‘’Hocam kaç yaşına geldi hala konuşmuyor, söylediği tek kelime ‘anne’. Benim çocuğum otizm olabilir mi acaba, hiç kelimesi yok, Onun halası da geç konuşmuştu, bizde de geç konuşma vardı’’ diye gelen ebeveynlerimiz… Yine polikliniğe gelen en çok vakalardan biri geç konuşma problemi oluyor.
Peki nedir bu geç konuşma? Çocuğun konuşmaya başlama yaşının kendi yaşıtlarından geride olmasıdır. 12-16. Ayda ilk sözcük, 2 yaşında 10-15 kelime, ilk cümle kullanması yaşına uygun olduğunu gösterir.
Geç konuşmanın birçok sebebi olabilir. Öncelikle sebebine sonrasında ise çözümlerine bakalım. Gecikmiş konuşmanın sebepleri arasında otizm, zeka geriliği, işitme-görme sorunu, yarık damak-dudak yapısı, dil altı bağı, genetik(ailede geç konuşma), ailede iki dil konuşulması, tek kardeş-yalnız olma durumu, kardeş kıskançlığı, ekran maruziyeti, uyaran eksikliği, baskıcı aile tutumu, ailede iletişim bozukluğu, monoton-suskun aile modeli, travma gibi fizyolojik ve psikolojik unsurlar vardır.
İlk olarak tıbbi kontrol sonra gelişim ve zeka testleri daha sonra ise psikolojik ve davranışsal problemlere bakılmaktadır.
Araştırmalara göre bir kelimenin 6 ay boyunca tekrar edildikten sonra kalıcı belleğe taşındığı saptanmıştır. O halde çocuğun en çok duyduğu sözcük, ilk öğreneceği sözcüktür.
Çocuğunuz bir şey isterken parmağı ile gösteriyorsa, sizi tutup istediği şeyin yanına götürüyorsa ya da anlamsız kelimelerle istediği şeyi ifade etmeye çalışıyorsa ve siz de bunları sorgusuz sualsiz yapıyorsanız çocuk şunu düşünür ‘ ben bu şekilde ihtiyaçlarımı karşılıyorum, benim konuşmama gerek yok, iletişim bu şekilde kurulur’ diye kafasına kodluyor. Lütfen çocuğumuzun hangi davranışını pekiştirdiğimize dikkat edelim. Bu aşamada yapılması gereken şey çocuğun göz hizasına gelerek ne istediğini sormak ve beklemek, baktınız gerçekten o kelimeyi çıkaramıyor cümle içinde 2-3 kere tekrar etmek. ‘’ annecim sen bardağı istiyorsun galiba, al bakalım bardağı, biz bardakla su içeriz ‘’ gibi ilgisinin ve ihtiyacının olduğu şeyi yinelemek. İlgisinin olmadığı bir şeyi öğrenmesi zor olacaktır.
Çocuğun konuşma çabası ile dalga geçmek, her yanlış kelimesini düzeltmeye çalışmak çocukta konuşamama kompleksine sebep olacak, ben konuşamıyorum algısı yaratacaktır.
Kelime öğretmek, söyletmek için de baskı yapmak işe yaramayacaktır. Konuşma problemine çok fazla dikkat çekmek doğru olmayacaktır.
Ekranların da konuşmayı geciktirdiğini unutmayalım, çok basit özetleyecek olursak ekranlarda karşılıklı bir iletişim yoktur. Duymak pasif hafızayı konuşmak aktif hafızayı geliştirir.
Geç konuşma problemi ile gelen hastaların bir diğer problemi çocuğun aynı zamanda öfkeli ve hırçın olması. Kendini ifade edemeyen çocuklar hırçın, agresif, mımız olabiliyor. Kendini yere atmalar, iteklemeler, vurmalar, ısırmalar… Yani sözel olarak iletişimi yerine getiremeyen çocuk fiziksel iletişime geçiyor.
Anne, baba, hala vs aile üyelerinde geç konuşma öyküsü varsa yani bu durum genetik ise bir süre beklemek gerekiyor, biraz sonra bahsedeceğimiz çözüm önerileri ile bu süreci hızlandırabileceğiz. Şimdi bu çözüm önerilerine bir bakalım.
Bir şeyleri parmakla işaret edip isterse bunu pekiştirmemeli, bunun bir iletişim yöntemi olduğu algısını yaratmamalıyız.
Dokunduğu, istediği, ilgisinin olduğu her şeyi isimlendirebiliriz
Haftada bir tane şarkı, şiir ezberi yapabiliriz; kahvaltı hazırlarken, yolda yürürken, ayakkabısını giydirirken söylerseniz bir süre sonra sizi tekrar etmeye başlayacaktır
Kitap rutini oluşturmak, masal anlatmak, sesli kitaplar almak bize yardımcı olacaktır
Park, bahçe, akran, arkadaş saatleri, bol iletişim kuracağı kreş-anaokulu ortamı en önemli çözümlerden bir tanesidir.
Çok açıklayıcı bir yazı olmuş Büşra hanım Tebrikler
Harika bir yazı emeğinize sağlık büşra hanım