İnsanlık eşit, denk ve çift yaratılmıştır; 4/1, 75/39, 78/8, 35/11, 53/45-46. Kadınların yaratılış ve yaşamlarını sorun haline getiren İslam dini değil, İsrailiyat, Bedevi gelenek ve şark kurnazlığıdır.
*****
Gündem sancılı olmasına rağmen çarşaf, asansör, kadınları dövmek gibi konular piyasada. Kadınlar günü ve dövmek çeşitleri sıralanmışken: Giriş parolası Rahman ve Rahim olan dinden hiçbir canlıya şiddet çıkmaz, çünkü tüm canlılar Yüce Ruhtan nefes/pay taşımaktadırlar. Alemlere rahmet olmuş peygambere eziyet, dövmek yakışmaz, yapmamıştır. Sözleri karanlıklardan aydınlığa çıkaran bir kitaptan acımasızlık asla çıkmaz. Rab sıfatı ve tüm ilahi tecellilerinin esması olan ‘Allah’ isminden de kavga, zulüm çıkmaz; Allah lafzının kelime kombinezonlarının tümü sevgi sonucunu vermiştir (Halil b. Ahmed, Kitabül Ayn). İnananlar dini kendileri gibi konuşturmayı severler ve din onlar gibi konuşmadığında, her izah ve tezden sonra daha fazla çelişkiyle ve inatlaşırlar.
*****
Dine yabancılık çekenler daha fazla mazeretleri öne sürer ve dinin haksızlık tarafında olduğunu savunurlar. Her iki taraf kolaycı düşündüğünden işler hep ters gitmiştir. İslam için kadın haklarını tanımlamaya çalışanlar fazladan lafız, şekil ve fetvalara dayanıp, İslam’ı insan hakları, ahlak ve vicdanı soyutlayarak ele aldıklarından yanıldılar. İslam’ı benimsemeyen taraf kadın haklarına akılcı, ideolojik ve üst haklar tezini ele alarak keyfince özgürlük, ithal ahlak ve dindarları referans göstererek yanıldılar. Her iki tarafın kimi tartışmaları durumu fazladan izah etmektedir. Her iki taraf ve insanlığın yanıldığı nokta, Allah’ın insandan fazla insanın yararını vahyin derdi haline getirdiğinden ötürüdür. İnsanların ilişkileri de böyledir, taraf, bilgi ve mevki farketmeksizin kim, kimi ondan fazla düşünmüşse o hep yanlış anlaşılmıştır. En fazla yanlış anlaşılan din, peygamberler, anne ve babalardır, bunun için bu gruplar hep sonradan anlaşılırlar.
*****
İslam erkeklere olduğu gibi kadınlara da vazife tanımında bulunur, eşitsizliği değil. Ama yaşanan bu olmamıştır, eşitsizlik senaryosu öylesine rast gele yazılmış değildi, iyi hesap edilen ve bilinçli bir hüküm ve seçimdi. Çünkü kadınlar için erkek eşit zıtlıkta ve birçok yönüyle tanınır, bunun için kadınlar sosyal hayattan dışlanmalıydı ki erkekler rahat oyun oynayabilsinler. Miras, dört evlilik, nikah ve çocuk yetiştirme hükümlerinde bütün eziyet namusla beraber kadınların omuzlarındaydı. Oysa namus bedeni bir şey değil ve kadın olmaksızın herkese gerekli değil midir? Kadınlar iyi işler yapmadılar diyelim erkekler hep iyi işler mi yapmışlardır? Peygamberlerin ve batılı birçok düşünce insanının destekçileri kadınlar değil miydi?
*****
Merhum H. Cibran’ın ‘Ey kavmim’ metninde ifade ettiği gibi ufukta söylediği gibi yaşayan insan bulmak başka zamana kaldı. Çünkü yaptığı her şeyde başkalarını suçlamak genetik anlamda DNA’mıza işlemiş. Kim ne yaparsa yapsın bir taraf devlet ve iktidara, diğeri İslam düşmanları ve gavura, öteki şeytan ve emperyalizme vs. atmaktadır: birlikte yaşamda elbette bu ayrımlarda sorumludurlar. Ancak suçu arındırmaya çalışmak suçluluğun teyididir, çünkü suçsuzun suçu yok ki ötekine atsın. Yaptıklarımdan başkaları sorumludur diyecek birine ciddi psikanalistler derhal hasta gömleği giydirirler. İslam için kadınların yaşam hakları erkekler kadardır. Bu haklar ne batının servisi gibi sonsuz özgürlük, dilediğini yapma ve başkalarını kullanma ne de doğunun kelime oyunlu, kibirli ve kazanca odaklı mantığında ne de parti, kurum, kutsal kişi tarafındadır. Anadolu kültürünün edep, ahlak, hür irade, dürüstlük mayası ve sivil kardeşliğindedir. Kadınların haklarını elde etmeleri için erkeklerin onlara reva gördüklerini tekrar yapmak değil, haklarının farkında olmaları gerekir, çünkü haklı olmak aynı zamanda haksızlık yapmamak ve haklarından fazla da istememektir.
*****
İnsanoğlu ‘İnsan insanın kurdudur’ tezini eksiksiz doğrulamıştır, İslam ise insanın yüreğini diğerine yurt yapmaya imiştir. Ancak bölgelerimizde bunu, bir tarafı temsil edenlerle ispat edecek imkana sahip değiliz. Yine de bilinmelidir ki: İslam için her gün/an, insan ve kadın hakları günüdür. İslam için kadın erkek birbirlerine Allah’ın emanetidir, örtüleri takva/edep elbisesidir, davranışları rahmet ve şahitleri meveddet/sevgidir. İslam kadın ve erkekte şahsiyet teklifiyle ahlak ve değer inşa eder, şahsiyet ve değer ise her şeyi inşaya yeterlidir. İnsan ise bunları milliyet, cinsiyet, servet, edebiyat, aidiyet oyunlarında kullanır. Öyleyse din ne yapsın?
Yine de her günümüz hak olsun.