DEHB’de nörolojik değerlendirmenin yeri ve önemi nedir?
DEHB hastalarında ayrıntılı bir gelişimsel değerlendirme yapmak gerekir. Çocuğun gelişimsel başmaklarının yaşıtlarıyla uyumlu olup olmadığı değerlendirilmelidir. Tanı anında nörogelişiminin yaşıtlarıyla uyumlu olup olmadığı hem ayırıcı tanı hem de eşlik eden nörogenetik bozuklukların ortaya konması açısından ayrıntılı bir nörolojik değerlendirme yapılmalıdır. Ayrıca hastanın doğum öncesi (gebelikte alkol, sigara) ve doğum sonrası zararlı maddelere (kurşun gibi) maruziyetinin sorgulanması gerekmektedir.
Bazı ciltte anormal deri bulgularının eşlik ettiği nörolojik (nörokütanöz) hastalıklar ve morfolojik (yapısal) bozuklukların gözlendiği genetik hastalıklar DEHB ile birliktelik gösterebilmektedir ve ayırıcı tanıda mutlaka göz önünde tutulmalıdır. Endokrin hastalıklar (tiroid hormon bozuklukları ), Merkezi Sinir Sisteminin geçirilmiş enfeksiyon ve travması sonrası ortaya çıkan arazlar, nöbet (epilepsi) bozuklukları ve nörometobolik hastalıklar açısından da bu hastalar dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Nöbet (epilepsi) bozukluğunu DEHB’den ayırt etmek için Elektroensefalografi (EEG) tetkikiyle hastaların değerlendirilmesi gerekmektedir.
DEHB Tedavisi Var mı?
Tedavisi için doktor, aile ve okul arasında işbirliğine ihtiyaç vardır. Her çocuk için yaşam alanı, öncelikler ve ailenin imkanları doğrultusunda tedavi planlanır. Çocuğu incitmeden güçlükleri hakkında bilgi vermek, tedavide onay ve desteğini sağlamak önceliklidir.
Davranışçı yöntemlerde, ilaç ve eğitim birbirine paralel olarak uygulanır. Her çocukta ilaç kullanmak şart değildir. Gerekli vakalarda aileler ilaç kullanımı konusunda suçluluk ve kararsızlık gösterdiklerinden; bu durum bazen tedavinin gecikmesine, sorunların büyümesine, çocuğun yaralanması veya etrafın etkilenmesine neden olmaktadır.
İlaçlar doktor kontrolünde kullanıldığından kesinlikle ciddi bir yan etkiye ve bağımlılığa neden olmaz. Ne kadar erken değerlendirilip üzerinde durulursa akademik hayatta güçlükler, hırçınlık, mutsuzluk gibi ikincil problemlerin gelişmesi o kadar engellenebilir. Toplum ve okul hayatındaki yanlış bilgiler nedeniyle, çocukların bu tanı ile dışlanmasına yönelik korkular erken değerlendirmelere engel olmaktadır.
Gün geçtikçe okullarda ve toplumda, bu güçlüğü yaşayan çocuklar artık doğru tanınmakta; “yaratıcı, enerjik, çabuk karar veren, pratik, hazırcevap coşkulu” yönlerini öne çıkaracak şekilde aramızda, kendine güvenen, kendileri ve çevreyle barışık, üretken bireyler olmaları kapısı aralanmaktadır.
DEHB Testi Var mı?
Teşhis için özgül tek bir test veya tahlil ne yazık ki yoktur. Tanı, aileden alınan öyküde bebeklikten bu yana belirtilerin incelenmesi, çocuğun bugününün gözlenmesi ve okul ile öğretmenlerden alınan bilgiler doğrultusunda yardımcı psikometrik testlerle konur. CAS, Wisc-r 4, Wisc-r, MOXO, Bender, Stanfort Binet cognitif testleri yanında, okuma yazma incelemesi, kaygı ve diğer ruhsal zorlukları ayırt etmek için kişilik testleri uygulanan psikometrik testlerdir.
DEHB Tanısı Konulan Birine Nasıl Davranılmalı?
Hiperaktivite bozukluğu, uygun eğitim desteği, aile danışmanlığı ve gerektiğinde psikoterapi (bilişsel davranışçı terapi) ve/veya ilaç tedavisi ile yönetilebilir. Çocuk zaten DEHB tedavisi görüyorsa, belirtiler sabit kalsa bile yılda en az iki kez olmak üzere düzenli olarak bir uzmana görünmelidir. DEHB olan çocukların kolayca anlayıp uygulayabilecekleri kesin ve tutarlı kurallara ihtiyaçları vardır.
1. Kurallar koyduğunuz zaman bunların çok net olmasına dikkat edin ve onları yazıp asın
2. Ödüllerinizin çocuk için anlamlı ödüller olmasına dikkat edin
3. Sık sık geri bildirim verin, çocuğunuza onun ne yaptığının farkında olduğunuzu gösterin. Çocuğunuza beklentileri ve planları konusunda yardım edin
4. Çocuğunuzun iyi günleri olabileceği gibi kötü günleri de olabileceğini göz önünde bulundurun
5. Olumsuzluklar, yapamadığı şeyler ve cezalara odaklanmak yerine olumlular üzerinde odaklanın
6. Bir karakter sorunuyla değil biyolojik bir sorunla mücadele etmekte olduğunuzu unutmayın
7. Davranışlarınız daha öğretici olması için çok konuşup, öğüt vermeyin
8. Espri anlayışınızı kaybetmeyin ve sabırlı olun
9. Kendiniz ve çocuğunuza karşı hoşgörülü olun
10. Uzman yardımı almaktan çekinmeyin ve düzenli takipleri sürdürün