Sabah evden çıkıyorsun, ana yola gelir gelmez dert başlıyor.. Cep telefonunuyla konuşan ve kendinden geçen sürücüden mi, yoksa araçta makyajını yapan bayan sürücüden mi başlayayım bilmiyorum.. Trafik keşmekeşi ayrı bir dert.. Sinirler daha 1. dakikada gerilmeye başlıyor. Tabi ulaşman yere zamanında varmak için büyük çaba sarfediyorsun. Önünde bir sürü yol var, trafik sıkışıklığı ayrı bir dert. Sabır çeke çeke giderken birde dua ediyorsun ve Allahım başıma bir kaza bir bela çıkartma diye... Yok öyle yağma ne dua ne de sabır seni kurtarmıyor. Çünkü seni sinirlendirecek ve sabrını zorlayacak o kadar densiz var ki trafikte hangi birine çıkışacaksın, hangi biriyle kavga edeceksin. Trafik kurallarına uymak mı; hak getire. Sürücü evinde koltuğunda otururmuşçasına o kadar rahat ki, ayna denen o nesneye bakma gereği bile duymuyor. Kornaya basman bile bişey ifade etmiyor. Kırmızı ışıkta durdun, öndeki araba lütfedip gidecek sende geçeceksin. Sanki bahsi geçen kişiler özellikle trafikte bu sorunları yaratıp kavga etmek için bahane arıyorlar. Bu yazıyı okurken belki ortak düşüncede olan ve bu sorunları yaşayan birçok kişi var. Geliniz önce kendimizden başlayalım. Trafikte önce saygılı olmaya, sonra da kurallara uymaya önem gösterelim. Umarım herkes bu yazıdan ders çıkartır. En azından kendisine yapılmasına istemediğini başkasına yapmaz. Şimdiden akşam dönüşünü düşünüyorum ve sinirsiz kazasız günler diliyorum.