Sevgisizlik toplumun en büyük sorunlarından biridir.
Nerede suç, istismar, şiddet, cinayet ve boşanmalar varsa altında hep sevgisizlik vardır.
**
Sevgisizlik ise daha çok, toplumun küçük yapısı olan aileye zarar verir.
Zira sevgisizlik tohumları ilk ailede atılır.
Aile, sevginin başladığı, güvenin verildiği ilk öğreticidir.
Çocuk aileden gördüğü sevgi ve güven duygusu ile hayatını devam ettirir.
Güven olmayan, sevgisizlik tohumlarının verilmediği yerde ise kötülükler kol gezer.
**
Ebeveyn olarak çocuklarımız için sağlıklı, mutlu ve güzel bir yaşam diliyorsak bunun en büyük yapı taşının anne baba olarak kendimiz olduğunu unutmayalım.
Çocuğa yapılan hakaret, şiddet ve başkalarıyla yapılan mukayese çocuğun hayatında derin izler bırakır.
Ve hayatı boyunca bu izi bir yara gibi taşır.
**
Küçükken verdiğimiz her tepki onların zihnine kaydedilir.
Bu yüzden küçüklükten itibaren çocuklarımızdan sevgiyi esirgemeyelim.
Çocuklarımızı başkalarıyla mukayese etmek yerine kendi başarılarına odaklanalım.
Çünkü her çocuk özeldir...
Her çocuk kendi istidatları nispetinde başarılıdır.
**
Gelelim Ruhsal ihtiyaca.
Ruhsal ihtiyacın ana kaynağı güvendir. Güven ise sevgiden beslenir.
Sevginin kanalları da; fiziksel temas (dokunma), değerlilik hissi (güzel söz ve davranışlar), vakit ayırmak (ilgi gösterme) ve saygıdır.
Yanii ''Çocuğuma vakit ayıramıyorum, hataları için cezalandırıyorum ve ara sıra da bir iki tokat atıyorum.
Dövsem de yine seviyorum. Çünkü, yemeyip yediriyor, içmeyip içiriyor ve ne isterse alıyorum.'' diyorsanız eğer çocuğunuzun sadece fiziksel ihtiyaçlarını karşıladığınızı, ruhsal anlamda ise hiçbir şey yapmadığınızı bilin.
**
Sevgisiz büyüyen bir çocuk ise yetişkinliğinde, çoğunlukla eşine ve çocuklarına sevgi gösteremez, onlara yaşadığı olumsuz duyguları farklı şekillerde yansıtır ve evde sürekli gerginlik çıkarır.
Yanii çocuğunuz bir çiçek misali; verdiğiniz özenin karşılığında açar.
Nasıl şekillenirse o şekilde yaşamını sürdürür.
Bu yüzden çocuklarınıza sevginizi göstermekten, onlarla iletişim kurmaktan ve değerli olduklarını hissettiremekten çekinmeyin.