Zaman zaman Adana Demirspor ile ilgili yaşadıklarımız anılarımız gözlerimizin önüne geliyor.
İnsanların bilgi sahibi olması açısından zaman zaman yayınlamış olduğumuz köşe yazılarımızı tekrar paylaşma ihtiyacı hissediyoruz.
Çünkü bazı yaşanmışlıkları çok çabuk unutuyoruz.
Bu yıl Adana Demirspor iyi gitmiyor. Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak’ın ne yapmaya çalıştığını da anlamakta zorlanıyoruz.
Murat Sancak bazen taraftarla oturup dertleşebiliyor. Bazen maçlarda tribünleri gezerek taraftarlarla selfie çekimi yapıyor.
Ancak bu yıl ne olduysa taraftarlar arasına set çekti. Hatta set çekmekle kalmadı söz düellosuna girdi.
***
Murat Sancak, bazen de “ben yaptım oldu” şeklinde hareket ediyor. Tabiri caizse “Parayı ben veriyorum, düdüğü ben çalarım” desek sanırım doğru bir tespitte bulunmuş oluruz.
Tıpkı geçmişte Aytaç Durak’ın Adana Demirspor başkanlığı yaptığı dönem gibi.
Mesela Aytaç Durak’ın şöyle bir huyu vardı. Kulüple ilgili bir şey yapacaksa özellikle spor medyasının öneri ve düşüncelerini alır, ama o da “Parayı veren benim düdüğü ben çalarım, ben yaptım oldu” şeklinde hareket ederdi. Hatta bir keresinde teknik direktör arayışında fikrimizi sorunca şöyle yazmıştım.
“Sayın başkan teknik direktör bulup kulüple anlaşmasını sağlamak başkan ve yönetim kurulu üyelerinin görevidir. Bizlerin haddi değildir şu teknik direktör gelsin demek. Kaldı ki bizler teknik direktör ismi zikretsek dahi siz yine de bildiğinizi okuyacaksınız..”
***
O zaman şöyle bir geçmişe yolculuk yapalım.
Yıl 1999.. Adana Demirspor 2. Lig 1. Grupta İstanbul deplasmanında oynanan Bakırköyspor maçıyla 3. Lig’e düştü. Bu maçı kim kazanırsa ligde kalacak, kaybeden küme düşecekti. Adana Demirspor 4-0 mağlup oldu ve küme düştü. O maçı dün gibi hatırlıyorum. Bakırköyspor yöneticileri ev sahibi olmanın tüm avantajlarını kullanmışlar, Adana Demirsporlu taraftarları stada aldırmamışlardı. O dönem Adana Büyükşehir Belediye ve Adana Demirspor Kulübü Başkanı Aytaç Durak, Adana Demirsporlu taraftarların stada girebilmesi için çok çaba sarfetti. Sonuçta Bakırköyspor Adana Demirspor’u 4-0 mağlup ederek ligde kalırken, Mavi-Lacivertli ekip 3. Lig’e düştü.
***
Sezon bitti ve 1999-2000 sezonunda Adana Demirspor Türkiye 3. Futbol Ligi’nde mücadele etmeye başlıyor. Adana Büyükşehir Belediye ve Adana Demirspor Kulübü Başkanı Aytaç Durak, Mavi-Lacivertli Kulübün teknik direktörlüğüne Demirspor’da forma giymiş Orhan Uçak’ı getiriyor. Yeni transferler, hazırlıklar derken Adana Demirspor 3. Lig’de ilk maçını deplasmanda Islahiyespor ile yapacak ve Mavi-Lacivertli takımda hedef galibiyet olarak belirlendi.
Ve maç günü geliyor, İslahiye’ye gidiyoruz. Sanıyorum o dönemde Adana Defterdarı Kemal Sağ da Adana Demirspor yönetimindeydi. İslahiye’ye gittik ve stattaki yerimizi aldık. Statta bir tanıdığa rastladım. Islahiye Emniyet Müdürü adı Mehmet idi, soy ismini hatırlayamadım. Kendisi Adana’da komiser yardımcısıyken tanışırdık. Judo antrenmanları yapardık. Konuştuk, sohbet derken maç başladı yerimizi aldık. Adana’dan gazeteciler olarak ben Bülent Kaplan, Ömer Süremez ve birkaç meslektaşım daha vardı. Ancak, gelenler yerel TV’ler için çekim yapıyordu. Yani fotoğraf çeken yoktu. Sadece Bülent Kaplan çekiyordu. Maçın sonlarına doğru gelirken bir Adana Demirsporlu taraftar sahaya giriyor, Islahiyesporlu futbolcular bu taraftarı aralarına alarak tekme yumruk girişiyorlar. Saha içerisindeki bu çirkin olay tribünlere yansıyor ve her iki takımın futbolcuları birbirlerine koltukları atarken biz gazeteciler iki ateş arasında kalıyoruz. Sol tarafımızda Adana Demirsporlu, sağ tarafımızda Islahiyesporlu taraftarlar birbirlerine koltuk atarken, biz kendimizi oradan zor kurtarıp aşağıya indik. Bu arada aşağıda kendimizi güvene alırken Adana Demirsporlu taraftarlar stadın dışına çıkarılmıştı. Biz içerde, taraftarlar dışarıda bu arada silah sesleri geldi. Paspal şekilde giyinmiş birisi kendi kendine Adana Demirsporlu taraftarlara Adanalılar’a laf söyleyip duruyordu. Yok efendim koltukları ilk atan Adana Demirsporlu taraftarlarmış. Bende yanlış konuştuğunu söyledim. O konuşuyor, ben itiraz ediyorum. Bu arada İslahiye Emniyet Müdürü dostum yanıma geldi “Tamam Hüseyin o konuşan kaymakam bey” dedi. Bende dostumun hatırına sustum ama kaymakam değil kim olursa olsun böyle konuşamaz dedim.
