Hepimizin kelime olarak çok fazla kullandığımız ama kelime anlamının pek fazla bilmediğimiz ‘ŞOK’ şu şekilde tanımlayabiliriz;
ŞOK:Kalbin aortaya attığı kanın akut olarak azalmasına bağlı bir hipoperfüzyon sendromudur. ŞOK olgusunda yaşamsal dokulara ve organlara çok fazla kan gitmez.
NOT: Aort;Vücuda oksijenlendirilmiş kanı taşıyan en büyük atardamardır.
Şok çeşitlerine geldiğimizde ise 4 çeşit şok vardır:
1)Kardiyojenik şok:Kalbin pompalama yeteneğinin azalması sonucu gelişen yetersiz doku perfüzyonudur,
2)Hipovolemik şok:İntravasküler volümün azalması sonucu yetersiz doku perfüzyonunun ortaya çıkmasıdır,
3)Toksik şok:Stafilokokkus Aureus adı verilen bir bakterinin salgıladığı toksinler tarafından meydana gelen, hayatı tehditi boyutlara gelebilecek ciddi bir enfeksiyon şokudur,
4)Anaflaktik şok:Bu şok bireyin yer fıstığı veya arı sokması gibi alerjisi olan bir şeye maruz kalmasından birkaç saniye veya birkaç dakika sonra meydana gelir,hemen tedavi edilmezse ciddi boyutlara ulaşıp ciddi sorunlar çıkartabilir.
Bu şokların yanı sırasında genelde görülebilecek şok belirtileridir mevcuttur onlardan birkaçını da şu şekilde sayabiliriz;
1)Hasta/yaralının kan basıncının düşmesi,
2)Hızlı ve zayıf bir nabız,
3)Baş dönmesi,
4)Susuzluk hissi ve
5)Dudak çevresinde solukluk ya da morarma gibi belirtilerde görülür.