“Bu rakam nedir” diye merak ediyorsunuz... Bir futbol takımının oynadığı maç sayısı mı?.. Bir atletin koştuğu kilometre mi? Nedir? Hemen açıklayayım ve fazla merakta bırakmayayım... 432 rakamı, Dr. Aşkım Tüfekçi Hastanesi’nin Acil Servisi’nde bir doktorun saat 20.00’den 23.00’e kadar baktığı hasta sayısıdır... Evet evet yanlış okumadınız... Bunu bizzat 3 saatte 432 hastaya bakan doktorun ağzından duydum... 432’yi saate böldüğünüzde 1 saatte 144 hasta çıkıyor... Dakikaya vurduğunuzda 2.4 rakamı çıkıyor.. Yani doktorlarımız “Süperman” gibi çalışıyor olacak ki, dakikada 2.4 hastayı muayene ediyor... Ne kadar sağlıklı bir muayene diye soracak olursanız, bunu yanıtını ben değil, “TIP”çılar vermeli... Önceki akşam yolum Dr. Aşkım Tüfekçi Hastanesi’ne düştü. Nöbetçi doktor bir o yana, bir bu yana hastaların peşinde koşturuyor. Üstelik hastanenin “Acil Servis”inde bulunan gözlem odaları da yetersiz. Öyle ki, bir gözlem odası vardı, 2’ye çıkarmışlar yine de yetmemiş. Acil servise gelen hastalar gözlem odalarında yatacak boş sedye arıyor, bulamayan sandalyede oturarak tedavi ediliyor, boşalan sedyeye aktarılıyor. Bu kadar olumsuzluğun içerisinde sayı olarak yetersiz kalan hemşirelerin zaman zaman hasta ve yakınlarıyla tartışması da işin cabası. Hasta yakınları hastalarına bakmalarını isterken, sayıca yetersiz kalan hemşireler bir yandan işlerini yaparken, diğer yandan hasta ve yakınlarıyla tartışmalarını sürdürüyor. Hatta bazı hemşireler var ki, sesini bile yükseltiyor. Halbu ki, hemşirelerin psikolojik eğitim alması da gerekmiyor mu? Hasta ve yakınlarına nasıl davranacağı öğretilmiyor mu? Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Mehmet Özalevli’nin kendi sosyal paylaşım sitesinde dile getirdiği ve bazı milletvekillerinin kabul ettiği gibi Dr. Aşkım Tüfekçi Hastanesi artık Adana’yı taşıyamaz hale geldi... Dr. Aşkım Tüfekçi Hastanesi 1973 yılında hizmete açıldığında Adana’nın nüfusu bu kadar kalabalık değildi. Adana’nın nüfusu 1970 yılında 347 bin 454, 1975 yılında ise 457 bin 384 olarak kayıtlara geçmiş. Hadi diyelim 1973 yılında 400 bin olsun. Günümüze geldiğimizde nüfusun 2 milyona dayandığını görebiliyoruz. Diyeceksiniz ki, o yıllarda Adana’da özel hastane yoktu, şimdi adımbaşı var.. Doğrudur, ancak baktığımızda özel hastanelere dar gelirlinin maddi gücünün yetmediğini de görebiliyoruz. İlgililer, Dr. Aşkım Tüfekçi Hastanesi’nin ömrünün tamamlanıp tamamlanmadığını tartışmaya devam etsinler, bilimsel araştırmalarını yapsınlar. Biz de burada yaşanan gerçekleri ortaya serdik. Şimdi tüm bu yaşananlardan sonra şu soruyu sorsak yanlış mı yapmış oluruz? Bir hastanenin acil servisinde bir doktorun 3 saatte 432 hastaya bakması ne kadar sağlıklıdır? Yetersiz sayıda olan hemşirelerin hasta ve hasta yakınlarıyla “yüz-göz” olması ne kadar doğrudur. Burada ne hastanenin başhekimini, ne 3 saatte 432 hastaya bakan doktorunu, ne de yetersiz sayıdaki hemşireyi suçluyoruz algısı ortaya çıkmamalı. Bence tek suçlu sistemdir... Eğer sistemde bozukluk varsa, sağlıkta sağlıklı günler bekleyemezsiniz.