Doğar, büyür, ölür!...
İnsan, doğup, büyüyüp ölene kadar neler neler çekiyor…
İnsanoğlu daha doğduğu anda ağlamaya başlıyor…
Emekliyor, düşe kalka yürümeye başlıyor…
Sonrasında okula başlıyor…
Öğretmenlerinin çabalarıyla okuma ve yazmayı öğreniyor…
Ardından ortaokul, lise derken üniversite hayatı başlıyor…
Ya da lise tahsili bittikten sonra imkansızlıklardan dolayı üniversiteye gidemeyenler çalışma hayatına atılıyor…
Bir insan bunları yaparken elbette ki en büyük sıkıntıyı anne ve babası çekiyor…
Çalışma hayatında uğraşıyor, didiniyor ailesini zor geçindiriyor…
Aldığı maaş yetmiyor…
Belki de hakkı yenmiştir…
Haksızlığa uğramıştır…
Sonra bir bakmışsınız “Bom” diye bir patlama hayatınızı kaybediyorsunuz…
Terör canınızı alıyor…
Ya da yine yolda yürürken bir araç çarpıyor, yok yere canınızdan oluyorsunuz…
Veya kaldırımda yürürken birisi omuzunuza çarpıyor, kavga ediyor bir bıçak darbesiyle bu dünyadan göçüp gidiyorsunuz…
Yani her an ölümle burun burunasınız…
Kendinizden ziyade aileniz için, çocuklarınız için korkuyorsunuz…
“Acaba akşama eve gelebilecekler mi?” diye düşünüyorsunuz…
Elbette ölümden kaçış yok…
Ancak, yok yere ölmek yakışmıyor insana…
Doğar, büyür ve ölürsünüz…
Niye öldüğünüz değil de, nasıl öldüğünüz önemlidir…