamete, doğru yola ulaştırmak olduğunu anlamalıyız. Fakat İslam taraftarları dahil başka dinlerde de durumun bu olmadığını görüyoruz. Allah, din insanlar içindir diye buyurur, insanlar ise din Allah içindir derler, çatışma, çelişki bir bakıma buradan başlar. Bu çatışma ve çelişkileri İbadetlerin sonuçları düzeltebilir. İbadetlere baktığımızda bıkmadan ifade etmeliyiz ki, ibadetler, zamanları, hareket ve söylemleri bittikten sonra bitmezler bilakis bittikten sonra başlarlar. Ve açıkçası ibadetlerimiz bittikten sonra sona erdikleri, amaçları hayata geçmedikleri için uydurulmuş din takviyesiyle yanlışları arıyoruz. İbadetler hayata müdahil oldukları oranda kötülüklerden el çektirip, iyiliklere sevk ettikleri halde Allah adına kimliği kazanırlar ancak. Ve her ne Allah için ise o yapılanlar aslında insanlık adınadır. Allah adına olan bir faaliyette insanlar bölünmüş, dışlanmış, hukuku ve hakları çiğnenmişse (ifadesi güç olsa da) yapılanlar Allah adına değil benimsenen yedek ilahlık adınadırlar. Dindar olsun, dindar olmasın insanımızın bu gibi tercihlerde farklı yaşamadıklarını görmek için bu günler fırsattır. Bazılarımız Müslümanlar dürüst yaşamazlar diyecekler ama temel değerlerde tarafı fark etmeksizin aynıyız; sadece söylemlerimiz farklıdır.
*****
İnsanlık adına olan faaliyetlerde İslam ödüller ve armağanlar sunar. Kur’an ile başlayıp, Allah rızası için olacak oruç/sükut ayının sevinci elbette bayram sevinci olmalı ve öyledir. Namazda cemaatin hasenatı, tavafın bereket ve birliği ile orucun bayramı, insanlığa esenlik, çatışmasız birlik ödülleridirler. Söz konusu üç ibadet sonuçlarında insanlık, eşitlik, adalet, dayanışma, birlik, barış, kardeşlik ve sevgi düsturlarına riayet güzellikleri vardır. Başta bu üç ibadetin hayatça anlamları ve toplumsal yaşama kattıklarını birleştirirsek şüphesiz göreceğiz ki, ibadetler insanları Allah adına mutlulukla buluşturma vesileleridir. Bu, bir fikir, güzelleme, edebiyat, yorum ve yeni bir şey olmaktan öte İslam’ın gerçeğidir.
*****
Böylelikle İslam dini için bayram ve özel günlerin özellikleri, İslam’ın güzellik ve mutlulukları ferdi değil genel gördüğüdür. Müslümanlar (dini fark etmeksizin ahlaklı dürüst her insan) saf saf dizilmiş yekpare bir set, duvar ve güç mesabesindeler; 61/4. Çünkü bu topluluk yalan söylemez, yapamayacaklarını dile dökmez ve söylediklerini yaparlar bu dürüstlük aralarında çelikten bir sevgi bağı, muhabbet oluşturur (61/2, 3) Allah onları onlarda Allah’ı severler.
*****
Bu münasebetle İslam ilkin namazı bir güne yayıp gayesinin tatbikine bakar, orucu bir ay ile belirtip bir yıla yayar, haccı hayatta bir kez ile bütün ömre yaymayı diler. Bu ibadet amaçları ve başka faaliyetlerin amaçlarını da Kur’an ile bütünleştirip amellere devreder. Sebebini bilmek de zor değildir: Allah insanı, insanın kendisini düşündüğünden çok fazlasını vahyin derdine dökmüştür. Çünkü Rabbimiz, insanı her iki dünyada başı dik, kimseye köle olmayan, iradesiyle yaşamış, onurlu ve mutlu görmek istemiştir.
*****
İbadetlerin neticeleri bu dünyada bayramlar, ahirette sonsuz mutluluklardır ve bunu başaracak olan da sadece sevgidir. Sevgiden uzak yaşadığımız için hayat bayram olsa deriz, bunun için de bayramları hep özlemekteyiz. Bir bayram başkalarına bayram değilse o zaman bu İslam bayramı olmaktan uzaktır. Bizlerde işler böyle gelişmeyeceğini biliyor olsak da şunları ifade ederek gereklerini sıralamalıyız. Bayramda ilkin zulüm ve eziyette, yokluk ve çaresizlikte olanların bayramlarını tebrik etmeliyiz. Seçimden seçime, bayramdan bayrama halkı hatırlayan dili farklı kendi farksız her tür siyasetçi ve oy ile şahsi gelecekleri için çabalayan siyasetçi ve partililerin bayramlarını önemsemeden insan ve İslamca bayramlaşalım birbirimizle. İşçiler, anne-babasından uzak askerler, cezaevlerindekiler, yetimler, kimsesizler, aldatılanlar, sevgiye ve merhabaya muhtaç kimselerin bayramlarını kutlayalım. İlkin sevdiklerini kaybedenlere, küs olduklarımıza, ihtiyarlara, haksızlık ve zulme uğrayanlara kısacası bayram muhtaç olanlarla bayramlaşalım. Hayatı her gün bayram olup edebiyat ile bir tarafta olanların bayrama ihtiyaçları yoktur. Onlar en sona da kalabilir.
*****
Oruç tutan tutmayan; Yeryüzü vatanım, tüm insanlık kardeşim ve iyilik dinimdir, diyebilen vicdan insanları gibi bayramlaşalım. İslam, çöl sıcağında adalet rüzgârıyla serinleten rahmettir. Daha çok bayramlar görürüz düşüncesi ve kibrin bizleri kaplamış haline inat flaşlar ve isimlerden ziyade kimselerin görmedikleri sadece Allah’ın gördükleriyle bayramlaşalım; barışalım, affedelim, bayramlaşalım. Hayırlı, güzel, mutlu bayramlar.