3 gün aç da kalsa yemek yemez! Seninki de mi yemiyor? Rüşvetsiz, televizyonsuz ağzına lokma koymuyor! Yediği şeyler bana hep azmış gibi geliyor. Boyu kısa kalacak, kilo verecek, gelişimi gerileyecek diye çok tedirginim hocam… Gel gelelim anne babaların en çok muzdarip olduğu konulardan biri olan yemek yeme problemine. Çok az sayıda çocuk, annesi ’’ haydi bakalım yemek hazır!’’ dediği an sofraya oturur. O eğlenceli oyun ortamını, ekranları, evdeki keşiflerini bırakıp da yemek hazır deyice hemen ağzını açmasını beklemek gerçekçi olmayacaktır.
Çocuğun yiyebileceği yemek miktarı vardır, bizim gibi bir porsiyon tabağı bitirmesini istemek çocukta bıkkınlık yaratacaktır. Diyetisyenler çocukların yaş gruplarına göre düzenlediği hazır diyet listeleri var, mesela bir çocuğun tek öğünde 2-3 köfte, 2 kaşık yoğurt, 2 kaşık pilav yemesi yeterlidir. Çocuk bunu yedikten sonra ‘’biraz daha yemek ister misin?’’ diye teklif edip reddediyorsa konuyu kapatmak gerekmektedir. Fakat annelerimiz bu konuda biraz vicdan yapabiliyor; aman hasta mı olacak, aman boyu kısa mı kalacak endişesi ile ağzını boş bulduğumuz an bir şeyler tıkıştırıveriyoruz. Bazen bizlerin de canının bir şey istemediği dönemler olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum.
Fazlaca kontrolcü ve korumacı olmak, evdeki dikkati sadece yemek yeme problemine çekmek, dönemsel taşınma, okul değişimi, travmatik olaylar,hastalık, anne baba çatışması-ilişkisi, ilgi çekme, kendini kanıtlama, istediklerini yaptırma, aileyi kontrol etme isteği yemek yeme probleminin altında yatan kök nedenlerdir.
Acıktığımız zaman midede bir tür asit salgılanır, bu asit mideye yanma-acı hissi verir, yemek yemeye zorlar. Bu döngü çocuklarda da olduğu için lütfen onlara bu hissi yaşamları için zaman verelim. Peki, şimdi neler yapıp da bu durumu daha keyifli ve kolay hale getirebiliriz onlara bakalım.
Öncelikle yemek yemenin fizyolojik bir ihtiyaç olduğu mantığından hareket etmemiz gerekiyor.
Günlerce aç kalsa da yemez diyen anneler için şunu hatırlatmak istiyorum; çocuğunuz aç kalmıyor, ana öğünü yemediği zaman bisküvi, ekmek, meyve, cips ne bulduysa ağzına atıyor. Ben gelen ebeveynlere diyorum ki evet ara öğün önemli ama şu ana öğünleri oturtana kadar lütfen ara öğünü keselim. Öğle yemeğine 1 saat kala ağzına bir şeyler atarsa bu çocuğu doyuracaktır, 1 saat sonra verdiğiniz ana yemeği yemek istemeyecektir. Tok olduğunuzu ve birilerinin size zorla yemek yedirdiğini düşünün, bu durum yemek yemeği nefrete dönüştürecektir.
Rutini oturtana kadar şu rahatlıkta olmamız bize fayda sağlayacaktır. Kahvaltısını yapmıyor mu? ‘’acıkmadın galiba tabağını kaldırıyorum’’ diye teklif ettikten sonra bir daha ısrarcı olmayalım. Öğlen yemeğine kadar ara öğün yok, öğle yemeğinde yine aynı şekilde teklifte bulup baskı yapmamak gerekiyor. Çocuk birkaç öğün yemeğince hastalanmayacak, çocukta ‘’ zorla yemek yediriliyorum’’ algısı kırılmış olacak.
En başta konuşulacak bir diğer konuda çocuğun damak tadı. Ek gıdaya geçildikten sonra bütün besinlerden tatmasını sağlamak ileride yemek seçmesinin, reddetmesinin önüne geçecektir. Çocuk en başından beri yediği besinleri yadırgamayacaktır. Her şeyden vitaminini alsın diye bütün besinleri rondodan geçirip veren annelerimiz var, bu yöntem çoğunlukla etkili olmakla birlikte çocuğun damak tadının oluşmasının önüne geçer, her şeyi saf hali ile tatmasına izin verin.
Aslında esas olay bunu sorun haline getirmemek. Çocuklar şunu düşünebiliyor; bayılıyorum annemin benim peşimden yemek diye koşuşturmasına, ne zaman yemek istesem önümde, hiç aç kalmayacağım nasılsa. Bu konunun üzerine çok düşüldüğünü gören çocuk, ben ne zaman yemeği reddetsem annem babam benimle daha çok ilgileniyor, herkesin dikkatini kolaylıkla çekebiliyorum şeklinde düşünüp sizi parmağında oynatacaktır.