***
Neyse maç 0-0 bitti Adana’ya dönüş yolu başladı. Olaylı deplasman maçında Adana Demirspor 1 puan almıştı. Adana’ya geldik ve o dönem Adana Büyükşehir Belediye ve Adana Demirspor Başkanı Aytaç Durak dünyada bir ilk’i gerçekleştirdi. Durak, teknik direktör Orhan Uçak’ın görevine son verdi. Orhan Uçak görevden alındığını gazetecilerden öğreniyor, dolayısıyla üzülüyordu. Orhan Uçak’ın ardından “Şampiyon Ali” lakaplı Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Adana Şube Başkanı rahmetli Ali Hoşfikirer Adana Demirspor Teknik Direktörlük görevine getiriliyor.
Aytaç Durak, Orhan Uçak’ı görevden alarak hata yapıyor, yerine rahmetli Ali Hoşfikirer hocayı getirerek ikinci bir hatayı yapıyordu. O zaman hem Aytaç Durak’ı, hem de rahmetli Ali Hoşfikirer’i eleştirmiştim. Ali hocanın Adana Demirspor’un başına getirilmesi yanlıştı. Çünkü, Ali hoca o dönemde TÜFAD Adana Şube Başkanıydı. Yani futbol antrenörlerin başkanıydı dolayısıyla Orhan Uçak’a yapılan yanlışa karşı çıkması gerekiyordu.
***
BİZ NE ADANASPOR NE DE ADANA DEMİRSPOR MUHABİRİ İDİK. BİZ GAZETECİ İDİK VE ELEŞTİRİLERİMİZİ YAPMIŞTIK. O DÖNEMDE ADANA DEMİRSPOR BAŞKANI YAPTIĞI YANLIŞTAN DOLAYI AYTAÇ DURAK’I DA REHMETLİ ALİ HOŞFİKİRER’İ DE ELEŞTİRMİŞTİK.
Adana Demirspor Muhabirleri eleştirirler miydi bilemeyiz…
ADANA DEMİRSPOR MUHABİRLERİ BU YANLIŞI ELEŞTİRİRLER MİYDİ BİLEMEYİZ…
Ali Hoşfikirer aynı zamanda meslektaşımızdı. Yani gazetecilik, spor yazarlığı yapmıştı. Her zaman eleştirilerimizi hoşgörüyle karşılamış ve her karşılaştığımızda bizlere bir ağabey gibi davranmıştı. Yani biz O’nu eleştirdik diye bize surat asmamış aksine dostluğunu devam ettirmişti. Bu arada Ali Hoşfikirer hocayı da rahmetle anıyorum.
***
Tekrar gelelim maç gününe…
Adana’ya geldik…
Haberleri yazmaya sayfaları çizmeye başladık. Tabi bu arada telefonlar ardı ardına geliyordu. Arayanlar yaygın ve yerel gazeteden meslektaşlarımız arıyordu. Bizden fotoğraf istiyorlardı. Bülent Kaplan çektiği fotoğrafları karta bastırmak için fotoğrafçıya gitmişti. Bende telefonla arayıp fotoğraf isteyenlere Bülent Kaplan’a sormadan fotoğraf vermem doğru olmaz diyordum. Çünkü, olayların içerisine girip fotoğrafları çekmişti. Ben Bölge Gazetesi’ndeyken her ne kadar Bülent Kaplan’ın müdürü olsam da onunla konuşmadan fotoğraf vermenin doğru olmayacağını düşündüm (Gerçi fotoğraf vermeye de niyetim yoktu, işin açıkçası işi bitirene kadar arayanları oyalıyordum…)
Ertesi gün İslahiyeli futbolcuların aralarına aldıkları ve tekmeleyerek dövdükleri taraftarın olduğu fotoğrafı kocaman kullandık ve “ÖLDÜRESİYE DÖVDÜLER” başlığını attık. O zaman Star Gazetesi’nin bir sloganı vardı “BU HABER SADECE STAR’DA…”
Biz de “BU FOTOĞRAF SADECE BÖLGE’DE…” yazdık…
Bülent Kaplan gazetede çıkan “ÖLDÜRESİYE DÖVDÜLER” başlıklı haberle Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nin yarışmasına girmiş ve “Yılın Gazetecisi Ödülü”nü kazanmıştı.
Adana Demirspor 3. Lig’de mücadele ettiği için yaygın ve yerel gazetelerden muhabirler gelmemişti. Yani tabiri caizse Adana Demirspor’un o yıl mücadele ettiği ligi küçümsemişler, ancak olaylı maç olunca fotoğraf derdine düşmüşlerdi. Ondan sonra yaygın ve yerel gazeteler hem Adana’da hem de deplasmanlara eleman gönderir oldular…