Hani bazı siyasetçiler vardır...
Her şeyi bildiklerini zannederler, ama hiçbir şey bilmezler.
Bu tür siyasetçileri, belediye başkanlarını, milletvekillerini yanlarındaki bürokratlar, danışmanları yönlendirir...
Hoş danışmanlar ile bürokratlar her şeyi biliyor mu tartışılır...
Mesela belediye başkanları halkın içerisine girerler...
Esnafları ziyaret ederler.. Ya da çiftçilerin yanına gitmişlerdir...
***
Gittikleri yerlerde illa ki esnafın, çiftçinin ya da diğer meslek gruplarını icra eden vatandaşların işlerini yapmaya çalışırlar...
Mesela kimisi iş makinesine biner yıkım yapmaya çalışır...
Kimileri yine iş makinesine biner asfalt dökmeye çalışır...
Kimileri ekmek fırınında küreği eline alır fırıncılık yapmaya çalışır...
Kimileri eline makas alır berber kesilir başımıza...
***
Kimileri seyyar satıcıları ziyaret eder ürünleri satmaya çalışırlar...
Kimileri oto tamircisini ziyaret eder, anlıyormuş gibi tamir edilen aracın motorunu parmaklar...
Kimileri çay ocağını ziyaret eder, vatandaşa çay dağıtır...
Belediye başkanları sık sık halkın içerisine girmeye çalışırlar..
Milletvekilleri genelde Ankara’da oldukları için halkın içerisine pek girmezler...
***
Bu siyasetçiler bir çok meslek grubuna el atmışlardır, anlamadıkları işleri yapmaya çalışmışlardır...
Her şeyi yaparlar ancak kendi işlerini bir türlü düzgün yapmazlar...
Örnek mi?
Adana sinekten böcekten geçilmiyor...
Adana’nın yolları delik deşik, her taraf toz toprak, ne yazık ki belediye başkanlarımız görmüyor...
Danışmanlar ile bürokratları da belediye başkanlarını uyarmıyor...
Nasıl uyarsınlar ki, fırça yerler, işlerinden olurlar...
Vatandaş kimin umurunda ki?
Önemli olan oturulan koltuktur...
Gerisi tefarruattır...