Annelerimiz bir de aman çok yesin çok güçlensin diye tabağı bir yetişkinin doyabileceği kadar dolduruyor, tabağın yarısı ile alması gereken besini alan çocuk bitirmeye zorlandığında çatışmalar, yemekten tiksinmeler başlıyor. Çocuğun tabağına bitirebileceği miktarda yemek koyalım ki o tabağını bitirme hevesini tatsın, başarma hissi oluşsun.
Tabldot çocuk tabakları da çocukların yeme hevesini arttırmaktadır. Her bölümde farklı besinlerin olması çocuğa istediğini seçme, istediği yemekten başlama hevesi katmaktadır.
Çocukların bir şeyleri oyunla daha keyifli öğrendiğini hepimiz biliyoruz artık. Durumu biraz da eğlenceli hale getirmek bize yardımcı olacaktır. Kaş göz çizilmiş zeytin, salatalık, meyvelerden yapılmış bir çöp adam yapmak, şekilli, ince dilimli besinler hazırlamak, yemeklere isimler takmak çok da zor olmasa gerek.
Yemeği bazen mutfaktaki masada bazen kendi odasında bazen bahçede yemesine izin vermek de cezbeden bir diğer unsurlardandır.
2-3 yaşlarında artık kendi kendine yemesine imkan tanıyın, döküp saçmasına sabır gösterin, bir süre sonra dökmeden yemek yemeyi de öğrenecektir. Kendi kendine yemek yiyen çocukların daha istekli olduklarını biliyoruz.
Başka bir araştırmaya göre ise yemeğini kendisi seçen çocukların daha sağlıklı ve dengeli beslendiği bulgularını görüyoruz. Sınırlı sayıda seçenek sunarak istediğini yemesine izin verebilirsiniz, sınırlı seçenekle aslında yine ipler bizim elimizde olmuş oluyor.
Her çocuğun en sevdiği birkaç yemek türü vardır, bunu bir b planı olarak her zaman buzlukta hazır bulundurduğunuz zaman o günkü yemeği reddettiğinde teklifte bulunabilirsiniz böylelikle çocuğunuz aç kalmamış siz ise içiniz rahat bir şekilde günü kapatmış olursunuz.
Çocuklar 4 yaşına gelince arkadaş gurupları ile zaman geçirmek, birlikte olmak ister. Bu dönemde ona rol model olabilecek akranlar seçtiğiniz zaman işiniz daha kolay olacaktır. Kreş-anaokulu ortamları yemek yeme alışkanlığında sizlere en çok yardımcı olacak ortamlardan bir tanesidir.
Yemek masası rutini can sıkmamalı, eğlenceli olmalıdır. Sürekli gergin, tartışma ortamının hakim olduğu, yüzlerin asık olduğu, eleştirilere, sorguya maruz bırakılan bir çocuğun olduğu masaya hiçbir çocuk istekli bir şekilde oturmayacaktır.
Yemek hazırlarken onlardan yardım alın, çocuklar emek verdiği yemeği yemeye daha çok meyilli olabiliyorlar. Ispanağı sevmeyen bir çocuktan ıspanakları yıkarken yardım almak, yumurta yemeyen çocukla o sabah omleti birlikte yapmak işinizi kolaylaştıracaktır. Dediğimiz gibi çocuklarımız emek verdiği yemeği yemeye daha meyilli olabiliyorlar.
Mutfak alış verişinde, sebze-meyve seçiminde yine onlardan yardım almak bir diğer kolaylaştırıcı seçeneklerdendir
Sebzelerin, meyvelerin her türlü gıdanın faydalarından bahsetmek çocuğu teşvik edecektir. Onun seviyesine, ilgi alanına indirgeyerek anlatabilirsiniz: ‘ Murat’cığım hani sen arkadaşlarınla koşma yarışı yapıyorsun ya işte bu havucu yediğin zaman gözlerin daha keskin görecek ve daha hızlı koşacaksın’ şeklindeki anlatımlarla gündelik hayatında ne işe yarayacağını söyleyebilirsiniz.
Bazen seçmesine bazen reddetmesine izin verelim, anne baba olarak yemek seçiyor muyuz bunları gözden geçirelim, çocuğun çevresindekiler yemek seçiyorsa çocuk da seçecektir.
Yemeği yemeden kalktıysa abur cubur, yararlı olsa dahi ara öğün vermemeliyiz. Hep dediğimiz gibi yemek yeme rutinini oturtana kadar ara öğün olmamalı.
Sevmiyor diye tamamen rafa kaldırma, 2,3 hafta sonra tekrardan farklı besinlerle birlikte sunabilirsiniz.
Bol şeker ve çikolata, paketli ürünlerin iştahı azalttığını da unutmayalım. Sevgiyle kalın.